Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. kıvılcım ural

    güzel ve değişik isimli tumblr kızlarının kendini özel zannetme sanrısı normal tumblr kızlarına oranla üç kat daha fazla. kıvılcım yerine bir hafize, bir zeliha olsaydı bu kadar coşmayacaktı, en azından uyanık beyoğlu esnafının bit pazarlarından toplayıp butiklerde sattığı o nine giysilerini "ooo çok vintıç" diye satın almazdı belki.

    çok güzel kadınsın hemşire, yüzün, gözlerin şahane ama saç kesimin falso. aliye rona'nın leğende kafasına tasla vura vura yıkayıp bahçe makasıyla saçlarını kırptığı hülya koçyiğit misali.

    birlikte olduğun adam da kütüğü malatya değil de seattlemış gibi davranmaktan vazgeçsin lütfen. layne staley-demri parrott ya da kurt cobain-courtney lovevari bir grunge aşk hikayesi çıkmaz sizden, türksünüz çünkü. londra'da bir otel odasında altın vuruş yaparak değil de antep'te küşleme kebap salonunda boğazınıza koyun eti kaçarak ölme ihtimaliniz daha fazla.

    şimdi diyeceksiniz ki "orta sınıf ahlakıyla, evli erkekle beraber olan kadına saldırıyorsun, seçkin'i koruyorsun", alakası yok. ilişki evlilik öncesinde de sürüyormuş, muhtemelen açık ilişki türü bir şey yaşanıyor aralarında, herkes birbirinden haberdar, aldatma durumu söz konusu değil. seçkin bu ilişkinin devam ettiğini bilerek evlendiyse bize laf düşmez.

    ben sadece böyle entelli dantelli insanlarla eğlenmeyi seven, olmaya çalıştıkları şeyin kıyısından geçemediklerini yüzlerine vuran bir habis ruhluyum. çok zevkli.

    öte yandan kıza haksızlık etmiş gibi hissettim şimdi. benim de adım kıvılcım olsa ben de dramatik yazarlık, şiir, fotoğrafçılık ve punk rock'la ilgilenirdim. zabıt katipliği sınavına ya da kpss'ye hazırlanan kıvılcım olmaz neticede.

  • 2. kürt öğrencilerin batıda baskı altında olması

    üniversite eğitimimi marmara gibi ülkücü bilinen bir okulda yaptım. sınıfımızın yüzde yirmisini kürt öğrenciler oluşturuyordu. hatta bunların da ezici bir kısmı pkklıydı. buna rağmen hiçbir şekilde bu insanlara en ufak bir ayrımcılık yapılmadı.

    ikinci örneğim de memleketimden olacak. çankırının bir ilçesinde doğdum. bu ilçede beşbin kişilik bir seramik fabrikası kuruldu. bu fabrika tam kapasiteyle çalışamadı ama yinede iyi kötü istihdam sağlıyor. çalıştırdığı işçilerin yarısından çoğu kürt. bu çalışanlar çankırı gibi biryerde hiçbir ayrım yapılmadan yaşayabiliyorlar. isteyen ev kiralayabiliyor. isteyen çocuğunu okutabiliyor.

    şimdi gelelim doğuda bulunan türklere. önceki entrylerimden birinde de bahsetmiştim herhalde. yine yazayım. ortaokul matematik öğretmenliği yapan bir arkadaşım muşta yaşadığı bir olayı anlatmıştı. bir öğrencisiyle arasında ufak bir tartışma geçmiş herhangi bir dayak yada bağırma falan yok. ödevini neden yapmadın yada defterini neden getirmedin gibi birşeydi herhalde. çocuk sınıfı o anda terkedip babasının yanına gidiyor. hoca anama küfür etti diyor. adam da tabancasını alıp okulu basıyor. müdürün odasına gidip bizim arkadaşı çağırıyorlar ve adam tabancasını çıkarıp arkadaşı vuracakken son anda tutuyorlar. sonuçta tahmin edebileceğiniz gibi adam hakkında herhangi bir şikayet bile oluşturulmuyor.

    bu örnekler gibi onlarca yaşanmış olay anlatabilirim yada siz duymuşsunuzdur. ha denebilir ki batıda yaşayan hiçbir kürde ayrım yapılmıyor mu. tabii ki münferit olarak mevcuttur. ama bunu doğudaki örgütlü ve sistematik sindirme politikasıyla karşılaştırmak doğru olmaz.

    sonuç olarak şunu demek istiyorum. sen ilk önce bırak öğrencileri oraya kürt halkına hizmet etmeye gitmiş insanlara sistematik yıldırma politikasını eleştir ondan sonra bunun tersini konuşalım.

    edit : tüm ideolojisi dezenformasyon ve demogojiden ibaret olan fistanlı hewaller yazdıklarımın yalan olduğunu iddia etmiş. hayali öğretmen ve doktor arkadaşlarımız varmış. kişi kendinden bilir işi demişler ya. o hesap işte. bu adama olayı yaşayanlar gelip belgeleriyle ispatlasa mit ayarlamış der. yapacak birşey yok.

    bir de doğuda hiç kitlesel bir yıldırma politikası yokmuş. tehdit edilen, öldürülen, taciz edilen yüzlerce öğretmenden haberin yok anlaşılan. ha dersen ki sen ankara'nın ötesine geçtin mi hiç. askerliğimi doğuda yaptım. senin hewallerle de epey mesaim oldu. bu yüzden o bölgeyi belki senden daha iyi biliyorum.

  • 3. iphone 6s smart battery case

    yaklaşık 8 senedir piyasada olan, şarjlı kılıf.
    apple yapınca devrim oluyor sanırım.

  • 4. bir insan neden beşiktaş'ı tutar sorunsalı

    "benim tuttuğum takım çok başarılı, ama bir başarısız olsun anında bırakırım, öyle de bir karakterim var" diyen yazarın kafasına takılan sorunsal.

  • 5. istanbul'a gitmek

    (bkz: sen gelme ulan ayı)

  • 6. 13.750.000 tl ile yapılacaklar

    yılbaşından çıkan ikramiye ile yapılacak hayallerdir.

    önceklikle 3,750,000'ı gözden çıkarıyoruz.

    bu paraya,

    kendimize, abimize ablamıza, anamıza babamıza bir ev bir araba alıyoruz.

    dört kişilik aile olsak kardeşe 500.000 tl değerinde ev 200.000 tl değerinde araba hediye ediyoruz.

    anneye babaya 1,000,000 tl değerinde güzel bir ev ve 500.000 tl'ye iki adet araba alıyoruz.

    gitti 2,200,000. kalan 1,550,000 tl nin 1 ine kendimize de ev ve araba alıyoruz. kalan 550.000 tl ile dünya turuna çıkıyoruz. yaklaşık 2 sene boyunca dünya turunda olacağımızdan kalan paramızı faize koyuyoruz.

    döndüğümüzde elimizde faiziyle 12,030,000 tl oluyor. 30 bin lirasına arkadaşlarla felekten bir gece çalıyoruz. 1,000,000 nakiti de günlük harcamalar için banka hesabında tutuyoruz.

    11,000,000 tl ile ortalama kira getirisi 750 tl olan 200,000tl değerinde 55 adet ev alıyoruz.

    artık yıllık 495.000 tl kira gelirimiz var. her sene 2 ev alarak yatırımlarımıza devam ediyoruz.

    ölene kadar çalışmadan mutlu mesut yaşıyoruz.

    para az gelenlere;

    (bkz: 2 trilyon dolar ile yapılabilecekler)

  • 7. sabri ugan'a instagram'da destek kampanyası

    öncelikle derdini sikeyim butoncularına hak veriyorum ancak bu benim için gerçekten büyük bir dert. galatasaray'ın şampiyonlar ligi maçlarının resmi sesiydi o. kah "ofsayt yok" diye çığırdı, kah "bekledik bunu çok bekledik" derken kendimizden geçtik. telegol'ün telegol olduğu zamanlarda o kadar deli adamla uğraştı. ancak gördüm ki bu tür değerlerimize gereken önemi vermiyoruz.

    sabri ugan'ın instagram adresi

    bu adamın hakettiği takipçi sayısı 494 müdür.. ilkokul çocukları bile dört haneli rakamlarını zorlarken koskoca sabri ugan şu fotoğrafıyla 68 beğeni mi alacaktı...

    allah gecinden versin şu adama bir şey olsa aynı gün bu adresi 5000 takipçi görür. neden insanlara yaşarken gereken değeri vermiyoruz.

    evet ahali. sabri ugan'ın instagram sayfasına giriyoruz. önce takip et butonuna basıyor sonra da çift tıkla fotoğrafları beğeniyoruz ve bu yaşayan efsanenin hakkını veriyoruz.

    bonus: gerçek reis sabri ugan adnan aybaba'ya ayar verirken

    edit: 1000 takipçiye 6 saatte ulaştık. hedef 2000.

    edit2: sabri abimizin yayınladığı teşekkür mesajları
    twitter
    instagram

    edit3: 2000 hedefi kırıldı. maça kadar 2145 takipçi isteniyordu. maça yarım saat kala 2200 oldu. artık sınır yok. güzel bir insana onu hatırladığımızı gösterdik ve en önemlisi onu mutlu ettik daha ne olsun. herkese teşekkürler.

  • 8. öğrenildiğinde maaşı iki katına çıkaran şeyler

    patronun gizli ilişkisi.

  • 9. iş hayatının ilk kuralı

    şevkle çalışanı, zevkle sikerler.

  • 10. vw golf'ün rotring kalemden az yakması

    rotring rapid
    faber castell super fine

    kalem-uç işbirliğinde 27cm'lik 31 çizgi çizildiğinde 0,5cm uç tüketiliyor.

    27x31=837 cm,837 santimetrelik kullanımda 0.5 cm uç tüketiliyor.
    1674 santimetrelik kullanımda 1cm uç tüketilir.
    bunu 1km çizime oranlarsak;
    60cm uzunluğunda uç tüketilir.

    bir kutu faber castell super fine (24lük) 24 adet 7.5cm uzunluğunda uç içermekte.

    24x7,5=180
    kutudaki tüm uçları uç uca koyarsak 180cm eder.

    bu hesaplara göre 1 kutu uç ile 3km çizilebiliyor.
    100km'de 34(aslında 33 küsür) kutu uç tüketilir.

    söz konusu ucun tanesi 1tl.
    100km uzunluğunda yazı yazmak veya çizgi çizmek isteyen bir rotring rapid kullanıcısının uç maliyeti 34 lira olacaktır.
    40 yapmıyor malesef:(
    not:uç kırılmaları ihmal edilmiştir.

    vw golf'ün sitedeki teknik verilere göre genel yakıt tüketimi 5lt/100km.
    benzine 5tl kabul edersek;
    golf'ün yakıt maliyeti 25tl.

    sonuç:vw golf,kalemden bile az yakıyor.
    (bkz: swh)

    ilk entrymin sonuna geldik:)

  • 11. bir kuruyemiş olsaydınız hangisi olurdunuz

    (bkz: anket fıstığı)

    ps: kuruyemişim.

  • 12. 8 aralık 2015 bilal erdoğan açıklaması

    ışid petrolünün türkiye tarafından alındığını kabul etmiştir...

    ulan adamlar zaten türkiye ışidden petrol alıyor diyor, bilal aldı demiyor ki!

    koç grubu türkiyenin değil mi!?

    (bkz: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya)

  • 13. parasına kesinlikle değen şeyler

    devlet tiyatrolarında izlenen bir oyundur.

    oyunun adı çok önemli değil. oyunlar genel olarak kaliteli. indirimli olarak 6.00 tl'ye alınan bilet ile gerçekten çok iyi oyunlar izleniyor. kaldı ki balkon vs. gibi kategorilerde alınırsa bilet fiyatı 4.00 tl'ye kadar düşüyor.

    sinema biletlerindeki fahiş rakamları da göz önüne alırsak devlet tiyatrolarında izlenen oyunlar parasına mutlaka değiyor.

  • 14. pro7'deki küskü şovu

    (bkz: küsküm şov)

  • 15. donald trump

    kendi %70 aşırı sağın olduğu bir ülkede yaşayan türkleri neden bu kadar endişelendirdiğini anlayamadığım siyasetçi.

    türkiye'de %70 aşırı sağ var, bence bununla dertlenin. abd'nin dna'sında özgürlük var, hukuk var. abd'nin başına değil trump, hitler gelse bile bir şey olmaz. almanya'ya bakın 15 sene hitler idaresinde yaşadılar ama bugün dünyanın yine en ileri ülkelerinden biri oldular.

    siyasetçiler değil, halk önemli yani. trump seçilirse hiçbir şey olmaz. abd'liler farklı dinden insanların kafasını kesmeye başlamaz. ama türkiye'de obama'yı bile iktidara oturtsan erzurum'da oruç tutmayanı dövmeye devam ederler.

  • 16. 8 aralık 2015 galatasaray astana maçı

    astana'lı foxy'de, önümüzdeki yıl trabzonspor'la 2+1 yıllık sözleşme imzalayacak futbolcu tipi var.

    tanım: yasin'e iyice kıl olduğum maç.

  • 17. ormanlar kralı neden kaplan değil de aslan

    çünküm sosyal bir hayatları olduğu için denülebülür bu soruya. kaplanlar ise asosyaldir. çiftleştikten sonra karıya eyvallah çekip yoluna giden, ardında gözü yaşlı yavrular bırakan bencil ve sorumsuz ibnelerden kral olmaz. aslan ailesi uğruna yaşarken kaplan sadece kendisi için yaşar.

    kral dediğin aileyi korur kollar gözetir. savunur. aile fertlerinin sorumluluğunu da üstlenir. kralın malı mülkü hanedanı toprağı olur. kurulup oturacağı bir tahtı olur. bu özellikler de aslanda vardır. kaplandan anca sirk maymunu olur. yavşak rusbu çocuğu. senin mına korum. adam olacaksın önce. şerefsizin evladı. önce evinin yolunu bileceksin akşam olunca. kimsin lan sen. sen kimsin mına kodumun kedisi. ye iç gez anca kendine yaşa. pezevengin evladı. sana kral diyenın de mına koyyim. bengal maymunu senden daha asil. senin sorunun nedir biliyor musun dostum! gücü kaslarında zannetmendir. güç o değildir. güç; gücünü güçsüzlerle paylaşabilmektir. oysa sen kaplan denen ibne sen tek başına bencilce yaşamayı seçmişsin. hiç bir dişi kaplana seni seviyorum dedin mi? onunla 1 günden fazla zaman geçirebildin mi? anca mala vur-kaç taktiği ile yaşadın hayatı. oysa ki güç bir güzel kadını kolları altına alabilmek, çocuklarına sahip çıkabilmek onların ödevleriyle cep harçlıklarıyla ilgilenebilmekti. sen hiç yelelerine sokulup tenini koklayan yavru nedir bilir misin? üşüdüğünde koynuna sarılan bir karın oldu mu? sabah seni öperek uyandıran ve ormana gönderen ve akşam olunca da avdan dönerken seni kapıda karşılayan ahu gözlü bir dilberin bakışlarında tereyağı gibi eridin mi hiç? ailene ilişen sırtlanların burnunu pençeledin mi hiç? geçen hafta senden borç alıp da durumu iyi olmadığı için borcunu ödeyemeyen orangutanların mahallesinden değil de yolunu değiştirip çakalların mahallesinden geçtin mi? ama yoo dostum yoo sen kolayı seçtin, ben fantayı. bu yüzden de kral değilsin sen. sen bir gölgesin. bir gölge kadar zayıfsın. bu yüzden senin değil aslan'ın heykeli dikilir hep. taş gibi diri ve iri. sen ise bencil nefsinle birlikte ormanda bir korkak gibi sinsice yaşarsın. sende liderlik vasfı yok ki bi kere. götün hiç bir zaman yemez bir aile sorumluluğunu üstlenmeyi. yalnız yaşar yalnız ölürsün. sen hiç gerçek bir aslanla karşılaştın mı yavşak! bir aslan senin o kuyruğunu götüne sokar ve araba maskotu gibi dallarda sallandırır seni. bir kedin bile yok, ağlıyor musun? hadi siktir git!

    neyse. sinirlerimi hoplattı sabah sabah. efendim kaplandan kral olmaz. anca sinsi bir vezir olabilir. gerçek kral aslandır. ve bu hep böyledir. bu arada başlıktaki orman kelimesinden kastın tabiat ve doğa olduğunu anlayamamış olanlar şu dakikadan itibaren başlık dışıdır.

  • 18. zeytin ülkesinde saf zeytinyağı bulamamak

    her şeyi bir tarafa bırakın, türkiye zeytin üreticisi bir ülkedir ama iyi zaytinyağı üretemez. bunun bir çok nedeni vardır. hasattan başlar, yağın şişelemesiyle sona erer.
    iyi bir zeytinyağı için, öncelikle zeytinlerin yeryüzü görmemesi gerekir, yani zeytin toprağa değmeyecek. bizde ise zeytin genellikle silkelenerek toplanmakta. gerçi üretici de artık bilinçlendi ama yine de silkeleniyor.
    zeytin hasat döneminde tek tek el ile toplanmalı ve toplandıktan 1 saat içerisinde sıkılmalıdır. toplandıktan 1 saat içinde. hiç bekletilmemelidir. oysa bizde zeytin 1 hafta bekler sonra sıkılır falan filan. detaya girmeyelim.
    elle toplanmayan, toprağa değmiş ve toplandıktan sonra 1 saat içerisinde sıkılmayan zeytin özelliklerini kaybeder ve ortaya asiditesi yüksek, kokulu berbat bir yağ çıkar.
    oysa söylediğimiz işlem sıradına ve şeklibe göre zeytin sıkılsa ortaya çimen ve meyve kokularına sahip bir zeytinyağı çıkar.
    zeytinyağının güneş ışıklarıyla hiç temas etmemesi gerekir. özellikle gavurlar bunun için koyu renk cam şişeler kullanırlar ki yağ özelliklerini kaybetmesin diye.
    her ne hikmetse pet şişelerde ve renksiz cam şişelerde satılır bizde zeytinyağı.
    tüm bunlar yetmez gibi zeytinyağını tüketilebilir hale getirmek için içine ayçiçek yağı, mısırözü yağı katılır. market raflarında da bu ürünleri görebilirsiniz. yok lan olmaz bu kadar diyenler için, evinizde milkshake hazırlamak için kullandığınız aletin içine aldığınız zeytinyağını dökün, 5 dakika karıştırın, zeytinyağı üste çıkacak diğer yağ altta kalacaktır.
    bir not olarak belirteyim gemlik zeytini sofralık zeytindir, yağı pek makbul değildir. zaten makbul olsa ülkede ünlenirdi ama gemliğin salamura zeytini meşhurdur. çünkü gemlik zeytini sofralık zeytindir.
    yağlık iyi kalite zeytin, edremit, ayvalık, edincik, erdek bölgesindedir. lakin zeytini toplamayı ve sıkmayı bilmediğimiz için çıkan ürün rezil bir üründür.
    eğer ispanyaya yolunuz düşerse 1 litre zeytinyağı alın, kapağını açtığınızda ortaya çıkan kokuya bakın.
    neden bizde zeytinyağının kötü olduğunu anlarsınız.
    hörmetler.

  • 19. bir erkeği adam edip başkasına kaptırmak

    çok itici ve samimiyetsiz bir tabir bence bu. kendini üstün gören kezbanımsı bir laf. genelde hiçbir şey bilmiyordu ben adam ettim büyüttüm vs şeklinde kullanılmakta. nereden baksan kezbanlık akıyor.

  • 20. 8 aralık 2015 real madrid malmö maçı

    garip ama yine rafa benitez kıracak rekoru.

  • 21. ışid'le diyalog kurmak dinlemek anlamak lazım

    "ışid kafanızı keserse, kulaklarınız yoksa kalbinizle dinlemelisiniz, eğitmelisiniz" diye devam eden dallama. ne güzel dünya kan gölü, bunlar dağ başında piknik yapıyor yüzyıllardır sonra huzur barış diye akıl veriyorlar.

  • 22. babayla oğulun tokatlaşması

    yanlış okuyunca "ne var ki bunda?!" şaşkınlığı yaşatmıştır.
    (bkz: babayla oğulun tokalaşması)

  • 23. az kişinin bildiği muhteşem kitaplar

    millet dayısının, amcasının, mahallesindeki apaçi ergenin bilmediği kitapları "az kişinin bildiği kitap" olarak telakki etmiş. arkadaşım şu tepede, az kişinin bildiği muhteşem kitaplar diyor, sen buraya oblomov gibi klasikleri yazıyorsun. oldu olacak suç ve ceza yaz tam olsun.

  • 24. fatih tekke

    "oğlumla evimin bahçesinde futbol oynarken ikimiz de en sevdiğimiz futbolcular olurduk. oğlum ben olurdu, ben ise fatih tekke."

    zinedine zidane.

  • 25. homoseksüellerin psikolojik hasta olduğu gerçeği

    abbas isyanda sağolsun 3 yaşındaki bilal'e anlatır gibi anlatmış şu tercih meselesini ama bir yorum da ben yapacam.

    allah'ın türkiye'sinde, 13 yaşımdayken, annem bile televizyondaki bazı eşcinsel sanatçıları izleyip "aman böyle oğlum olacağına ölsün" demişken ben o yaşta acayip adrenalin bağımlısı bir salak olduğum için eşcinsel olmayı "seçtim" öyle mi?. lan 17 yaşında ailemnden gizli gizli doktorlara gittim, üniversite için istanbul'a geldim tekrar doktora gitmeye başladım. tek amacım "eşcinsellikten" kurtulmak. çünkü deli gibi korkuyorum, kendimi tek sanıyorum, doktora ilk sorum "eşcinsellikten dönüş var mı?". çünkü aklım almıyor nasıl bir tedavi olacak, eşcinsellik sex fantazisi değil ki, ben aşık oluyorum, hoşlanıyorum. doktor bana asla net bir cevap vermedi. akıllı olan doktor da vermez zaten. çok karmaşık bir olgu. eşcinsel olmadığı halde böyle hisler duyan insanlar da var.

    intihar mintihar diyorsunzu ya. ben 16 yaşımda iki kere denedim. aile de eczacı olunca kolay oldu valla elin altında sürekli ilaç var. ama ben eşcinsel olduğum için intihar etmedim, eşcinsel olarak dışlanmadan, korkmadan nasıl yaşayacağımı bilmediğim için ölmek istedim. allahtan beceremedik.

    ben böyle mutluyum, böyle olmaktan başka şansım da yok, bu şekilde de hayatımı belki bir çok insanın imreneceği şekilde yaşıyorum. sırf sizin paşa gönlünüz istiyor diye değişmeyecem.

    benim sizle işim yok siz de bizden uzak durun lan

  • 26. 8 aralık 2015 soner yalçın köşe yazısı

    "powertrans…

    25 mart 2011’de doğduktan sonra akp hükümeti, 18 temmuz 2011’de, “ham petrol ve jet yakıtının türkiye üzerinden karayolu veya demiryolu ile taşınmasına ilişkin karar’ın yürürlüğe koydu.

    barzani petrolünün taşınma işini powertrans’a verdi!

    ırak, 8 mayıs 2014’de türkiye’yi -powertrans’ın kaçak petrol sevkiyatı nedeniyle- paris’teki uluslararası ticaret odası’na şikayet etti.

    peki…

    sahibi belli olmayan powertrans başka hangi bölgelerden petrol taşıyor?

    sormazlar mı; ışid petrolünü de taşıyor mu? çünkü…

    sadece rusya değil; guardian’dan observer’a, new york times’tan
    financial times’a kadar gazeteler türkiye-ışid petrol ticaretini yazıyor.

    akp aldırmıyor. ham petrolün türkiye üzerinden karayolu ve demiryolu ile taşınmasına ilişkin kararın süresini 31 aralık 2020 yılına kadar uzattı.

    powertrans’ın mersin limanı’nda kaçak petrol sevkiyatı yaptığının ortaya çıktığını ama “görünmez eller” tarafından olayın kapatıldığı basına yansıdı. ardından…

    kaçakçılığa karşı önlem için petrol taşımacılığında yükün kayıt altına alınması şartını akp geçen hafta kaldırdı!
    hangisini yazayım…

    türkiye’nin en imtiyazlı şirketi powertrans’ın sahibi kim?

    neden singapur-karayipler üzerinden türkiye’ye geldi?

    dayı oğlu ekrem keleş kimin adına powertrans’ı yönetiyor?

    soru çok…

    dayısının oğlu petrol ticaretinin tam göbeğinde iken, berat albayrak nasıl enerji ve tabii kaynaklar bakanı yapılır?"

    tipik akape yolsuzluğunu yazdığı yazısıdır.

    şimdi bunu akapeliye okutursanız ne olur. hiçbir şey. okumaz. okusa anlamaz. anlasa inanmaz.

    tayyip çıkıp "ışıd'dan petrol alıyorum, kendi damadımla aklıyorum. parama para koyuyorum. türkiye sikimde değil, hepinizin amk" dese alkışlayacak milyonlarca insan bulurum.

    özetle. yine kendi bildiklerimizi kendimize anlatmışız. kendimiz çalıyor, kendimiz oynuyoruz çünkü. başka çare de yok zaten.

    cehalet aptallık ile birleşmiş bir de üstüne ahlaksızlıkla seks yapmış, ortaya da örgütlenmiş yüzde 50 çıkmış.

    rusya alsa bu ilişkileri bm'ye sunsa diyeceğiz de zaten biliyorlar. velev ki sundu. ne olacak. tayyip bm'ye savunma yazmaktansa çıkıp tv'lere "rusya sahte evrak sundu, ailemi işe karıştırıyorlar, tabi evlat nedir çocuk nedir bilmez, benim kızım türbanlı " falan diye ağlayacak.

    ya da nasıl ağlarsa ağlasın ama bunu bm'ye değil türk televizyonlarında türk halkına karşı yapacak.

    çünkü türkiye'nin adını aklama gibi bir derdi yok ya da ülke çıkarlarını gözetmek.

    fark ettiniz mi adam uçak düşürür türk halkına seslenir, ambargo yer türk halkına seslenir. adamın tek derdi var çünkü.

    bu ülkede kesesini uzun yıllar boyunca doldurmak. ülkenin durumu umurunda bile değil. işte bu yüzden devletler arası ilişkiler türk halkının gözü önünde saçma sapan cereyan ediyor.

    sevmiyor bu ülkeyi. sevmiyor bizi.

    kahvehanede ülke yönetiyor..

  • 27. rus tv'sinde türkiye'yi bombalama tartışması

    iki ülke arasında diplomatik kriz yaşanıyor, ilişkilerimiz bir haftada ermenistan-azerbaycan seviyesine gelmiş ve ben bir iki aklıselim, bilgili yazarın görüşlerini merak edip bu tür başlıkları şükela moduna aldığımda gördüğüm entryler aşağı yukarı şöyle:

    "bombalamazsan karıyın amına koyayım rusya"
    "nadaşalarınızı altımızda inlettik rusya"
    "bir bok yapamazsın kezban rusya"

    bu kadar lümpen yorumlar duymak istesem kahveye gider, nikotin bıyıklı amcalarla konuşurum.

    ciddiye almak istiyorum şu lağım çukurunu, nice bilgili, düzgün yazarlar vardır diyorum ama yok işte. inci sözlükle yozgat kıraathanesi karışımı bir yer olmuş. ben de leş leş entryler yazıyorum ama hiç değilse siyaset başlıklarında biraz düzgün, ciddi, bilgilendirici entryler görmek istiyorum.

  • 28. aşkı zinde tutan 17 sır

    (bkz: peki)

  • 29. burak yılmaz

    yerine 12'li mandal ve 2 adet leğen veren ilk takıma satılması lazım.

  • 30. ekşi itiraf

    ingilizce iktisat okudum. herkesin benden beklentisi süslü süslü giyinip plazalarda çalışmamdı. oysa benim hayallerimin mesleği çobanlık*. şu an 33 yaşındayım, iki yıllık açıköğretim laborant ve veteriner sağlık bölümünde okuyorum. yem bilgisi dersine çalışırken ineklerimin, atlarımın olduğunu ve onlara böyle nam num yiyecekleri güzel yemler hazırladığımı hayal ederek mutlu oluyorum.

  • 31. prag'daki sarhoş pisuvarı

    tüm saçma sapan bakınızları seri eksilememe sebep olan konu.

    ne yarak kürek forum yeri oldu şu sözlük. artık ayda yılda bir bile yazasım gelmiyor. adam gelmiş ülkemizde olmayan ya da yeni yaşadığı bir tecrübeyi paylaşmış altındaki şu saçma bakınızlara bak amk. hatta gerizekalının biri 50 karakteri geçmiş bkz bile yapamamış. dostum keşke sen de bunu prag başlığına açsaydın hem başlık kirliliği olmazdı hem de daha sık okunurdun.

    bunun metal şeklinde olanı taksim burger kingde vardı. millet halay çeker gibi omuz omuza işiyordu, pisuvar daha iyi bence...

  • 32. islam alemini cehaletten kurtarıyoruz kampanyası

    "sen kimsin ulan" diyecekler için: bir garip ademim. biraz kendimden bahsedeyim:

    komünistler bu aralar tamtakır; 15 yıldır kadrolu vaizi olduğum allahsızlığı yayma cemiyeti epeydir maaş ödemiyor. üyesi olduğum mason locası da bursumu kesti. oysa henüz 17 yaşımda 15. dereceden mason olma mertebesine erişmiş ve yahudi yancılığını ibadet haline getirmiştim. kilise ile de papaz olduk. incilin arasına 100 dolar koyup esenler'de liselilere bedava dağıt diye bir talimat geldi misyoner abilerden ben de incilin içindeki benjaminleri nevizade'de karı kızla alemlerde yiyip sadece boş incili dağıtınca beni domuz bağcı hizbullahçılara şikayet ettiler. cia ve mossad müşterek bir operasyonla beni arada rakka'ya gönderip benden ışid'in islam dünyasını daha fazla nasıl rezil edebileceğine dair eğitim vermemi istedi. ehli sünnet vel cemaat mezhebinin en asil imamlarından biri olan imam-ı hanbel'in "namaz kılmayan adam kafirdir kellesi müslümana helaldir, nikahı da düşer" içtihatını gösterip aslında hiç namaz kılmayan ama süper müslüman olan yaklaşık 1.5 milyar insanı ışid'in düşmanı haline getirdim. haliyle yezidi ve süryanilerin kadınları zaten size cariye olmak zorunda kendine ehli sünnet diyen beynamazlar da kafir olduğuna göre onların kadınları da helaldir dedim. ebu bekir bağdadi de beni onayladı ve "cennet mekan abdühamit han hazretlerini sahiplenen neo osmanlıcı tayyipçiler 4. murat'ın bağdadı fethinde kestiği şia kellelerinden bihaberler sanırım, biz osmanlının yaptığından başka ne yapmışız?" dedi. sırbistan'daki kelle kulesi de osmanlının en büyük mimari eserlerindendir diyerek son noktayı koydu. sonuçta buharinin yazdığı kitap bugün kurandan sonraki en birincil kaynakken ehli sünnetten olan hanbeli mezhebi buhariyi "kuran mahluktur" dedi diye tekfir edip de şehirden kovmamış mıydı? buharinin karısı ile arasındaki nikahı da allah adına iptal etmemişler miydi? beni onaylayıp allahu ekber çektiler silahları kaldırıp gök yüzüne ateş ettiler. aman dedim "allahın gözüne denk gelir mermi sakin olun" , duruldular. bunlar hammış pişmiş yanmış diyerek uçağa atladığım gibi vatikan'a döndüm. türk medyasındaki sebatayistlerle televizyonlarda daha fazla seks ve öpüşme sahnesi göstererek müslümanların çocuklarını seksomanyak yapma hayallerimiz de havuz medyası ile yerle bir oldu. okullarda laik kemalist ahlaksız zihniyetini yayarken onları da hep imam hatiplere çevirdiler.. artık sayelerinde nur ve keramet akıyor otuzbirci imam hatip öğrencilerinin yüzlerinden. hatta içtihata bile başladı keratalar: bakterilerin evrimi üzerine bina olmuş modern tıbbı sırf içinde evrim var diye allahsız bulan ergenler sivilcelerinin nedenini fazla otuzbir çekmekle açıklamış durumdalar.. imam-ı şafi'nin içtihatlarından aşağı kalır yanı yok bence. kendilerini tebrik ediyor başarılarının devamını diliyorum. anlayacağınız üzere işler kesat.. kimseyi allahsız, mason ve sebatayist kemalist yapamıyoruz bu aralar.. bu yüzden ben de bari müslümanlara bir faydam dokunsun diyerek müslüman kardeşlerimin entelektüel seviyelerini arttırmaya çalışıyorum.

    bundan sonra ben de osmanlıdaki islam uleması gibi entry'lerime besmele, salvele ve hamdele ile başlayacağım. başlık sansasyon yaratma amaçlı böyle açıldı, yoksa kampanya falan düzenlediğim yok. böyle kampanyalarla islamı kurtarmak imkansız gibi bir şey, islam alemini modernite denen "canavar" yutuyor şu anda. ben de o canavarın mekanizmasındaki dişlilerden biriyim. müslümanlar 1400 yıldır deccalin kim olduğuna bir türlü karar veremediler. oysa deccal modernitenin ta kendisi. yani atalarımızın 1400 yıldır küfrettiği deccal bidliğin dünyanın en iyi şeyi lan, deccal akıldır, rasyonalitedir. her neyse.. gırgır bir yana esas niyetim: bir okuma listesi istendi benden, o konuda üç beş kişiye naçizane okumalarını tavsiye edebileceğim kitaplar, izlemelerini önerebileceğim belgeseller hakkında gevezelik yapmak. yoksa ben kim islamı kurtarmak kim? allah bu hale nasıl getirdi ise kendisi kurtarsın.

    elbette bütün müslümanların cahil olduğunu düşünmüyorum. mesela 1988 yılında ölmüş islam reformcusu fazlur rahman diye bir hoca var (aşağıya gelip "islamı yok etmek isteyen yahudi uşağı" yazarlar bu adam hakkında şimdi, onlar yazmadan üstadlarının hakaret dolu eleştirisini koyayım buraya boşa uğraşmasınlar). bu adama cahil demek mümkün değil. ancak hepimiz biliyoruz ki böyleleri hariç neredeyse bütün islam alemi korkunç bir cehalet kuyusunun içinde yaşıyor. işin garip yanı da tırmanmaya çalışanları ayaklarından geri çekip bir yandan da kuyunun dibini tırnaklarıyla kazımak suretiyle daha da dibe doğru gidiyorlar ve bundan büyük keyif alıyorlar. mazoşizm gibi bir şey.. arabesk kültürün özü.. hadi sözlükte cümle kurma becerisi olan ibdacı takımıyla nurcuları anlıyorum da anadilini kullanmayı dahi beceremeyen ilimden kelamdan habersiz milli görüşçüler, erbakani-i bi-idrak tayfası bana neden kızıyorlar anlamış değilim. tayyip de bir dönem fazlurrahmancılığa merak sarmış sonuçta. fazlur rahman'ın islamda reform ve dinlerarası diyalog içeren "islam ve modernizm" isimli kitabını 1997'de bizzat istanbul belediyesi aracılığı ile milletin vergileri üzerinden bastıran kişi tayyip'in kendisi. üstelik bir de bizzat önsöz yazmış adam.

    benim güzel ahlaklı abdestli müslüman kardeşlerim: sizler 1400 yıldır 604 sayfalık kitabınızı anlayabilmek için 604 milyon sayfalık içtihatlar, fıkıh kuralları, itikat yolları, fetvalar, hükümler, tefsirler yazmakla meşgulken bütün büyük beyinlerinizi bu işleri yapmaya memur kılmışken sizin dışınızdaki dünyada da bir kaç ufak değişim oldu. aya falan çıktı adamlar mesela. marsa gidecekler yakında. yav biliyoruz kuranda bunların hepsi yazıyor zaten de mars'a gidene de gitme denmez değil mi? hadi mars meselesini geçtim acaba fransız fizikçileri termodinamiği bulmayaydı bugün evinizde sıcak sıcak oturabilecek miydiniz? ya betonarmeyi bulmayaydı hala kerpiç ve ahşap evlerde mi yaşayacaktınız? ya elektriği bulmasalardı hala gaz lambası altında divit ve okka ile tefsir çalışmalarınıza mı devam edecektiniz? mesela trene binip de hiç sormuyorsunuz ya bu tren nasıl gidiyor? bu uçak nasıl uçuyor hacı? işte ben sizin es geçtiğiniz o tarihi ve uçağın uçmasına olanak veren bilimsel ve özellikle sosyal fikirleri, "bir insanın uçağı icat etmesine olanak veren ortamı yaratan" siyasal fikirleri hangi kaynaklardan okuyup öğrenebileceğinizi anlatacağım. evet biraz geç kaldık. ama bugün bu dünya nasıl oluşmuş onu anlayabilmek için tarihi ve tarih içinde var olmuş fikirleri bilmek zorundayız.

    yazımı dört kısıma ayıracağım. birinci kısım tarihle ilgili. ikincisi kısım islam kaynakları. üçüncü kısım düşünce (felsefe, sosyoloji, psikoloji) ile ilgili ve dördüncü kısım da edebiyatla ilgili olacak. evrensel ve akademik bir bakış açısı ile bu dört damardan beslenen bir insanın eğer michael sikkofiled gibi "illüminati göz ve üçgen şekiller aracılığı ile dünyayı ele geçiriyor" tarzı takıntıları yoksa anormal biri olması mümkün değil. sikkofield'ın mevlanayı tekfir ettiği yazısını okudum bu arada. bu yazısından dolayı kendisini tebrik ediyor ve destekliyorum. islam dünyasının zillet içinde oluşunun sebebi olarak şimdilik tasavvuf denen garabetin garabetliğine ulaşmış. gazali de büyük oranda tasavvufla tanıştıktan sonra sapıtmıştır. tespiti kısmen doğrudur ancak tasavvuf ikincil gerekçedir. birincil gerekçe ise ehli sünnet akidesini yaratan eşari düşüncedir.

    tarih

    eğer ortalama bir insansanız beyninizde bir fikir oluşturabilmek için önce o fikri yerleştireceğiniz analitik düzlemi yani sahneyi hazır etmeniz lazım. eksenleriniz olacak. bu eksenlerin en önemlisi tarih eksenidir. tarih bilmeden başka hiç bir şeyi anlayamazsınız. mesela dış dünyaya kapalı gazalici nihilist islam anlayışına göre yazı öncesi tarih kuranda geçen ayetlerle ve bazı kanallardan gelen rivayetlerle oluşmuş bir takım orta çağ kitaplarında anlatılan peygamberlerin hayatıdır. adem cennetten kovuldu, idris israil'de ilk devleti kurdu, nuh tufandan sağ çıktı, lüt kavmi helak oldu, yunus balığın karnına düştü, musa kızıldenizi ortadan ikiye böldü, isa göğe yükseldi ve muhammed de alemlere rahmet olarak yaratıldı. mesela bu adamlar ibrahim peygamber'in mekke'de kabeyi kurduğuna inanırken m.ö. 4. ve 5. yüzyıllarda yazılmış, o coğrafyayı anlatan tarih kitaplarında buna dair bir ibare bulamıyoruz. islama göre mekke'nin muhammed gelmeden önce belki en az iki bin yıldır kurulu bir şehir olduğu "doğru bilgidir" (bakara, 127) oysa `diodorus`'tan önce (mö. 60) yazılmış ve elimize ulaşmış kitapların hiç birinde mekke şehrinin varlığına dair bir emare bulunmamaktadır. "vallahi kuran'ın bir tek harfi bile yalan değildir" diyenler hemen celallenmesin. böyle olmasına rağmen kuran'dan insan aklına ve vicdanına uygun bir din çıkar mı? çıkar.. kuranın tarihsel bir metin olduğunun kabulü ile yani o günün şartlarına göre gönderilen ayetlerin bugün uygulanmak zorunda olmadığı düşüncesi ile olur bu: (bkz: kuranın akılcı tefsiri/@skocax) islam dünyasının kendi tarihi dışındaki tarihe zerre kadar merakı yok. mısır hiyeroglifi bir fransız tarafından çözüldü. sümer ve babil tarihlerini, tabletlerini ingiliz ve fransız arkeologlar hayatlarını bu işe adamak suretiyle buldular. islam tarihini dahi en güzel yazan millet almanlardır. bugün islam aleminin arapça olan eski el yazmalarının çoğunun türkçesini bulamazsınız ancak çoğunun ingilizcesi mevcuttur. bu meraksızlık bu nihilizim bu boş vermişlik nereden geliyor? neden onlar aya çıkarken biz sadece onlardan satın aldığımız televizyonlardan roketin havalanışını izliyoruz? neden onlar güney afrika'daki mağaralarda 2,5 milyon yıllık olduğu tahmin edilen homo naledi kemikleri bulurken biz o iskeletlerin acaba hz. adem'in ümmetinden mi yoksa hz. idris'in ümmetinden mi olduğunu düşünüyoruz? onlara neden onlar diyoruz? neden kendimizi başka bir tarafa çekiyoruz? bunu japonya ya da güney kore neden yapmıyor? neden bu kadar meraksız oluşumuzun nedenini dahi merak etmiyoruz? bunlar cehalet alameti kardeşlerim. biz cahiliz ve öğrenmek zorundayız. bunu kabullenmemiz gerekiyor.

    tarih bilmeden başka hiç bir şeyi bilemezsiniz dedik. ancak gerçek tarihi nereden bilebiliriz? hangi kaynaklar sahihtir? bunu islam özeline çekersek eğer türkiye'de yaşayan ve hatta her hangi bir islam ülkesinde yaşayan her birey şunu bilmelidir ki tarih iki kısımdır:

    1-islam inancını esas alan tarih anlatısı (bu da kendi içinde ayrılır: şia anlatısı, sünni anlatısı, mısır devleti resmi tarihi, türk islam resmi anlatısı, suudi resmi anlatısı vs.)

    2-akademik ahlakı esas alan tarih anlatısı (arkeoloji, farklı kaynakların birbirini doğrulaması ve fikir dövüştürme aracılığı ile yazılır)

    bu iki anlatı sistemi ekseri yerde birbiri ile çelişir. islam tarihinde bir islamın kendi tarihi kaynakları vardır bir de islamın islam dışı kaynakları vardır. mesela halife ömer kudüs'ü fethettiğinde oranın şehir papazı olan bizanslı sophronius'un günlükleri 639 yılına aittir. ve o günlüklerde hz. ömer'in adletinden hiç de öyle islam kaynaklarında anlatıldığı gibi bahsedilmez. (bkz: #53009435) bu durumda kime inanacaksınız? atv'de program yapan nihat hatipoğlu'na eğitim veren islam ekolüne mi yoksa tarih biliminin akademik çalışmalarına mı? islamda inancı sarsılmaz referans noktası olarak ele alan tarih anlatısı acaba akademik tarih anlatısından daha mı namuslu işlemektedir? işte buna siz karar vereceksiniz kardeşlerim. sizin yerinize başkası karar vermeyecek. ben tarih ilmini "islam" merkezli bir konuma indirgemiş gibi görünüyorum şu anda ancak bizim gibi müslüman ülke vatandaşları için islam tarihi bütün tarihin omurgasını oluşturur. zira onu anlamadan bugünkü halimiz hakkında fikir sahibi olamayız. işte bu nedenle kendi kendine fikirler üretebilmek, tespitler yapabilmek, kuramlar çıkarabilmek, siyasi analiz yapabilmek, entelektüel davranışlar içinde bulunabilmek isteyen her müslüman ülke vatandaşı gerek islam inancını esas alan resmi tarih anlatısını gerekse akademik ahlakı esas alan tarih anlatısını bilmek zorundadır. milyon tane tarih kitabının bulunduğu dünyada bunu kısa yoldan yapabilmek için gerekli kaynaklar nelerdir?

    öncelikle yazı sonrası tarih için akademik disiplin çevresinde yazılan ve öncesi için de en öne çıkan teorilerle ve hipotezlerle şekillenmiş akademik ahlakı esas alan bir tarih anlatısı ile kendinizin zamanın hangi noktasında konumlandığını bilmeniz gerekir. henüz hiç bir şeye başlamadan önce şu belgeselin tüm bölümlerini izlemenizi tavsiye ederim: http://www.dailymotion.com/…ayatta-kalmak-720p_tech

    genel bir tarih perspektifi oluşturabilmek için tavsiye edebileceğim kitaplar:

    hardy mcneill- dünya tarihi
    josef meri- medieval islamic civilization
    arthur stanley tritton -the caliphs and their non muslim subjects
    robert g hoyland - seeing ıslam as others saw it
    chase f. robinson- ıslamic historiography
    maxime rodinson- mohammad
    susan wise bauer-the history of the ancient world: from the earliest accounts to the fall of rome
    anthony everitt-the rise of rome: the making of the world's greatest empire
    edward gibbon - roma imparatorluğu'nun gerileyiş ve çöküş tarihi
    halil inalcık- devlet-i aliyye
    halil inalcık- osmanlı imparatorluğu klasik çağ
    barbara w. tuchman-the guns of august
    jean paul roux- türklerin tarihi
    norman davies-avrupa tarihi
    george vernadsky - rusya tarihi
    jared diamond-tüfek, mikrop ve çelik
    michale guillen- dünyayı değiştiren beş denklem
    ibrahim okur-japonya bir yükselişin kısa hikayesi
    ismail cem- türkiye'de geri kalmışlığın tarihçesi
    will durant - the story of cıvılızatıon- renaissance
    will durant-the greatest minds and ıdeas of all time
    peter watson- german genius
    yadong luo - guanxi and business
    michael j. seth a history of korea: from antiquity to the present

    direkt hap şeklinde alınabilecek belgeseller:

    kozmos: bir uzay serüveni
    antik romanın yükselişi ve çöküşü
    tüfek mikrop ve çelik
    mısır – hiyerogliflerin sırrı
    fatihler : büyük petro
    fatihler : napolyon bonapart
    insan olmak 1 | ilk adımlar
    insan olmak 2 | insanlığın doğuşu
    history of the renaissance
    the age of reformation
    the bizarre world of ancient greece
    ancient beliefs and sacrifices
    how the persian empire was built
    mesopotamia - the sumerians
    the history of the turkish and ottoman empire
    the french revolution
    ındustrial revolution
    ınventions that shook the world
    galileo's battle for the heavens
    the birth of ford motor company

    bu verdiğim kitaplarda ve belgesellerde ne anlatılıyor kısaca değineyim. ilk buğdayı orta doğuda diktik. demiri eritip su ile karbona doyurarak çeliği bulduk. bu saatten sonra bir birimizi kesmeye başladık. çatalhöyük'te yapılan kazılarda biri diğerinden daha büyük bir ev bulamadılar. önceden herkes eşitti, eşit evlerde yaşardı. daha sonra kabile reisleri ve krallar çıktı; saraylar ve kaleler inşa edildi. krallar çıkınca birbirimizle savaşmaya başladık. izole olduk ve dillerimiz değişti. yazıyı bulduk ve yazmaya başladık. parayı bulduk saymaya başladık. putlara taparken tek tanrılı dinler ortaya çıktı. artık savaşlar krallardan çok dinler adına yapılmaya başlandı. krallar aynı zamanda dinlerin temsilcisi oldular. din ve inanç siyasete girdi. yunan medeniyeti çok tanrılı dönemde aklın ne işe yaradığını çözdü. daha sonra roma medeniyeti ortaya çıktı. roma medeniyeti hıristiyanlığın etkisi altına girdi. orta çağ başladı ve rahipler bütün siyasi iktidarı ele geçirdiler. kendilerinden farklı düşünen herkesi öldürmeye başladılar. bu sırada bizim tarafta muazzam bir bilimsel ortam vardı, islamın altın çağı yaşanıyordu. bir süre sonra anadoluya girdik ve istanbulu fethettik, istanbuldaki bizanslı bilginler ve sanatçılar italyaya kaçtılar. islamın altın çağından kalma bilgilerle ve helen çevirileri ile (ibn-i sina, el harezmi, farabi, ibn-i rüşd, constantinus africanus ) özellikle endülüs ve sicilya civarındaki değişim, italyanların kendi iç dinamikleri ve italya üzerindeki son bir kaç yüz yıllık bizans kültürü etkisi rönesans diye bir şey yarattı. bu değişim ile kilisenin siyasal gücü zayıfladı, bizzat kilisenin kendi içinde muhalif bir yapılanma oluştu. aklın 1000 yıllık esaretten sonra tekrar anlam kazanması ile almanya'da ve ardından ingiltere'de dolaylı yoldan dinde yenilenme ve akla uygun hale getirme anlamına gelen reform gerçekleşti. istanbul'un fethinden sonra biz tımar sistemi ve tarikatlar aracılığı ile cennet motivasyonu ve şehadet mertebesi üzerinden kılıcımızı daha sert vurarak savaşlar yaptık. modern donanmanın teknolojiye matematiğe, fiziğe ve malzeme bilimine bağlı gelişimine kadar da epeyce savaşlar kazandık viyana'nın kapılarına dayandık. bu sırada bizim dedeler cenneti daha güzel anlatıp da savaş meydanında kılcı daha sert nasıl vurdurabiliriz derdinde tefsirlere, hadislere, eski el yazmalarına dalmışken matematikçi euler isviçre'de trigonometriyi keşfetmekle meşguldü. descartes analitik geometriyi geliştirirken bizim dedeler anadoluda buharinin yazdığı kitaplara inanmayanları kesmeye dair yeni yöntemler bulmaya çalışıyorlardı. neden böyleydi? neden müfredatı sarf, nahiv, fıkıh, kelam, akaid, tevarih, siyer,hadis, tefsir gibi arapça, arap kültürü ve arap tarihinden oluşan medreseler "bilimler akademisine" dönüşemiyordu bir türlü? neden istanbul gibi medeniyet şehrinde halk takiyüddin rasathanesini depremden dolayı suçlayacak ve baskı ile yıktıracak kadar cahildi? en sonunda çeşme'deki donanmamız avrupayı taklide başlayan ruslar tarafından yok edilince bir şeylerin ters gittiğinin farkına vardık ama yine de değiştiremedik düzeni. yıkıma doğru gittik. biz artık örme kazakla askere elbise sağlamaya çalışırken dikiş makinesi icadıyla günde yüzlerce üretebilen, matematikte integralllerle dans eden, laplasları bulan, makineli silahla bütün afrikayı üç beş bin kişi ile fethedebilen avrupa'dan bir şeyler öğrenmeye karar verdiğimizde japonlar hala kendilerini sudan çıkıp dağda canlanan bir tür canlı sanıyorlardı. japonlar bizden çok sonra avrupalaşma yoluna girdiler ve bugün dünyanın en büyük 3. ekonomisi oldular? neden avrupanın yanı başındaki biz bunca geriyken dünyanın öbür ucundaki japonlar bu halde? almanlar 1800'lü yıllarda emeklilik sistemini kurabilmişken biz burada tifodan ve sıtmadan kırılıyorduk, güney kore 50 yıl önce açlıktan ölürken bugün medeniyete bütünüyle nasıl adapte olabildi?.. nasıl oluştu bu fark? bunu biz söylemiyoruz dostlar bunu kendileri söylüyorlar.. biz thomas aquinas sayesinde bu hale geldik diyorlar, bu konuda bütün batı hemfikir.. thomas aquinas kim? ibn-i rüşd'ün eserlerinden etkilenen bir papaz.. fikirleri bugün katolik kilisenin resmi ideolojisi. bu yazıyı okuyanlar edindikleri eğitimi bir gözden geçirsinler. mühendis misiniz? matematik kitabını açıp bakın.. hangi teoremi kim bulmuş? l'hopital teoremi fransızların değil mi? termodinamiği kim bulmuş? akışkanlar mekaniğini kim bulmuş? elektrik devrelerini, manyetik alan teorisini kim bulmuş? elektriği kim keşfetmiş? periyodik tabloyu kim bulmuş? sosyal bilimci misiniz? açın kitaplarınızı.. demokrasi teorisi nereden geliyor? kamu idaresine dair tezler kimlere ait? sosyolojinin babası kim? freud nerede doğmuş? politika kuramlarını, devlet idaresi metodlarını, bürokratisiyi kim bulmuş? sizin bütün hayatınızı, kullandığınız son ürünleri, yediklerinizi ve içtiklerinizi bu medeniyet yaratmamış mı? sosyalizm, kapitalimz, fordizm, liberalizm... bunlara karşı alternatifin nedir? 232 yıllık hadis zincirleri ile ortaya çıkan fıkhın ürünü 1200 yıllık bir kuram olan zekat ekonomisi ile astığı astık kestiği kestik halifelik düzeni mi? ekonomiyi kim bulmuş? borsayı kim bulmuş? beğenirsin beğenmezsin sosyal demokrasiyi kim bulmuş? nedir tüm bunların alternatifi mollalarla şeyhler mi? neden avrupa merkezli bir tarih anlatısı üzerinden gidiyorsun diyenler için: uçağı kim bulduysa onun tarihi anlatılır. uçağın icat edildiği sürece varan tarih değerlidir; çünkü en ileri olan odur. mesela islam merkezli tarih anlatısı avrupa tarihinin içinde bir bölümdür islam dünyası henüz thomas aquinas'a ulaşamamış avrupadır. henüz trigonometriyi bulacak seviyeye gelememiştir. biz tarihi bilimsel, teknolojik ve sosyal bilimlerdeki gelişmelere göre okumak zorundayız. 2000 yıl önce roma'nın yaptığı yollar bugünkü roket teknolojisini etkiliyor. o yolların genişliğine göre tren yolları yapıldı, tüneller yapıldı. abd'de roketlerin yakıt üniteleri fabrikadan roket fırlatma sahasına taşımak için geçilmesi gereken tüneller dolayısıyla roket yakıt üniteleri de o tünellerden geçecek ebatta yapıldı. 2000 yıl öncesi ile bugün aya gönderilen kapsülün tasarımı arasında dümdüz bir çizgi var. işte bu yüzden en uzun ve her yerde anlatılan tarih batı medeniyetinin tarihidir.

    kimileri diyor ki: bugün ekseri islam alemi eşari (+eşarileşmiş maturidi)/ehli sünnet islama ve fıkhına tabi olduğuna göre gerçek islam o... argumentum ad populum..

    biz de cevap veriyoruz: bugün bütün islam alemi bu kadar geri olduğuna göre eşari/ehli sünnet fıkhı yanlıştır.. ya islam dini komple hayal ürünü bir dindir ya da bir tanrı yarattığına bu kadar gerici ve akıl düşmanı bir inanç türü göndermez.

    genel tarih anlatısı ile insanlık tarihi ekseninde hangi konumda olduğunuzu idrak ettikten sonra bu kez islam kaynaklarının tanrı merkezli düşünce ile oluşturduğu tarih anlatısını okumanız lazım. şu belgesel mesela hz. adem'in kabe'yi inşa ettiği bilgisinden başlıyor anlatmaya: http://www.youtube.com/watch?v=liyz4hwgt4e

    islam merkezli tarih kaynakları:

    islamın ilk tarih kitapları:

    kitabu’l-meğâzî-ibn-i ishak'ın yazdığı ilk siyer/peygamberin hayatı kitabı. ö.767
    ibn'i sad'ın tabakat kitabı ö. 845
    al biladuri- fütuhul büldan ö.892
    taberi tarihi ö.923

    bugün bu kitapların ilk orijinal el yazmaları değil, yazıldıktan bir kaç yüz yıl sonra yapılan kopyaları elimize ulaşmıştır. bunlardan sonra yazılan islam merkezli tarih kitapları kuran ve hadislerin dışında bu tarih kitaplarını referans alarak yazılmıştır.

    devamı ikinci bir entry ile gelecek....

  • 33. paralı erkek avlayıp evlenen türk kızı

    aldatılır

  • 34. osmanlı'nın türkiye'den ilerde olduğu gerçeği

    yazar şu haritadan bahsediyor sanırım.

  • 35. işe yarar android uygulamaları

    mi soru ekini ayrı yazmayı beceremeyen muhteşem yazarların, 713 entry sonra android'in işe yaramadığını belirtmesiyle geçersiz konuma düşmüşlerdir.

    sizi sözlüğe alan kanzuk'a selam ederim.

  • 36. amazon.com

    hukukçu bir arkadaşımın tavsiyesiyle türkiye'den kendilerine dadanan ve ülkenin adını kirleten ölücüleri az önce customer support'tan birisiyle görüşerek ihbar ettiğim sitedir. anladığım kadarıyla kendileri de şüpheleniyorlarmış zaten, benim söylediklerim de tuz biber oldu. okumak isteyen için ingilizce transkript aşağıda, türkçesi daha da aşağıda:

    "you are now connected to gabriel from amazon.com

    me:
    an important matter which is unlisted here.

    gabriel:
    hello, my name is gabriel. ı'm here to help you today.

    me:
    hello gabriel
    i don't have any problems with any orders or delivery or such.
    i simply want to tell some things if you have some time and listen to me.
    it's about amazon.com and turkey

    gabriel:
    sure tell me
    every feedback that you can provide is good, that way we can improve our service

    me:
    glad to hear that.
    i'm your customer since 2004, you can check my account to see. it's been 11 years and i could never be happier with your service, speed delivery and customer support. you are indeed the best online market worldwide in customer support matters.
    whenever i have any problems with delivery or customs tax or such, you were helping me to your greatest extent and i'm grateful.
    but there are people living in my country who abuse your good will and intentions.
    they try to get speed delivery for reduced or low cost by presenting feeble excuses or any other things and these things are considered as fraud in any country in the world.
    yet in your good will, you try to help everyone.
    i know it's hard for you to distinguish a genuine customer from a malevolent person.

    gabriel:
    we really appreciate your telling us this stuff
    we have notice this a while ago

    me:
    they are selling the stuff they bought from you at discount or free in double price in our country, meanwhile destroying your stocks.
    i have alerted the government and tax officials about the subject in turkey already.
    they are all coming from the same place, a forum site called donanimhaber.com, people are guiding each other, even the ones that don't know english to trick you by using certain expressions and sentences
    (burada kullandıkları cümleleri yazdım, söylemeyeceğim görmesinler diye)

    gabriel:
    ım copying all this information that your providing, this for sure will no just only be notified to my lead, this will be escalated to our operations manager and all superiors, since this is very disappointing to know that on your country they are doing this.

    me:
    i'm actually telling this on my own peril.
    because i really love shopping from your store, even though it's ten thousand kilometers away from my country.
    and if you discontinue your services to turkey because of this, i will also suffer

    gabriel:
    no no dont worry
    amazon will never close the service
    for turkey
    but we will take actions on this for sure
    customers like you that
    help us
    notifying this
    you are customers that amazon will always take care of keeping you buying from us
    you dont have to worry about anything
    our service
    for you will be the same
    and hopefully better
    since your helping us with this. but like ı told you before
    you will not be affected because of this problems
    so thanks you very much for this
    for real

    me:
    some advice to distinguish the swindlers from normal people, if you'd like
    (burada ölücülerin kullandıkları taktikleri anlatıyorum, ne söylediğimi yazmayacağım öğrenemesinler diye.)

    gabriel:
    believe me, we are gonna take care of this

    me:
    please do. there are not many good-willed companies with proper customer support left in the world and i would hate to see you suffer or make losses in profit due to the disgracefulness of my people.
    not everyone is the same but you can't help it it seems.

    gabriel:
    ıts really disappointing to hear all of this, we are going to continue with our best customer service, but we will be more wisely while giving any goodwill, refund, replacement or anything like that for turkey customers.

    me:
    that would be the best for you and us, because they harm us both, they rip you off and also deplete your stocks, so we normal customers can't also get what we want.
    that would be all, i hope you take this into consideration and maintain your service to our country despite all the setbacks like this.
    because no matter what some of our people do, we love you from thousand miles away :d

    gabriel:
    for sure we are going to take all of this into consideration, thanks so much! for telling us and notify us about all of this. no worries our service will not change for turkey's customers but like ı told you before we are gonna be more wisely giving any refund or goodwill.
    thanks for the loyalty you have with us and your comments. happy holidays and thanks for contacting amazon.
    for real thank you so much for all this you have done for us.
    bye bye (:

    me:
    thank you too for not giving up on us and still do your best :d happy new year already and bye :)

    gabriel:
    thanks and the same for you!! (: (:
    bye bye (:"

    türkçesi:

    "gabriel:
    merhaba, ben gabriel, size nasıl yardımcı olabilirim?

    me:
    merhaba gabriel
    herhangi bir siparişim veya teslimatım ile alakalı bir durum yok.
    sadece zamanın varsa sana birkaç şey söylemek istiyorum.
    konu amazon.com ve türkiye ile alakalı.

    gabriel:
    elbette söyleyin. her türlü geri bildirim hizmetlerimizi güçlendirmekte işimize oldukça yarar.

    me:
    bunu duyduğuma sevindim.
    2004’ten beri müşterinizim, hesabıma bakarak görebilirsiniz. 11 sene oldu ve hizmetleriniz, hızlı teslimatınız ve müşteri hizmetlerinizden son derece memnunum. gerçekten müşteri memnuniyeti konusunda en iyi online market sizsiniz dünya çapında.
    teslimat olsun, gümrük vergisi olsun herhangi bir sorunum olduğu anda elinizden geldiğince hep yardımcı oldunuz ve bu yüzden teşekkürler.
    ancak ülkemde sizin iyi niyetinizi suistimal edecek insanlar da var.
    sudan sebepler sunarak indirimli veya düşük fiyat üzerinden hızlı teslimat seçeneğini kullanmaya çalışıyorlar ve bu tür şeyler dünyanın herhangi bir ülkesinde dolandırıcılığa giriyor.
    ancak iyi niyetinizle herkese yardım etmeye çalışıyorsunuz.
    sizin dürüst bir müşteri ile kötü niyetli birisi arasındaki farkı anlamanızın zor olduğunu biliyorum.

    gabriel:
    bize bunları söylediğiniz için çok teşekkür ederiz.
    biz de bunun bir süredir farkındayız.

    me:
    sizden fiyatı indirterek veya bedava aldıkları şeyleri bizim ülkede iki kat fiyatına satıyor, bir taraftan da sizin stokları eritiyorlar.
    devletin alakalı kurum ve maliye birimlerini konuyla alakalı çoktan bilgilendirdim.
    bu adamların hepsi aynı yerden geliyor, donanımhaber.com adı altında bir forum sitesi, bu adamlar birbirlerine rehberlik ederek ingilizce bilmeyenlerin bile size belirli cümleler ve ifadeler kullanarak sizi kandırmasına yardımcı oluyorlar.

    gabriel:
    vermiş olduğunuz bu bilgilerin hepsini kayıt altına alıyorum, bu sadece benim üstlerime değil, operasyon müdürümüz ve diğer tüm kıdemlilere kadar çıkacak bir durum, zira ülkenizdeki insanların böyle davranmaları oldukça hayal kırıklığı.

    me:
    bunları söylüyor olmak aslında zararıma.
    çünkü mağazanızdan alışveriş yapmayı seviyorum, bizden on bin kilometre uzakta olsanız da.
    ve bu sebepten türkiyeye hizmet vermeyi keserseniz ben de bundan zarar göreceğim.

    gabriel:
    hayır bu konuda endişelenmeyin.
    amazon asla türkiyeye hizmet etmeyi bitirmeyecek.
    ancak bunla alakalı gerekeni yapacağımız aşikar.
    sizin gibi müşteriler bize bu konularda yardımcı oluyor ve sizin gibi müşterileri elimizde tutmak için amazon olarak her zaman elimizden geleni yapacağız.
    herhangi bir konuda endişelenmenize gerek yok, hizmetlerimiz devam edecek hatta umarız ki sizlerin yardımıyla daha iyi olacak.
    dediğim gibi bu problemlerden siz etkilenmeyeceksiniz.
    bu bilgiler için çok teşekkür ederiz.
    bütün içtenliğimizle

    me:
    dolandırıcıları normal müşterilerden ayırt edebilmek için size birkaç tavsiye vermek istiyorum.
    burada ölücülerin kullandıkları taktikleri anlatıyorum, ne söylediğimi yazmayacağım öğrenemesinler diye.

    gabriel:
    bana inanın, bunun çaresine bakacağız.

    me:
    lütfen bakın. doğru düzgün müşteri hizmetleri sağlayan iyi niyetli firma dünyada pek kalmadı ve bizim insanımızın terbiyesizliği yüzünden sizin zarar görmenizi istemem.
    herkes aynı değil haliyle ama bazen yapacak bir şey olmuyor.

    gabriel:
    bunların hepsini duymak gerçekten çok üzücü, en iyi müşteri hizmetlerini vermeye devam edeceğiz ancak bundan sonra türkiyeden gelen müşterilere iyi niyet, geri ödeme, iade veya benzeri şeyleri yaparken daha dikkatli olacağız.

    me:
    bu hem siz, hem de bizim için en iyisi olur çünkü iki tarafa da zarar veriyor, hem siz kazıklanıyorsunuz, hem de stoklarınız boşaltıldığı için biz normal müşteriler istediğimiz ürünü alamıyoruz.
    hepsi bu kadar, umarım bunları dikkate alırsınız ve bunlar gibi tüm olumsuzluklara rağmen ülkemize olan hizmetinizi devam ettirirsiniz.
    çünkü içimizdeki bazı insanlar ne yaparsa yapsın, sizi kilometrelerce uzaktan seviyoruz :d

    gabriel:
    bunların hepsini dikkate alacağımıza emin olabilrsiniz. bizi bu konuda uyardığınız ve bilgilendirdiğiniz için gerçekten çok teşekkürler! merak etmeyin, türk müşterilere olan hizmetimiz değişmeyecek ancak dediğim gibi iyi niyetimizi ve para iadesi gibi şeyleri gerçekleştirirken daha dikkatli olacağız.
    bize olan müşteri sadakatiniz ve güzel yorumlarınız için minnettarız. iyi tatiller ve amazon’la iletişime geçtiğiniz için teşekkürler.
    gerçekten bizim için yaptığınız bu şey için çok çok teşekkürler.
    hoşçakalın :)

    me:
    bizden vazgeçmediğiniz ve hala en iyisini sunduğunuz için de size teşekkürler :d şimdiden mutlu yıllar ve hoşçakalın :)

    gabriel:
    teşekkürler ve sizin için de aynı dileklerimle :)
    hoşçakalın :)"

    olay kısaca bundan ibaret. bundan sonra türkiye'den yapılan alışverişlerde ekstra dikkatli olacaklarına ve abuk subuk taleplere yanıt vermeyeceklerine dair inancım var, ki kendileri de şüpheleniyormuş dedikleri gibi. en azından türkiye'ye teslimatı kesmeyecekleri haberini almış olmam güzel.

    ayrıca yabancılarla bir olup da vatandaşını sattın miliyetçiliği yapacak olanlar hiç zahmet etmesin. buradaki dolandırıcı dijital çomarlara, elalemin dürüst yabancısını yüz kere tercih ederim.

    bir sonraki aşamam da ülkedeki gerekli mercilere (maliye ve kaçakçılık bürosu) kendilerini ihbar etmek olacak. bakalım bundan sonra rahatça forumda 10 tane hoparlör setini yanyana çekip fotoğrafını koyabiliyorlar mı?

  • 37. netflix türkiye

    akk vb gibi tartışmalar yersiz. çünkü tivibu veya superonline tv aynı modem üzercide bile olsa diğer internetten bağımsız bir kota kullanıyor. yani zaten akk'yi etkilemiyor (bir "acaba" ekleyeyim. sol'da böyle. bu yüzden ttnet'te de böyledir diye düşünüyorum-mesaj geldi ttnet’te de böyleymiş.)
    netflix abd'de ciddi bir streaming verisi tüketiyor youtube ile birlikte. bu yüzden şirketler (isp) ve netflix arasında ciddi "savaşlar" dönüyor. şirketler net neutrality 'yi dayatmak (sansürle birlikte) istiyor. netflix ise bunun kendisi ve kullanıcısı için zararını biliyor.
    (bkz: #49450831)

    yalnız netflix and chill kalıbı yerine bizde neler yazılacak merak etmiyor da değilm.

    ayrıca emin olun abd'deki kadar "patlamayacaktır."
    şöyle düşünün.... bu seçimde chp'nin iktidar olacağını sanıyorduk şu sözlükten kafamızı kaldırmadığımız için. şimdi burada da torrentten, dizimag'dan kafasını kaldırmayan adam "whoa!" (!) diye atlayacak. ama konyadaki arka camında tuğra olan arabalı adam "netflix ne lan" diye atv (hd) seyretmeye devam edecek.
    unutmayın ki türkiye'den bir tnt geldi, geçti. üstelik bedava olduğu halde!

  • 38. yatakta çıkardığın sesleri sınıfta çıkarma

    adam kendi ağzıyla "uygunsuz" bir laf söylediğini kabul etmiş, hâlâ burada kalkıp "ama iki tarafı dinlemeden şeyapmayalım yeaa" diyen dingiller var.

    al dingil bey kardeşim: “öncelikle şunu belirteyim ki tarafımdan uygunsuz bir laf çıkmıştır. bunun için bu arkadaştan özür dilemiştim."

    bu zevzek herif devamında da "yeaa özür dilemiştim niye böyle oldu ki yeaa" diye ağlıyor. ben bu olaya kendi hayatımda da deli olurum haa, yap yap, sonra bir özür dileyince hemen bitsin bütün olay! ne süper iş! yahu sen özür diledin de, bakalım karşındaki seni affetti mi? ama tabii sen kosskoccaaa bir erkek hoca olarak özür dilemişsin, nesine yetmiyor o kadın öğrencinin, di mi?

    böyle insanların hepsini bütün eğitim kurumlarından temizlemek gerek. kadın-erkek, hiçbir öğrenciyi bu şekilde arkadaşlarının önünde rencide edemezsin, edersen de bunun yaptırımı "özür dilemek"ten daha ağır olmalı ki, aklın başına gelsin. yoksa dilin kemiği mi var, her yana dönüyor. herkesi rencide et, bas özrü kurtul... yok öyle yağma!

  • 39. spotify

    dünya çapında en çok dinlenen şarkısı lean on iken, ülkemizde take me to church olarak ülkemizin dine bağlılığını bir kez daha kanıtlamış olan servis.

  • 40. arasındaki farkın ne olduğu anlaşılamayan şeyler

    (bkz: sağ twix & sol twix)

  • 41. 3. dünya savaşına gireceklere tavsiyeler

    savas alanini daha onceden kontrol edin, sonra savasa gec kalirsiniz.

    yaniniza 2 kutu 7.65 mermi alin.

    sabah yiyeceginiz 1 cikolata zihin acar, unutmayin.

    savas suresince susayabileceginiz ihtimalini goz onunde bulundurarak 2 matara su alin.

    savasa istediginiz insani vurarak baslayabilirsiniz.

    savas ortalama 6 ay surecek olup. ek ay yada gun verilmeyecektir.

    olduremediklerinizi es gecin. sonra doner bakarsiniz.

    simdilik bu kadar...

  • 42. 30 yaşında işi eşi evi arabası olmayan erkek

    ev, araba, çocuk, eş, ohaaa .

    otuz yaşımı düşünüyorum da ev sahibi kirayı almaya geldiğinde ayakkabımın altındaki deliği göstermiştim. kadın üzülerek gidip 1 saat sonra 100 mark getirmişti bana, kocası vermiş "gitsin güzel bir bot alsın kendine" diye. ayakkabım bile yoktu lan.

    şimdi hepsi var, ayakkabıları da alsın diye yerden tavana kocaman ayakkabılığımız bile var. ama o 100 markı koşa koşa evinden alıp gelen ev sahibim yok artık. o kadın ayakkabımın altındaki deliği kapatmaya çalışıyordu, şimdi her yanınızdaki deliği açmaya ve bu açıkları bulmaya ve daha da ötesi bu açıkları daha üstteki başlara sergilemeye can atan iş arkadaşlarım var. ve bu açık peşindeki iş ortamının yarattığı garip aura sana iş araba ev olarak dönüyor (eş ve çocuğu sokmayalım bu dünyaya)

    bundan dolayıdır ki, ne kadar kaçabilirsen o kadar mutlusun. ama eninde sonunda insan yakalanıyor. çünkü diğeri de çıkmaz yol haline geliyor.

  • 43. tv ünitelerinde tv'nin yere yakın olması

    sağlıklı izleme açısından olması gerekendir. ilkokulda öğretilir aslında monitörün en tepe noktası göz hizanızda olmalı diye

  • 44. nba'de tüm zamanların en iyi ilk beşi

    1-tutku açık
    2-serkan erdoğan
    3-şemsettin baş
    4-cevher özer
    5-asım pars
    şeklinde olan beştir.

  • 45. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    pasaport harçlarının en pahalı olduğu ülke türkiye. pasaportun maliyeti 10 yıl süreli 587,5 tl’yken en ucuz pasaport ise 8.7 lira ile (bkz: swaziland)'da.

    danimarka vatandaşları vizesiz olarak tam 169 ülkeye seyahat edebiliyor.

    birleşik krallık’ın kraliçesinin ingiliz pasaportu bulunmuyor. ingiliz pasaportu “majesteleri” adına verildiğinden kraliçe pasaport almıyor. örneğin ingiltere kraliçesi 2. elizabeth, 2008’de türkiye’ye geldiğinde ülkeye pasaportsuz giriş yapmıştı. ingiltere kraliçesi dünyada pasaportsuz seyahat edebilen tek kişi. kraliçe’nin haberci pasaportu diye bir şey var ve bu pasaportu aktif olarak kullanan kişi sayısı 15’ten az. bu kişiler dünyanın dört bir yanındaki ingiltere büyük elçilikleri ve konsolosluklarından çok önemli dokümanları taşıyor. bu pasaporta sahip kişiler emekli askerlerden seçiliyor. bu elçiler sadece kıyafetlerle business class uçuyorlar. bu arada birleşik krallık pasaportunun fiyatı sadece 12,25 sterlin.

    (bkz: yeni nikaragua) pasaportu 89 ayrı güvenlik özelliği taşıyor. iki boyutlu barkodlar, hologramlar ve filigranlar gibi pek çok özelliği olan nikaragua pasaportu, taklit edilmesi en güç pasaport.

    kuzey kore pasaport almanın en zor olduğu ülke.

    türk vatandaşlarının% 42’si pasaport fotoğraflarından memnun değil.

  • 46. zaro ağa

    dünyanın en çok yaşayan insanlarından biriymiş tam 160 yıl. yalnız bu arkadaşın yaşam aralığı daha ilginç abi. 1774 yılında bitlis'de doğmuş. yani daha fransız ihtilali olmamış, çağlardan yeni çağ. abd bile kurulmamış lan. zaro 2 yaşında bir bebe iken abd bağımsızlığını ilan ediyor, 15 yaşında bir ergenken ise ihtilal oluyor. tabi zaro ağa bitlis'te yaşıyor. ihtilal olmuş ve bunu idrak etmesi ne kadar başarılı olmuş bilinemez. zaman akıyor ve 1812 yılında küçük bi dünya savaşı benzeri tadsızlık çıkıyor napolyon savaşları adında, zaro ise 38 yaşında o zaman mısır cephesinde savaşıyor fransız ordularına karşı.

    zaman ilerlemeye devam ediyor dünyada sanayi, endüstri devrimleri gerçekleşiyor. makineler yükseliyor. darwin, marx, dostoyevski, abraham lincoln gibi farklı alanlarda birçok şey başarmış saygıdeğer insanlar geçiyor. zaro ise memlekette, derken "kırım savaşı" osmanlı'nın tarihinin en büyük savaşlarından biri patlıyor zaro ağa ise henüz gencecik 82 yaşında. savaşı osmanlı kazanıyor ülkede ise bir sevinç var ancak 1876 yılında 93 harbi patlıyor ruslarla yine zaro ağa ise üç basamaklı yaşa ulaşmış 102. arada ıslahat, tanzimat fermanları falan olmuş. padişahlar kaftan yerine artık tosunpaşa gibi giyiniyor zaro ise olgunluk çağlarında. 5 yıl sonra atatürk doğacak daha sonra ölmeden zaro atatürk'ün huzuruna çıkacak ve ona "sultanım" diyecek. atatürk ise gülümseyecek "saltanatı kaldırdım dede reis-i cumhurum ben" diyecek. bu kayıtlara böyle geçmiştir.

    fizikte, kimyada, astronomide inanılmaz gelişmeler oluyorken balkan savaşları başlayacak. sonrasında ise ilk dünya savaşı. ordular artık geçen yüzyıldaki gibi sıra sıra dizilip "biz sıktık hadi şimdi sıra sizde" tarzı dünyanın en tuhaf savaş biçimini terketmiş ve siperlerde savaşacak. savaş sürerken ise bi devrim daha olacak, kızıl devrim. sene 1917 zaro 143 yaşında yorgun demokrat. kurtuluş savaşından sonra 600 yıllık imparatorluk çökmüştür. zaro ise bunun çeyreğine bizzat kendisi şahit olmuştur. 1.abdülhamit'ten vahdettin'e 10 tane padişah devirmiştir. işte böyle bi insanın videosu bile var new york'a misafir olarak çağrılmış. 1790 yılında bitlis'te keçi otlatan bir insan 1930 yılında new york bir ballroom dansçısıyla beraber.https://www.youtube.com/watch?v=sjhh1lpvjh0 dünya üzerinde böyle bir hayat hikayesi yok abi. film çeksen star wars gibi 6 part'tan oluşur. film demişken yönetmen olsam bu adamın filmini çekerdim.

    zaro ağa begins
    zaro ağa the french revolution
    zaro ağa the industrial revolution
    zaro ağa new wave of science
    zaro ağa bizimle eğleniy
    zara ağa her ölüm erken ölümdür

    ben böyle geveze oluyorum böyle acayip konularda kusura bakmayın neyse kim bilir daha ne acayip insanlar vardır dünyada. lan adam mozart'tan 15 - 20 yaş küçük mozart 1791 yılında ölüyor mesela bu adam da 1795 yılında bir kuyuya falan düşüp ölebilirdi, ama ölmedi 1934 yılına kadar yaşadı. adam harbiden büyük insanmış zaro ağa daha da yaşasaydı kendisi bugün 241 yaşında olacaktı, saygıyla anıyoruz.

  • 47. kürdistan

    yabancı ortakları olan bir petrol şirketinin ofis boyluğunu yapıyorum. bir süredir de tatlı tatlı muhabbet ediyorum ofisteki bir abiyle, tabi ki tatlı muhabbet edicem olm, ofis boy'um ben. hatta türkiyedeki fenerbahçelilerden, üzerlerindeki baskılardan, fenerbahçeli olmanın zorluklarından filan bahsediyoruz, ama bugün yaptığımız muhabbet resmen hallelujjah!!! dedirtti:

    ben: b
    ofis çalışanı: oç

    oç: siz ankaradan mısınız?

    b: yok, bursalıyım ben?

    oç: türkiyenin neresinde?

    b: daha batıda marmara denizinin güneyinde, istanbul'un deniz aşırı komşusu:

    oç: oohh constantiniye mi diyorsun?

    b: (oha lan constiniye dedi?!! trakya'ya east roman empire diyen adam istanbul'a da constantiniye dedi.) hmm yok şey, constantiniyye mi dediniz?

    oç: evet? doğu roma imparatorluğunu başkenti?? niye şaşırdınız ki? bizim nicea'da da depomuz var?

    b: (oha oha...adam iznik'e de nicea dedin ya la?? oh may gad ımyeh ımyeh) çok şaşırdım, sizin gibi yabancı birinin bizansı bilmesine..ama meşru bir devlet yok ortada..belki tarihi kalıntılar diyebiliriz...

    oç: yanlış mı söyledim? constantiniyye doğu romanın başkenti değil mi? yoksa barbar turklerğğe teslim mi oldu?? kusura bakmayın ama bence barbar turklerğğ e karşı yeni bir crusade tertiplenmeli azizim,

    demesiyle beraber daha fazla dayanamayıp bir snickers uzattım abiye, yedi, gerindi, silkindi, kendine geldi ve;

    "yaa monti hani boğazda rakı balığa gidicektik ya godless!!" diye haykırdı...yani ne bileyim, böyle rakıdır, balıktır filan deyince bu farkındalığını bir sorguladım.."lan adamlar bizim memleketimizde bizden iyi eğleniyor heaa" diye de aklımdan geçirdim. hemen aynı günün akşamı attım hızlı trene götürdüm mekana.

    çok deli içmiştik hacı öyle böyle değil, en son bizimki masanın üzerine çıkmış kravat alnında "ave caesarr!!" diye bağırıyordu mk..

  • 48. incil'i kur'an gibi tanıtarak yapılan sosyal deney

    http://alkislarlayasiyorum.com/…okumak-sosyal-deney

    --- spoiler ---
    emirlerime uymazsanız kendi çocuklarınızın etini yiyeceksiniz!
    kadınların öğretmesine izin vermem... kadınların elini kesin! onu affetmeyin!
    eşcinselleri, geyleri öldürün!
    --- spoiler ---

    evet bunlar incilde geçen cümleler... hollanda'da sosyal deney yapıyorlar kuran kabına incil koyup bu cümleleri okuyorlar.. herkes bu ne biçim çağdışı bir öğreti diyor.. dönüp bakıyor ki kitap kuran değil de kendi inancının kitabı incilmiş..

    incilde isanın tanrısının öldürdüğünü söylediği insanların listesini yapmıştı bir amerikalı: 2,476,633 insan.

    incildeki ölümleri ve katliamları çıkarmış ortaya tanrının böbürlene böbürlene anlattığı kıssaları incelemiş ve bu rakama ulaşmış

    http://dwindlinginunbelief.blogspot.ru/…e-list.html

    peki kuranın bundan aşağı kalır yanı var mı?

    --- spoiler ---
    elini ve ayaklarını çaprazlama kesin!
    mirasta kadınlara daha az pay verin!
    kadın erkeğin tarlasıdır!
    din allahın oluncaya kadar savaşın!
    --- spoiler ---

    peki o video bir islam ülkesinde çekilse idi ve bu olayın tam tersi incil kabının altından kuran çıksaydı konuşanlardan "sen benim kitabıma nasıl hakaret edersin" diyen çıkar mıydı? lütfen dürüst olun.. kafanızda kendi kendinize düşünüyorsunuz şu anda. sizi yargılayacak kimse yok. kafanızın içindeki sadece size ait. kendi kendinize cevap verin.

    işte bu fark nereden geliyor? oradakiler müslümanlara karşı ön yargılarından dolayı utanırken, mahçup olurken buradakiler neden kuranda şiddet içeren mealler görmüş olmaktan sinirlenirlerdi?

    işte reform geçirmiş ve akılla barışmış bir dinin farkı buradan geliyor kardeşler...
    o konuşanlar hepsi ateist olabilir mi? elbette olabilir ama gerçekten ahiret inancı olan sağlam hıristiyanlar da var ve epeyce bu adamların içinde yaşamış biri olarak söyleyeyim tanıdığım ortalama hıristiyanlar da aynı tepkiyi verirlerdi.
    çok sağlam hıristiyanlar da var ve onlar dahi o metinleri tarihsel görüyorlar..
    o metinlerden bugüne dair bir çıkarım yapmanın anlamsız olduğunu düşünüyorlar...

    bizim sayfalarca anlattığımız şey budur: kuran ve onu açıkladığını iddia eden fıkıh üzerinden bu dünyaya yasa olmaz!

    ayette geçtiği gibi el ve ayakları çaprazlama keseceksen eğer barbarsın.
    çok büyük bir suçu varsa insan gibi yargılayıp hakikate ulaştıktan sonra toplumsal sözleşme ile oluşmuş ceza yasasına uygun şekilde ilaçla, elektrikli sandalyeyle, kurşuna dizerek vs. idam edersin.

    el ve ayakları çaprazlama kesmek orta çağ geleneğidir.
    artık orta çağda değiliz. bu yüzden size orta çağda kalmışsınız diyorlar sevgili müslüman kardeşlerim.

  • 49. aynı anda 37 kızla chat yapmak

  • 50. jenerik marka

    (bkz: şaşal)
    (bkz: cif)
    (bkz: sunta)
    (bkz: pilot kalem)
    (bkz: scotch brite)