Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. audi'sini nazardan korumak isteyen kadın

    audibillahimineşşeytanirracim

  • 2. 28 kasım 2015 putin'in türkiye kararnamesi

    %42 chp ve %20 hdp'ye verilmis oylar rusya'da. dusunsene akp'den ve ulkeden kurtulmak icin baska bir ulkeye kaciyorsun. bu a. k. partisi geliyo orada isinden atilmani sagliyo. delirir lan insanlar.

  • 3. 28 kasım 2015 tahir elçi'nin öldürülmesi

    tarafsız bölge programında "pkk, terör örgütü değildir. pkk'nın bazı eylemleri terör niteliğinde olsa bile pkk silahlı siyasal bir harekettir. siyasal talepleri olan, toplumda çok ciddi desteği olan bir siyasal harekettir." diyen diyarbakır baro başkanı tahir elçi'ye basın açıklaması yaptığı sırada düzenlenen saldırı.

    edit: olayın tahir elçi'ye düzenlenen bir saldırı değil, tahir elçi'nin basın açıklaması esnasında polisle ydg-h çatışması olduğunu söyleyen kaynaklar var.

    edit2: tahir elçi'nin basın açıklaması esnasında toplanan kalabalığa kimliği belirsiz kişilerce otomatik silahlarla ateş açıldı. çok sayıda yaralı var. tahir elçi'nin durumu bilinmiyor.

    edit3: 1 kişi başından vurularak hayatını kaybetmiş.

    edit4: ihlas haber ajansı, tahir elçi'nin saldırıda hayatını kaybettiğini duyurdu. saldırıda 1 polis memuru da hayatını kaybetmiş.

    edit5: soruşturmaya gizlilik kararı getirildi. bundan sonrası devletin kendi içinde hesaplaşması. bakalım-görelim harcanacak adam var mıymış.

    edit6: saldırı esnasında ağır yaralanan polis memuru hayatını kaybetmiş. şehit sayısı 2'ye yükseldi.

    edit7: cinayetlerin olay yeri incelemesi, olayın üzerinden 10 saat geçmesine rağmen hala yapılamadı. gerekçe olarak: pkk'lı teröristlerin olay yeri incelemesi yapmak için gelen savcı ve polislere ateş açması gösterildi. bu durum, birilerince delillerin karartıldığının göstergesi olabilir.

    edit8: bir görgü tanığı, saldırıdan sonra tahir elçi'nin yanıbaşında bulunan silahın elçi'ye ait olduğunu ve vurulduktan sonra belinden çıkarıp kullanamadan yere düştüğünü söylemişti. biraz önce diyarbakır baro genel sekreteri abdullah çağer, yerdeki silahın tahir elçi'ye ait olmadığını açıkladı. olay yerinden kaçarken fotoğraflanan kişinin silahını tutuş şeklini de göz ardı etmeden sormak gerekiyor: bu silah kimin?

    edit9: yeni görüntülerle birlikte, silahın kaçan kişilerden birine ait olduğu ortaya çıktı. bu sefer de yeni bir soru peydahlandı: bu adamlar neden vurulamıyor?

    edit10: sosyal medyada polislerin kurusıkı silah kullandığı iddiası konuşuluyor.

    -----------

    -ön otopsi raporuna göre tahir elçi'yi öldüren mermi, ensesinden girip sol gözünden çıkmış. konuyla alakalı ilk haberler merminin yakın mesafeden infazvari bir biçimde sıkıldığını söylüyordu, şuan bu haberler uzun mesafeden şeklinde değişiyor. burada uzun mesafeden terimsel olarak anlamamız gereken 40cm ve üzeriymiş, yani metrelerce bir uzaklıktan yine bahsedilmiyor.

    -bu olay profesyonel bir suikast. tahir elçi'nin seçilmesi ise kesinlikle tesadüf değil. sözlerinden dolayı doğal hedefti ve ölümü asla "türk tarafı"nın sempatisini çekemeyeceğinden toplumun bölünmüşlüğünü daha da derinleştirecek.

    olayın nasıl gerçekleştiğine dair fikir yürüten cnn türk anlatısı.
    başka bir görgü tanığının ifadesi.

    -----------------------

    *selahattin demirtaş'a suikast girişiminin ardından ne dediysek o.
    (bkz: #56433755)

    bu olayı pkk'ya yahut polis'e ihale edemezsiniz. tahir elçi'nin çatışma arasında kalıp kazayla öldürüldüğünü iddia etmek için de aptal olmak gerekir. bu olay kürtleri sokağa döküp ülkeyi kaos ortamına çekmek isteyen güçler tarafından tertiplendi. suruç'un, ankara'nın, demirtaş suikastı'nın bir devamıdır bu olay ve plan tıkır tıkır işliyor. herkes milliyetçiliğini bir kenara bırakıp bunu görsün. türkiye'ye 12 eylülü getiren gladyo, tekrar devrededir.

  • 4. çekiçle türk bayraklı kupayı kıran rus kızı

    rus halkıyla türk halkının ne derece benzer olduğunu bizlere gösteren bir başka örnek olmuştur.

    lan bu doğu halklarının ta amk.

  • 5. big brother türkiye

    yazmayayım diyorum ama dayanamadım.
    sarışın bir çocuk çıkmış, arsel adı. yine trafik kazası yapmış, ara ara yaparmış, bela çocukmuş. şimdi küfür etmeyeceğim ama bunları söylerken asuman'la karşılıklı kikirdeşmeler falan. şaka mısınız olm siz? bu memlekette, böyle orospu çocukları yüzünden günahsız kaç kişi öldü, bunu bir de espri malzemesi yapıp eğleniyor musunuz? siz, topunuz ne tür bir orospu çocuğusunuz?

  • 6. motorsikletlilerin koca şeridi kapaması

    vergi veren insan olarak çok da iyi yapmasıdır.

    amk aralara girsen, önüne kırıp düşürmeye çalışırlar "şeridinde git hayvan evladı!" derler, şeridinde gitsen "öküz koca şeridi kapatıyor aradan git!" derler. biz de hep sizin keyfinizi düşünmek zorundayız çünkü değil mi?

    saygısız, seviyesiz, insanlıktan nasibini almamış, uyum içinde yaşamayı bilmeyen beyinsizler sürüsü sizi...

  • 7. vladimir putin sözlük yazarı olsa alacağı nick

    (bkz: rte seni sikecegim arslanim)

  • 8. taksim'de ışid'cilerin kaçması

    ışıdci değilse de yaptığı hareket ifade özgürlüğü kapsamında sayılmayacak kişinin ortamı terketmesi olayıdır. hadi öyleyse, çıksın bir beyaz abimiz de new york'un göbeğinde anlatsın bakalım "zencilere bu kadar hak verilmesi doğru değildir, beyazlarla aynı restoranlara gitmemeli, ayrı okullara gitmelidir" filan diye.
    bm insan hakları evrensel beyannamesinde tanımlanan insanlık onuruna saldırıda bulunacak allah'ın yobazı, bizim kadınımız da ona göz açtıracak öyle mi. yürüsün başka kapıya. güzel olmuş harekettir.

  • 9. disketten oyun oynamış efsane nesil

    benim gibi oyunların kısayolunu diskete atıp evde açılmayınca küfür etmiş olabilir

  • 10. tahir elçi'yi pkk'nın öldürdüğünü düşünen kitle

    teröristlerin sivil polisleri şehit ettikleri ve yaraladıkları mobese görüntüleri:

    http://www.ntv.com.tr/…esede,gmbah9too06e18aedkbgqg

    kaçanlardan birisi açıklama yapılan sokağa giriyor, hala devlet yaptı diyen beyin yoksunlarına siktir git diyorum.

    açıklama yapılmasının sebebi hendek kazan şehirlere inen katliam ve tahribat yapan pkk'dır.

    görüntülerde polisleri araçtan inerken katleden pkk'dır.

    bölge insanının ve burada biz kürtler katlediliyoruz diyen kürtleri katleden pkk'dır.

    bırakın artık şu katil örgütün peşini de ülkeye huzur gelsin.

    edit: durdurulan araçtaki pkk'lı teröristlerden biri dün yapılan bir operasyondan kaçmış ve bugün araç içinde görüldüğü için araç durdurulmuş. pkk eylemi olduğu kesinleşiyor ve kesinleşeceğine şüphe yok.
    katledilen insanlarımız tahir elçi ve polisimiz için ailelerine sabır ve başsağlığı dilerim.

    http://www.milliyet.com.tr/…iri-ani-gundem-2155200/

    edit2: olay yerinde inceleme yapan cumhuriyet savcısı ve polislere pkk tarafından yeni bir saldırı yapıldığı ve 2 polisin yaralandığı açıklandı.
    http://www.milliyet.com.tr/…ldiri-1-gundem-2155219/

    edit3: videoda duvar dibine sığındığı görülen görgü tanıklarından bazıları, çatışma çıktığında sağ karşıdaki hendeğin içinden uzun namlulu silahlarla ateş başladığını ve tahir elçi'nin bu sırada öldüğünü söylemiş.

    anlamanız gereken tek ama tek gerçek şu; pkk şehirlerin içinde hendek kazdığı, çoluk çocuğu ve ergenleri silahlandırdığı, silah bırakmadığı sürece; sivil ölümleri ve sokağa çıkma yasakları dahil tüm olayların sorumlusudur. dile getiremezseniz de bu cümlenin doğru olduğunu biliyorsunuz, kaçmayın gerçekten.

    edit 4: diğer kameranın yakaladığı inanılmaz görüntüler: https://m.youtube.com/watch?v=sc5qv_u3exm
    teröristlere kurşun isabet etmemesi inanılır gibi değil. polislerin ilk etapta ateş etmeme sebebi ise teröristlerin silah seslerinin geldiği yerden kaçan vatandaşlar olduğunu düşünmeleri. daha sonra sanırım ellerindeki silahları görünce ateş etmeye başlıyorlar ama teröristlerce isabet etmiyor veya çelik yelek giymiş olma ihtimalleri, isabet eden kurşunlara rağmen koşmaya devam etmelerini sağlamış olabilir.

  • 11. tahir elçi kgb ajanları tarafından öldürülmüştür

    ya sizi de sizin siyasi analizlerinizi de sikicem ha artık.

    ulan ülkeyi yönetip bu ülkedeki hiçbir şeyden sorumlu olmamak ne güzel şey ya. ya siz bela mısınız, virüs müsünüz nesiniz ya.

    omurga yok lan omurga. adam montaj diyor, dış mihrak diyor, cehape diyor, gözüyle görse gözünü götüne sokacak adam.

  • 12. rus kızla seks ederken türkiye diye bağırmak

    (bkz: seks etmek ne amk)

  • 13. tahir elçi

    meslektaşımdı. tanırdım, güzel insandı. çoğu görüşüne katılmasam bile avukattı adam . bu mesleğe aşık bir insandı.

    nerelerden bugüne geldik bilmiyorum. 1969'da öldürülen taylan özgür'ün annesine sorabilirsiniz, onun vereceği bir cevap vardır.
    meslektaşımın öldürülmesi olayı bana (bkz: doğan öz) cinayetini hatırlattı. darbe öncesinde hazırlanan onlarca cinayet planlarından birine benziyor.

    seçimden hemen önce meslektaşımın bakırköy adliyesinde sorgusuna katılmıştım . bugün keşke tutuklansaydı o gün diyorum. bizi bunlara alıştırdılar işte. o gün heyecanlı ses tonuyla hep çocuk kalmış telaşıyla isterseniz beni tutuklayın deyişini hatırlıyorum. gerçekten çok yazık oldu.

    bu cinayetin katili herkes olabilir. pkk , devlet , ışid , hizbullah , derin devlet vesaire.

    mahir kaynak'ın bir sözü vardı, son zamanlarda çok popüler olmuştu . katili arayanlar , cinayet kime yarıyorsa ona baksınlar şeklinde bir safsataydı.

    katil kim?

    cevabı basit.

    bıyık altından kim gülüyorsa o'dur.

    ankara'da bombayı kim patlattı?

    stadyumda kim onu yuhladıysa o.

    katil kim?

    bugün kim seviniyorsa o.

    taylan özgür komünistti öldürüldü . doğan öz komünistti öldürüldü . hrant dink ermeniydi öldürüldü. uğur mumcu kafirdi öldürüldü .

    tahir elçi için "teröristti öldürüldü" diyebilirsiniz .

    bu kalibrede insanlarsınız ki artık insanlığınızla ilgili bir şey söylemek istemiyorum.

    dediğim gibi meslektaşımdı.

    bir avukattı.

    halkına adamıştı kendisini .

    seviyorduk kendisini .

    sevenlerinin başı sağolsun.

    ne hatırasını ayaklar altına aldıracağız ne de cinayetini katillerinin yanına kar bırakacağız.

  • 14. ilaçlı kavanozlarda saklanıp sergilenen ceninler

    cübbeli ahmet denyosu sayfasını takip eden insanda mantık aranmaz gerçeğini ortaya koyan hödö. patoloji laboratuvarlarını görse savaş açarlar sanırım. çeşitli doğumsal anomalilier, çeşitli hastalıklı organların tıp fakültesi derslerinde kullanımı için yapılan uygulamalardır bunlar. bu tip fetüsler zaten ölü doğurtulmuş ve hem yayın yapabilmek hem de derslerde kullanılabilmek için uygun solüsyonların içinde saklanırlar. konunun küretajla alakası yok. küretajda alınan embriyo zaten tek parça halinde olmaz ve olsa bile henüz 10 haftadan küçük olduğu için insan anatomisine pek benzemez ve oldukça küçüktür. bu tip din şarlatanları olayın iç yüzünü bilseler bile kendine inanan cahil sürüsünün pek oynak alıcı ayarlarıyla oynamak için bu tip manipülasyonlara sık başvururlar.

  • 15. dönekliği ile ünlü kişiler

    (bkz: tuğrul türkeş)

  • 16. spotify

  • 17. yapılınca şampiyonlar ligi müziği çalan şeyler

    eşimle evde çarşaf silkeleyip katlamak.

  • 18. misvak dergisinden rusya krizine çok ince gönderme

  • 19. hayata dair gülümseten detaylar

    hiç tanımadığım iki bebeğin ismini verdiğimi öğrenmek. fikrimi soran sözlükten arkadaşımın * fikrini sormuşlar meğerse. o da bana sormuştu, ikiz bebekler bunlar, biri kız biri erkek. ben ne anlarım isimden. isim değil sayı versek dedim, kabul görmedi bu düşüncem. olmazmış, ayıp olurmuş.
    büyüyünce kendileri seçsinler isimlerini dedim, yok dedi. peki yaptıkları herhangi bir kahramanlık bir şey var mı ona göre koyalım dedim, yok bebeklermiş daha, erken doğdukları için nefes alıyor olmak şu an en büyük başarılarıymış.

    yapılacak bir şey kalmadı bu durumda tabii. ben de nasılsa benim söylediğim isimleri koyacaklarını hiç düşünmedim yalan olmasın. bir kız bir erkek iki insan bebek. söyledim işte iki isim.

    yakın zamanda öğrendim, isim babası olmuşum. gülümsedim ben. böyle bayağı ağzım falan genişçe. çünkü hani ismi ne kadar önemli insanın değil mi, umarım çok sevsinler isimlerini. isimleriyle yaşasınlar, sağlıklı olsunlar.
    bir şey başardım gibi değil, bebek ya onlar, isimleri var şimdi onların, ben verdim.

    erkek için atlas, kız için gökyüzü. (maşallah deyin)

  • 20. putin kendi uçağını planlı vurdurttu

  • 21. tıp fakültesi mezunu olmanın çok abartılması

    ananın canını acilde kurtaran tus kazanıp uzman olmuş doktor değil kardeşim, terbiyesizlik yapmayın, çoğu uzmanın götünü kurtaran da ananı bacını ölümün elinden alan da o beğenmediğin acilde götünüzü kurtaran pratisyen hekimdir. uzmanlık yapan bir hekim olarak söylüyorum ben bunu, emeklerine sağlık tüm pratisyen hekimlerin.

  • 22. galatasaray

    şampiyonlar ligine katılım sayısı;

    1993-1994-1997-1998-1999-2000-2001-2002-2003-2006-2012-2012-2014-2015

    14 kez..

    fenerbahçe:

    1995-2001-2004-2005-2007-2008

    6 kez.

    şampiyonlar liginde galatasaray,

    1993-1994
    2000-2001
    2012-2013

    sezonlarında ilk sekize kalmıştır.

    1998-1999 sezonunda ikinci olmuş statü gereği elenmiştir.

    fenerbahçe, 2007-08 sezonunda çeyrek final oynamıştır.

    galatasaray, 93-94 te çeyrek final gruplarında barcelona,sp.moskova ve monacolu grupta 2 puan

    94-95 barcelona,goteborg ve man.utd li grupta 3 puan şimdiye göre 4 puan almıştır. manu dan 1, barcelona dan 3.

    97-98 de parma, dortmund, spartalı grupta 4 puan aldı. parma dan 1, sparta dan 3.

    98-99 sezonunda 8 puanla grup ikincisi oldu. rosenborg dan 3, at. bilbao dan 3, juve den 2 puan.

    99-00 de hertha,milan ve chelsea grubunda 7 puanla uefa ya kaldı. heryha dan 4, milan dan 3 puan. uefa kupasını da devamında, bologna, dortmund, mallorca , leeds ve arsenali yenerek kazandı.

    00-01 sezonunda monaco, strum graz ve rangerslı gruptan 8 puanla ikinci tura çıktı. monaco dan 3, rangers tan 4, grazdan 1 puan.

    ikinci turda, paris sg, deportivo, milanlı gruptan 10 puanla çıktı. hepsinden 3, mikandan 4 puan aldı.

    çeyrek finalde real madridi 3:2 yendi 0:3 yenilerek elendi.

    2001-2002 sezonunda lazio, nantes ve psvli grupta 10 puan aldı. hepsinden 3, nantrs dan 4 puan aldı.

    ikinci turda, barcelona, roma, liverpoollu grupta 5 puan aldı. hiçbirine yenilmedi, barcelona ya son maç ofsayttan golle yenilerek elendi.

    2002-03 sezonunda, barcelona, brugge ve l.moskovalı gruptan 4 puan aldı. l.moskovadan 3, brugge dan 1 puan

    2003-04 de olimpiakos, juventus, sociedadlı gruptan 7 puan aldı. juve den 3, olimpiakos dan 3, sociedad dan 1 puan. uefa da villareale elendi.

    2006-07 de liverpool, bordeaux ve psv den 4 puan aldı. liverpool dan üç, bordeaux dan 1 puan aldı.

    2012-13 de cluj, braga ve manu lu grupta 10 puanla ikinci tura çıktı. hepsini yendi, cluj dan 4 puan aldı.

    ikinci turda schalke yi 1:1 ve 3:2 ile eledi.

    çeyrek final de real madrid e 0:3, 3:2 ile elendi.

    2013-2014 de

    juventus, real madrid ve kophenaglı gruptan 7 puanla çıktı.

    kophenag dan 3, juve den 4 puan aldı.

    ikinci turda chelsea ye 1:1 ve 0:2 ile elendi.

    2014-2015 i biliyorsunuz 1 puan.

    bu senede henüz 4 puan.

    fenerbahçe,

    1996 da

    rapid wien den 4, juve den 0, man utd den 3 puan alarak 3. oldu.

    2001-02 de

    barcelona leverkusen ve lyonlu grupta puan alamadan sonuncu oldu.

    2004-05 de , man. utd, lyon ve sparta praglı grupta 9 puan aldı. manu dan 3, sparta prag dan 6 puan aldı. uefa da zaragoza ya elendi.

    2005-2006

    schalke, psv ve milanlı grupta 4 puanla sonuncu oldu.

    2007-08 sezonunda

    psv, inter ve cskalı grupta 11 puanla çıktı.
    ikinci turda 3:2 ve 2:3 lük skorlar sonucu penaltılarda sevilla yı eledi.

    chelsea ye çeyrek finalde 2:1, 0:2 ile elendi.

    2008 de

    porto dinamo kiev ve arsenalli grupta 2 puanla sonuncu oldu.

    şimdi galatasaray, sarayı ziyaret etti ki bence olmamalıydı ama

    2010-11 sezonunda başbakana çıkan da aziz ve alex di. başbakanla aramızı kimse bozamaz diyen de. yine cumhurbaşkanımız yeniden yargılama sozu verdi diyen de mahmut uslu idi!

    o yüzden bu akp saray s. geyiğini çurutelim artık. fenerbahçe kadar tayyip erdoğanı yalayan ve bunu soylemleriyle de belli eden bir kulüp uzun suredir görmedim.

    her donem iktidar kimse büyük kulupler devlet büyüklerine saygı gosterirdi. o yüzden kuluplere sozum yok.

    ama bir kulüp diğerinden ne eksik ne de fazla bu böyle biline.

    gelelim tt arena ya.

    wikipedia kaynaklarını geçin. gelin galatasaray kulübü evraklarını beraber sorgulayalım kulube giderek.

    olmadı aç milliyet gazete arşivini incik cıncık et.

    ali sami yen arazisi galatasaray'a aittir!

    ilk stadı galatasaray kendi imkanlarıyla yapar. daha sonra 1963 yanılmıyorsam, devlet, inonu stadı ve fenerbahçe stadının1982 de yapılması gibi stadı yapar.

    aziz yıldırım 1999 da stadı yıkarak yaptırır. bir tribunu şahenk, diğerini koç, berikini uzan yapar! yalan diyen gelsin konuşsun!

    kulubun kendi imkanı ile yapılmadı senin anlayacağın.
    sen utanmıyor musun uzanın yaptığı kale arkasında oturmaya.

    ya da bu ülkeyi soyatak yıllarca cebini dolduran millete saman yığınını araba diye kakalayan koçun tribununde oturmaktan!

    tt arena ile istanbulun gobeğindeki arazi karşılığında tanıştık.

    eren talu ihaleyi kazandı ve kaba inşaati bitirdi.

    sonra açılan ihalede rakam dusuk olunca toki stadı bitirdi.

    başından sonuna toki yapmadı.

    bugün inonu de yarıda kalsa devlet bu guvenceyi veriyor. o da mı toki stadı olacak.

    ya da trikyonluk rezidansı yapan firma battı bugün kapısında toki tabelası vardı.

    gotunu satsa alamayacağın ev var orda ne yani devletin evlerinde oturuyor mu diyeceğiz adama.

    bu ar as a

    lig 20>19
    kupa 16>6
    süper kupa 15>9
    ş.ligi 3 çeyrek> 1 çeyrek
    uefa şampiyon> yarı final
    ş.kulupler yarı final> 2.tur
    kupa galipleri ç.final> 1.tur

    hangi kupan daha fazla ya da hangi turnuva da galatasaraydan daha ileriye gitmişsin?

    bir de kupamız daha fazla demiş.

    diğeri de tarih 2013 te mi yazıldı demiş ama 2003 te yendiği maçı yazıp ibrahim uzulmez demiş aha aha..

    angus gelen 4 atıyor demişsin adam da sen 3 senedir atamıyon ne ayak demiş?

    ne alaka ibahim"

  • 23. star gazetesi türkiye'nin the times'ıdır

    türkiye ile ingiltere arasındaki farkı da ona göre hesaplarsınız artık.

  • 24. türkiye büyük oynuyor

    doğrudur.gerçekten götü başı büyük oynuyor.allah sonumuzu hayırlı etsin.

  • 25. lihtenştayn san marino savaşı

  • 26. rusya'ya balıkesir'den seslenen cumhurbaşkanı

    (bkz: sevgili höşmerilerim)

  • 27. 28 kasım 2015 vladimir kliçko tyson fury maçı

    irlandalı döver beyler. bu bilgiyi ülke olarak tecrübe ettik. güvenin.

  • 28. adolf hitler

    uyari: asagidaki entry sozluk tarihinin elle yazilan (copy paste olmayan) gelmis gecmis en uzun entry’si olabilir. okumaniz birkac saatinizi alacaktir ama ikinci dunya savasi, alman tarihi, hitler, diktator psikolojisi gibi konularda merakliysaniz bu konulari bilal’e anlatir gibi sade bir dille ve hikayesel bir sekilde ozetleyen bu entry’i keyifle okuyabilirsiniz.

    cayinizi, kahvenizi, kekinizi, boreginizi hazirlayin ve basliyoruz...

    once damardan muzigi verelim: https://goo.gl/e4g1jz

    hemen hemen tum 2. dunya savasi belgesellerinde bilindik bir goruntu gozlere carpar, kursuye once rudolf hess cikar ve hitler'i kursuye davet eder. birazdan kursunun karsisindaki yuzbinlerce insandan cit cikmaz ve hitler agir adimlarla kursuye dogru yurumeye baslar. ortalik ana baba gunu gibidir ama neredeyse hitler'in attigi adimlari duyabilirsiniz. birazdan kursuye cikan hitler once mikrofona soyle bir bakis atar, sonra gozleriyle kalabaligi suzer. yaklasik 5-10 saniyelik sessizligin sonunda kalabaligi yeniden suzen hitler yavas yavas konusmaya baslar. 5 dakika sonra konusma vites arttirarak devam eder. birazdan hitler terden sirilsiklam olmustur, kalabaliklar gaza gelmistir, ortalikta tezahuratlar duyulur ve cosku verilmistir. peki hitler bu konusmalarda ne anlatiyordu? insanlari nasil gaza getiriyordu? daha da onemlisi bu konusmalarin arkasinda yatan psikoloji neydi? bu yazida bunlara cevap arayacagiz.

    once hitler'in ortaya ciktigi donemin sartlarini inceleyelim. ikinci dunya savasini anlayabilmek icin birinci dunya savasini anlamak sarttir. hatta bazi tarihcilere gore birinci ve ikinci dunya savaslari tek bir savastir ve aradaki "baris" donemi reklam arasindan ibarettir. malumunuz, birinci dunya savasi sonunda ingiltere, fransa, rusya, abd ve bir cok irili ufakli ulke bir araya gelip almanya'yi zar zor yenebilmislerdir. hatta almanya cephede maglup olsa bile tam anlamiyla bir yikim yasamamisti ve bazi alman komutanlar sonradan alman hukumetinden hesap sorarcasina "1918'de savasi birakmayip devam etseydik kazanabilirdik, durup dururken neden pes ettigimizi anlamadik" diyeceklerdi.

    birinci dunya savasi sona erdiginde muttefikler almanya'ya ceza verme konusunda kararsizliga dustuler. almanya'yi cezalandirma konusunda ingiltere ile fransa resmen iyi polis-kotu polis rolu oynuyordu ama bunun sebebi de cok acikti. birinci dunya savasinda ulkesinde neredeyse tas ustune tas kalmayan, yollari, kopruleri, okullari, kisaca altyapisi harap olan fransa almanya'ya karsi cok kizgindi ve savastan nisbeten daha az altyapi zarariyla cikan ingiltere bu konuda daha ilimliydi. sonunda almanya'ya su cezalar verildi: (1) odemesi onlarca yil surecek yuklu maddi tazminatlar, (2) alman ordusunun mevcudunun 100 bin askerle sinirli tutulmasi, (3) almanya'nin zirhli gemi veya tank uretiminin neredeyse tamamen yasaklanacak kadar kisitlanmasi, (4) almanya ile avusturya'nin birlesmesinin yasal olarak imkansiz hale getirilmesi, (5) almanya-fransa sinirindaki rhineland bolgesinin tampon bolge ilan edilmesi ve almanya'nin buraya asker sokmasinin yasaklanmasi, (6) almanya ile rusya arasinda tampon gorevi gormesi icin almanya'dan tamamen bagimsiz bir polonya devletinin kurulmasi ve almanya'nin bu devlete karismasinin tamamen yasaklanmasi. daha bir cok madde vardi ama en onemliler ve ikinci dunya savasinin cikmasinda en buyuk rolu oynayan maddeler bunlar.

    fransa'ya gore bu cezalar yeterince agir degildi. fransa almanya'nin tamamen askerlerden arindirilmasini istiyordu. zaten yukarda madde madde bahsettigim cezalarin uygulanma sekli konusunda da fransa'nin tereddutleri vardi. ornegin 100 binden fazla askere sahip olmasi yasaklanan almanya 150 bin askere sahip olursa izlenecek yontem belli degildi. almanya kendisine verilen cezalara ve yasaklara uymazsa ingiltere ve fransa yeni bir savasi goze almak zorunda kalacakti.

    antlasmanin ilk yillarinda almanya antlasmaya harfiyen uyacakti ama bu ulkenin ozellikle maddi anlamda belini bukecekti. almanya'da enflasyon ve issizlik epeyce artmisti ve alman ekonomisi cokme noktasina gelmisti. hitler ve yanindakiler "birinci dunya savasina ne olursa olsun devam edilmeliydi" fikrini savunuyordu ve savastan sonra alman ekonomisinin cokmesi hitler'in ekmegine yag surecekti. savas sonrasi almanya'nin ve almanya disindaki alman halklarinin cektigi acilari demogoji malzemesi olarak kullanan hitler hizla popularite ve guc kazandi. daha sonra secimleri kazanip almanya'nin basina gecen hitler avrupa'da farkli tepkilere sebep oldu.

    hitler basa gectiginde fransizlar savasin cikacagindan cok emindi. ingilizler bu konuda kararsizdi. churchill almanlara guvenmemesi gerektigini biliyordu ama meclisin geri kalanini bu konuda bir turlu ikna edemiyordu. avusturya hukumeti hitler'in kendilerine saldiracagini bildigi icin endiseliydi. abd o siralar kendi derdiyle ugrastigi icin avrupa'nin derdiyle mesgul olmuyordu ve rusya da olaylara "kapitalist devletler birbirini yesin" gozuyle bakiyordu. hitler avrupalilar'in gucunu test etmek icin yavas yavas almanya'ya uygulanan cezalari ve yasaklari delmeye basladi. once savas tazminatini odemeyecegini soyledi ve gercekten de tazminat odemeyi birakti. fransa buna cok sert tepki gosterse de ingiltere'de mevcut olan gorus "almanya'ya fazla yuklenmeyelim, durup dururken yeni savas cikartmaya gerek yok" gorusundeydi.

    bir sure sonra alman ordusunun mevcudu 100 bini defalarca katlamisti ve almanya her turlu zirhli araci insa etmeye baslamisti. fransizlar ingilizler'e surekli "almanya'yi durdurmaliyiz" diye baski yapiyordu ama ingiltere savasi baslatan taraf olmak istemiyordu. fransa da arkasinda ingiltere olmadan almanya'ya saldirmaya cesaret edemiyordu. butun bunlardan cesaret alan hitler de surekli avrupa'nin sabrini test etmek icin birinci dunya savasi sonunda almanya'ya konan yasaklari gostere gostere, hatta ovune ovune birer birer cigniyordu. en sonunda almanya-fransa sinirindaki rhineland bolgesindeki "askerden arinmis" bolgeye alman askerleri yerlestirildi ve fransa da savasin baslayacagini anlayinca almanya siniri boyunca siper kazmaya ve cesitli savunma pozisyonlari almaya basladi. fransa surekli churchill'i arayip "almanya'ya dalalim" diyordu, churchill de fransa'ya katilmasina ragmen ulkesini savas konusunda ikna edemiyordu.

    ust uste yaptigi hamlelere cevap gelmeyen hitler artik daha buyuk adimlar atmaya karar verdi. avusturya'ya "almanya'ya katilma cagrisi" yapan hitler bu cagrisi karsiliksiz kalinca avusturya'ya tanklarla girdi. avusturya ordusu hic direnis gostermedi ve almanlar ulkeyi "darbe" yaparak ele gecirdi. avusturya bu olaydan once ve olaylar sirasinda ingiltere, fransa, abd basta olmak uzere bir cok ulkeyle telefon ve telgraf baglantisi yaparak yardim istediyse de hicbir ulke yardima gelmedi. fransa almanya'ya saldirmaya hazirdi ama ingiltere'nin de savasa girmesini istiyordu. ingiltere ise son zamanlarda "tamam hitler kotu de basimizda stalin tehdidi varken hitler'e yogunlasmak dogru degil. hitler halkinin gazini almak icin bagirip cagirip konusurken stalin aksiyon pesinde kosuyor, asil stalin'den korkmak lazim" dusuncesindeydi. bati ulkeleri hem hitler'den hem stalin'den cekiniyordu ama iki liderin birbirini dengede tutacagi ve avrupa'nin direk tehdit aldinda olmadigi da dusunuluyordu.

    bu arada almanya'da yahudilere karsi boykotlar baslamisti. su an icin henuz soykirim baslamamisti ama yahudi isyerlerinin boykot edilmesi, yahudilere is veya ev verilmemesi, yahudiler'in toplumdan dislanmasi gibi hareketler yasanmaya baslamisti. yine de bati ulkelerinin gozunde yahudi karsiti olaylar buyutulecek seviyede degildi ve henuz yeni bir savas baslatmak icin uygun bir ortam olusmamisti.

    ilginctir ki hitler ingiltere'ye karsi sempati duyuyordu. fransa'ya sonuna kadar gicik olan hitler ingiltere'ye surekli goz kirpiyor ve avrupa'da iki super gucun olabilme ihtimaline sicak bakiyordu. hitler bir cok konusmasinda ingiltere'nin macera aramak yerine "dogru olani yapmasini" soyluyordu. hitler alman ordusunu doguya surup polonya ile sscb'nin onemli bir kismini almasini istiyordu ve ingiltere'nin de almanya'ya destek icin fransa'yi dizginleyecegini, hatta bir ihtimal fransa'yi tamamen isgal edip almanya ile birlik olacagini dusunuyordu. tabi ki bu dusuncenin tarihsel bir degeri yoktu cunku tarihte ingilizlerle almanlar arasinda muttefik iliskileri olmamisti ve ingiltere'nin almanya'nin cikarlarini korumak icin bir sebebi yoktu. hitler ingiltere'nin yardima gelecegini dusunerek hayal dunyasinda yasiyordu. ingiltere ilk etapta yavas yavas "bana dokunmayan yilan bin yasasin" moduna gecmeye baslamisti ve almanya'ya destek olmasa da kostek de olmuyordu.

    ikinci dunya savasina devam edecegiz ama once 1932 yilina geri donuyoruz. 31 temmuz 1932'de hitler 14 milyona yakin oy alarak mevcut oylarin %38'ine yakinini aldi ve almanya'da iktidari ele gecirdi. bu kimsenin beklemedigi bir secim basarisiydi ve diger partilerin cesitli fikirlere dagilmasi yuzunden naziler o kadar da yuksek olmayan oy oranlarina ragmen tek baslarina iktidar olacakti. bu alman parlementosunda 1928'de 12, 1930 yilinda da 107 koltuk cikartan partinin bir anda koltuk sayisini 230'a cikartmasi anlamina geliyordu ve hic de kucumsenemeyecek bir basari gibi gozukuyordu.

    hitler'in secimi kazanmasinda en buyuk rolu oynayan onun konusma ve hitabet yetenegiydi. hitler fazla kitap okumayi seven biri degildi. yazdigi "kavgam" kitabini da en yakinindaki amirlerinin bile okuyup okumadigi supheliydi. zaten hitler okumaktan cok konusmanin onemine inaniyordu. ona gore bir konusmaci sesini surekli degistirerek, tempoyu arttirip dusurerek, sesini yukseltip azaltarak ve cesitli yollarla dinleyicilerin dikkatini celbedebilirdi ve dinleyicilerin ilgisini bir kitaptan daha iyi tutabilirdi. kendisi oldukca iyi bir konusmaciydi ve konusurken kitlelerin nabzina gore serbet vermeyi biliyordu. mesela doktorlarin karsisinda konusurken tibbi terimler ve ornekler kullanirken ciftcilerin karsisinda konusma yaparken ciftcilerin gunluk hayatta kullandigi kelimeleri kullanip onlarin anlayabilecegi ornekleri veriyordu. 1935 yilinda konusurken surekli ses tonunu degistirerek ses tellerini zorlayan ve zarar veren hitler ameliyat olmak zorunda kalmisti. bir baska ayrintiya daha dikkat cekeyim, hitler genelde yapacagi konusmalarin saatini konusmanin amacina gore belirliyordu. ornegin bir konusmada amaci milleti costurup gaza getirmekse ogleden sonra herkesin dinc oldugu bir saatte konusurken, amaci bir konuda insanlarin direnisini kirmak ve fikirlerini degistirmekse aksamin gec saatlerinde insanlar aksam yemegini yemisken ve yorgun dusmusken konusuyordu.

    almanya cephe icinde ve disinda ust uste galibiyetler alip puanlari 3'er 3'er hanesine yazarken siklikla konusmalar yapan hitler, daha sonra isler kotuye gidince ve ust uste puan kayiplari yasanmaya baslayinca nadiren konusma yapmaya baslamisti. hitler'in konusmalari her zaman umut verici ogeler tasisa da ses tonu ve ikna kabiliyeti almanya savasi kaybetmeye basladiktan sonra dususe gecmisti. simdi sozu daha fazla uzatmadan hitler'in konusmalarini ozet gecmeye baslayayim.

    1 ocak 1932'de munih'te hitler secimleri kazanip iktidara gelmesine 6 ay kala partililer yeni yili kutlamak icin bir araya getirilmisti. yilbasi konusmalari onceki yil boyunca yasanan basarilari ve basarisiz olunan seyleri tartismak icin uygun bir firsatti ve her yil tekrar edilecek bir adet haline gelmisti. hitler partililere yaptigi seslenmede "12. yilina girdigimiz mucadelemizde sonunda sunu ilk kez soyleyebilirim ki, 15 milyon takipcimizle almanya'nin en buyuk partisi haline geldik." hitler konusmasinin devaminda 2 yil onceki secimlerde alinan 6 milyon oya dikkat cekti ve "tum engellemelere, iftiralara, karalama kampanyalarina ragmen oylarimiz azalmak yerine kat kat artti" diyerek bir sonraki secimlere iddiali girildigini soyledi. bundan sonra 2 yilda partinin aktif uyelerinin sayisinin 300 binden 800 bine kadar ciktigina dikkat ceken hitler "bugun tum dusmanlarimiz almanya'nin uykudan uyanip yukselise gececegi gunden korkmaktalar, o gunler sizin calismalariniz sayesinde gelecek" benzeri sozlerle nutkuna devam etti.

    hitler konusmasinin devaminda "partimiz sadece sehirlileri degil koyluleri de tek cati altinda birlestiriyor" diyerek nazi hareketinin koyluler arasinda da gelismekte olduguna dikkat cekmeye basladi ve parti icinde sehirlilerle koyluler arasindaki dengenin gozetilmesi gerektigini soyledi. hitler konusmanin bundan sonraki bolumunden neredeyse sonuna kadar almanya'daki ve rusya'daki bolseviklere yuklendi ve almanya'daki bir cok problemden onlari sorumlu tuttu. konusmanin bu kisminda incil'den alintilar yapan ve tanri'ya gondermelerde bulunan hitler "eger biz gucsuz dusersek ulkeye komunizm gelir cunku ulkede bizden baska komunizmi dengeleyebilecek baska bir parti yok" diyerek tehditte bulundu.

    bundan sonra 17 ocak'ta berlin'de, 23 ocak'ta munih'te ve daha sonra 27 ocak'ta dusseldorf'ta olmak uzere 3 farkli konusma yapan hitler, ilk iki konusmasinda genclere ve ogrencilere seslenirken son konusmasinda daha yetiskin parti uyelerine seslendi. bu uc konusmada da asagi yukari ayni seyler soylendi. hitler bu konusmalarda almanya'nin yillardir ellerinin kollarinin bagli oldugunu, icerdeki hainler ve disardaki dusmanlar yuzunden ulkenin bir turlu ayaga kalkamadigini, mevcut partilerden naziler haric tum partilerin isbirlikci ve almanya'nin dusmani oldugunu, ekonominin buyumesi ve ulkenin ayaga kalkmasi icin ilk olarak isbirlikcilerden ulkenin arindirilmasi gerektigini soyledi. her biri 3 saat suren bu konusmalarda hitler ulkede yonetime aday oldugunu acik acik degil ama ustu kapali bir bicimde soyluyordu. konusmanin sonlarina dogru komunizmi bas dusman olarak gosteren hitler komunizmle mucadele etmek icin demokratik sistemin ortadan kaldirilmasini oneriyordu. ona gore cok partili demokratik sistem aylarca karsit goruste insanlarin tartisip kavga ettigi ama hicbir konuda karar alamadigi bir sistemdi. hitler "hizli ve efektik bir sekilde ulkenin cikarlarina uygun karar alinabilmesi icin" mecliste isleri yavaslatabilecek bir muhalefetin olmamasini savunmaya baslamisti.

    hitler ayni konusmada almanya'nin guclu ve karakterli bir "tek lidere" ihtiyaci oldugunu, ulkenin dost olmak isteyenlerle dost, dusman olmak isteyenlerle dusman olmasi gerektigini ve almanya'nin 1. dunya savasini ulkedeki hainler yuzunden kaybettigini soyleyecekti. ilginctir ki hitler bu konusmalarinda israrla almanya'nin muhalefetsiz tek bir lidere ihtiyaci oldugunu ustune basa basa soylemesine ragmen kendisini bir aday olarak one cikartmayacakti. hitler kendisini bir anda one cikartmak yerine bunu yavas yavas, alistira alistira yapma taraftariydi. adnan oktar'in kendini tarif edip "mehdi aynen bu sekilde olacak" dedigi gibi hitler de kendi ozelliklerini tarif edip "almanya'nin lideri boyle biri olmalidir" diyecekti ve bir sure sonra halk "hitler tam da ihtiyacimiz olan adam" seklinde dusunmeye baslayacakti.

    hitler 27 ocak'ta almanya'nin onde gelen isadamlarina yaptigi komunizm karsiti konusmadan sonra bu kisilerin guvenini kazanmaya baslamisti. boylece hitler'in partisine bagis yagmaya baslayacakti ve parti maddi anlamda guclenip yaptigi propagandanin etkisini arttirabilecekti. dunya'nin her yerinde oldugu gibi o gunun almanya'sinda da zengin elitlerin destegini almak secim kazanmak icin cok onemli bir adimdi. hitler genclere ve ogrencilere yaptigi konusmalarda "halki somuren zengin ve elit sulukleri zamani gelince sokup atacagindan" bahsetse de isadamlarina ve elit takima yaptigi konusmalarda "size dusman oldugumuzu dusunmeyin, almanya'yi hep beraber ayaga kaldiracagiz" diyordu. acikcasi hitler isadamlarindan ve elit takimindan pek hazetmiyordu ama onlarin destegi olmadan amacini yerine getirmesinin mumkun olmadiginin da bilincindeydi.

    hitler birkac gun sonraki bir baska konusmasinda insanlarin politikacilarin ulkelerinde kotu giden seylerden dolayi dis gucleri sorumlu tutmamalari gerektigini, dis gucler bir ulkeye ne kadar baski yaparsa yapsin o ulkenin direnecek gucu kendi icinde bulacagini, bir milletin genleri guclu ve karakterliyse disardan kotu egitimle ve propagandayla onun direnis ruhunun sadece gecici olarak kirilabilecegini ama kalici hasar vermenin mumkun olmadigini soyledi. boylece o gunlerde almanya'yi yoneten politikacilarin "ne yapalim, 1. dunya savasini kaybettik ve elimizi kolumuzu baglayan bir antlasma imzalamak zorunda birakildik" seklindeki tepkilerinin gecersiz ve yersiz oldugunu iddia ediyordu. hitler ayni konusmasinda demokrasiyi bir defa daha elestirdi ve bir ulkeyi "aptal cogunluk" yonetecegine "bilgili, zeki ve donanimli az sayida insanin" yonetmesi gerektigini belirtti. ona gore bir cok insanin bir fikre inanmasi o fikrin dogru oldugu anlamina gelmiyordu ve demokrasiye gecip herseyi insanlarin cogunluguna gore belirleyen ulkelerin er ya da gec zayiflayip gucsuz dusecegi kesin gibiydi. kisaca hitler burada "profesorle cobana ayni sayida oy hakki veren sistem yikilmaya mahkumdur" benzeri bir dusunceyi one suruyordu ama demokrasiyle yonetilen ulkelerin omru onun ongordugunden cok daha uzun oldu.

    hitler ayni konusmada "bir orduda demokrasiden soz etmek mumkun degil. yukardan gelen emre hic sorgulanmadan ve muhalefet edilmeden uyulmak zorundadir. bu durumda orduyu yoneten kisinin de ayni sartlar altinda calismasi ve demokrasinin getirdigi zayifliklardan ve muhalefetin etkisinden uzak durmasi gerekir ki ulkeyi de orduyu da hakkiyla yonetebilsin" seklinde bir tespitte bulunarak ordudaki totaliter yonetim seklinin ulkenin tamamina gecirilmesi gerektigini savunacakti. acikcasi hitler'in demokrasiden diktatorluge gecisi savunan argumanlarindan bazilari gunumuzde rte'nin "baskanlik sistemi" lehine ortaya attigi argumanlara oldukca benzemekteydi.

    o gunlerde hitler'in konusmalarinda siklikla kullandigi bir arguman "su anki kotu durumumuzdan versay antlasmasini suclayamayiz, cunku bizi versay antlasmasina iten sebepler bugunku kotu durumumuzun da sebebidir" seklindeydi. hitler'in cokca kullandigi bir baska arguman da "komunistler ulkemizde orak-cekicli sscb bayragini gormek istiyorlar, hangi millet kendi topraklarinda baska bir ulkenin bayragini gormek ister ki?" seklindeydi. boylece orak-cekicli ideolojik bayrak rusya bayragina indirgenmisti ve "baska bir ulkenin bayragi" olarak tanimlanmisti.

    9 ve 10 subat tarihlerinde berlin'de binlerce ogrenciye seslenen hitler henuz almanya devlet baskanligi icin adayligini koymamisti ama bir cok insan onun bunu yapmasini bekliyordu. hitler 1925'te avusturya vatandasligindan cikmisti ama henuz alman vatandasligina gecmedigi icin hicbir ulkenin vatandasi degildi. bu yuzden alman vatandasligina gecip adaylik konusunda hicbir sorun yasamak istemiyordu. o an itibariyle devlet baskanligi icin tek aday paul von hindenburg'du ve onun secimi kazanacagina kesin gozle bakiliyordu. 16 subat 1932'te dusseldorf'ta 26 bin fabrika iscisine seslenen hitler baskanliga adayligini aciklamadan once son bir cabayla isci sinifindan aldigi destegi arttirmaya calisiyordu. burada yaptigi konusma icerik olarak 9-10 subat tarihlerinde ogrencilere yaptigi konusmaya cok benziyordu ve cok ufak farkliliklar tasiyordu. 22 subat'ta goebbels nazi yanlilarina seslenerek yaptigi bir konusmada adolf hitler'in alman baskanligina aday oldugunu acikladi. hitler o gunlerde nazi partisinin yonettigi tek sehir olan brunswick'te kagit uzerinde devlet memuru yapilmisti ve o gunku kanunlara gore alman vatandasligina gecmesi saglanmisti.

    27 subat 1932'de hitler baskanliga aday olduktan sonra ilk kez berlin'de konusma yapacakti. burada "rakiplerimin beni yenmek icin koalisyon olmasi, ne olursa olsun beni basa gecirtmeyeceklerini ve beni baskan yapmayacaklarini soylemeleri onur verici bir sey cunku benden korktuklarini gosteriyor. ben de onlara diyorum ki elinizden gelen neyse onu yapin cunku ben de hepinizi yenecegim. aramizda en cok hakeden, en fazla calisan, en fazla fedakarlik yapan kimse secimi de o kazansin!" hitler vatandas olmadan once berlin'in polis muduru olan grzesinski onun icin "ona vatandaslik vermek mi! onu kopek kirbaciyla ulkeden kovmak lazim" demisti. hitler 27 subattaki konusmasinin devaminda buna da gonderme yaparak "bizi kopek kirbaclariyla kovalamak istiyorsaniz buyrun yapin, gunun sonunda kirbaci kimin tutuyor olacagini goreceksiniz" diyerek meydan okumaya devam etti.

    hitler konusmasinin bundan sonraki bolumunde tanriya ve dine gondermeler yaparak "13 yildir sabah aksam calisiyor olmamiz bosa gidecek degildir. tanri'nin adaleti boyle bir seye izin vermez. tanri'nin intikam vakti yaklasiyor ve almanya'yi hakettigi yere tasima gorevi bize dusuyor. tanri almanya'nin yanindadir ve tanri bizim yanimizda cunku biz almanya icin en iyisini istiyoruz ve bunun icin cabaliyoruz" diyecekti.

    hitler konusmasinin devaminda baskanlik secimindeki rakibi olan paul von hindenburg'a seslenerek kendisine saygi duydugunu ama kendisini destekleyen bazi "vatan hainlerini" desteklemesinin mumkun olmadigini soyledi. ilginctir ki hitler secimlerde von hinderburg'a rakip olsa da ona karsi asla sert bir soz soylemiyordu ve secimlerden sonra da bu ikilinin arasinda bazi sogukluklar olsa da dusmanlik olmayacakti. hatta bircoklari nazi partisinin bu kadar guclenmesinde en buyuk sorumlulugun van hinderburg'a ait oldugunu soyluyor.

    1 martta arabasina atlayan hitler almanya'yi turlamaya basladi ve her gun en az 1 sehirde konusma yaparak kalabaliklara seslendi ve ulke yonetimine adayligini ilan etti. baskanlik icin 13 mart'ta yapilacak secimlere paul von hinderburg ve adolf hitler'den baska katilacak 2 onemli aday daha vardi. bunlar komunistlerin adayi olan ernst thälmann ve askeri kanada yakin theodor duesterberg'di. yine de secimin hitler ile von hindenburg arasinda gecmesi bekleniyordu. bununla birlikte "hitler secimi kazanamazsa 12-13 milyonluk tabaniyla sokaklara dokulecek ve darbe yapmaya calisacak" soylentileri de dolasiyordu. hitler bu soylentileri "aptalca" olarak nitelendiriyordu ve "yonetii demokratik ve legal yollarla ele gecirmeye bu kadar yaklasmisken illegal yontemlerle kendimizi bitirecek kadar salak miyiz?" seklinde bir demecte bulunmustu.

    13 martta baskanlik secimleri gerceklestiginde sonuclar hitler'i hic memnun etmedi. von hinderburg oylarin %49.6'sini almisti ve her ne kadar ilk turda secilemese de ikinci turda secilmeyi neredeyse garantilemisti. hitler oylarin %30.1'ini alirken komunist aday thälmann oylarin %13.2'sini almisti. yaklasik 1 ay sonra 10 nisan 1932'de ikinci tur secim yapilacakti ve ikinci tura sadece bu uc aday girebilecekti. hitler secimlerde maglup olsa da bunu bir zafer olarak gordu cunku naziler bir bucuk sene onceye gore oylarini iki bucuk katina cikartmisti. hitler 13 milyon oy beklerken 11 milyonun biraz ustunde oy almisti. partilere tek tek bakildiginda naziler en fazla oy almisti ama von hindenburg'u destekleyen partileri ust uste koyunca naziler geciliyordu. nazilerin sahip oldugu gazetelerde de bu istatistiklere dikkat cekiliyordu ve bu gazetelerde secimlerin hemen ertesi gunu yayinlanan hitler'in mektuplarinda da bir zafer kazanildigi yaziyordu. hitler bu mektupta "zafere cok yakiniz ama eskisinden daha cok calismamiz, azmimizi arttirmamiz lazim. evet onceki aylarda bir suru uykusuz gece gecirdik, geceli gunduzlu cok calistik ama calismamiz burada bitmemeli. 7 kisiyle baslayan hareketimiz bugun 11 milyon kisiyi gecmis durumda. bu kadar ivme kazanmisken pes etmek olmaz" benzeri aciklamalar yapiyordu.

    15 mart'ta weimar'a giden hitler burada kisa zaman once aldigi alman vatandasligiyla ilgili ifade verdi ve aksam saatlerinde nazi genclere konusma yapti. hitler'in bu konusmasinda topun agzinda sosyal demokratlar vardi ve sosyal demokratlarin hindenburg'a oy vermesi alayli bir sekilde elestiriliyordu. demagoji uzmani hitler: "sosyal demokratlarin benden korktugunu ve basa ben gelmeyeyim diye hindenburg'a oy verecegini tahmin ediyordum ama son adamlarina kadar herkesi sirf bana karsi oy versin diye seferber edeceklerini bilmiyordum. saniyorum ki sosyal demokratlarin benden ne kadar korktugunu yanlis hesaplamisim. ben onlar benden biraz korkuyorlar derken karsimda korkudan kaskati kesildiklerini, caresiz hissettiklerini de ogrenmis oldum. aslinda bize karsi seferberlik ilan etmis olmalari bize saygi gosterdiklerinin kanitidir, bu da gurur duyabilecegimiz bir seydir" diyecekti.

    hitler konusmasinin ilerleyen dakikalarinda kalabaligi costuran su sozleri soyledi: "bugun almanya'nin dusmanlarina karsi cok mesafe katettik. su anda dislerim almanya'nin dusmanlarina saplanmis durumdadir ve bu mucadele hicbir zaman gevsemeyecektir de bitmeyecektir de. almanya'nin dusmanlariyla olan mucadelemi engellemek ve bitirmek icin beni oldurmekten baska careleri yoktur!" hitler zaman zaman "bu mucadeleden vazgecmem icin olmem lazim" "eger basarisiz olursak ilk olarak beni oldurun" "eger bu davadan donersem hic acimadan beni idam edin" tarzi ifadeleri kullaniyordu ve davasina hayatini koydugunu iddia ediyordu. hitler'in bir cok konusmasinda bu kadar iddiali konustugunu goren partililer (ozellikle gencler) ona daha da baglaniyordu.

    secimin ikinci turu 10 nisan'da yapilacakti ve 3 nisana kadar secim propagandasi yapilmasi yasaklanmisti. bu da hitler'e propaganda yapmak icin bir haftadan daha az sure veriyordu. bu sirada hitler'in bazi sempatizanlarinin evleri polis tarafindan aranmaya baslamisti ve hitler bu aramalari protesto etmek icin gazetelere ilan vermisti. arada 1-2 ufak konusma olduysa da bu konusmalarda normalde sarfettiginden farkli bir sey soylemeyecekti. nisan'in ilk haftasi ucak kiralayan hitler alman sehirlerini cok hizli bir sekilde dolasti ve bir haftada cesitli konusmalarda toplam 1 milyona yakin kisiye seslendi.

    10 nisan gunu geldiginde oylar verilmisti ve hitler oylarini 11 milyondan 13 milyona (%37) cikartmasina ragmen secimi kazanamamisti. secimi kazanan oylarin %53'unu alan von hindenburg olmustu. hitler secimi kaybetmisti ve devlet baskani olma projesi suya dusmustu ama ulke yonetimini ele gecirmesi icin bir sans daha vardi, o da genel secimleri kazanarak parlementoda tek basina hukumet kurabilecek kadar sandalye elde etmekti. mevcut hukumetin basinda brüning vardi ve hitler baskanlik secimini kazanmasi halinde onu istifaya zorlayip yeni hukumet kurulmasi icin secime gidilmesini saglayacakti ama bunu yapmasina gerek kalmadi cunku hitler'i gecip baskanlik secimini kazanan van hindenburg da aynisini yapacakti ve hitler'e yeni bir kapi acacakti.

    destekledigi baskan adayi galip gelen ve zaferle beraber ozguven kazanan brüning hukumeti 13 nisan'da nazilere bagli silahli birliklerin kanundisi olarak tanimlanip yasaklanmasi icin bir kararname cikartti ve bunu imzalamasi icin van hindenburg'a yolladi. o gunden sonra nazilerin silahli birlikleri yasaklansa da diger partilerin sahip oldugu silahli birlikler yasaklanmadi ve bu da hitler'e sikayet edip magduriyet yaratma firsati verdi. hitler yine 13 nisan tarihinde "bugune kadar ulkede siyasi guc kazanmak icin hep legal yollari kullandik ve bundan sonra da boyle yapacagiz, karsi tarafa gelecekteki secimleri iptal edip bizi ezme firsatini vermeyecegiz" aciklamasini yapti.

    hitler'in sikayetleri meyvesini verdi ve 15 nisan'da devlet baskani hindenburg "nazilerin silahli kolu yasaklanacaksa bu uygulama tum partiler icin gecerli olmalidir" dedi. bu da mevcut hukumeti zora sokacak bir gelismeydi. 16 nisan'da yeniden ucak kiralayan hitler ulkeyi yine karis karis gezdi ve 24 nisan'daki yerel secimlerde partisi icin oy istedi. bu secimlerde naziler yine oylarini arttirmaya devam etti ve bir cok yerel yerlesimde soz sahibi haline geldi.

    hitler icin sonraki birkac hafta sessiz gecti. mayis ayinin ortasina kadar dinlenen hitler bundan sonra mevcut hukumeti dusurmek ve ulkede genel secimleri baslatmak icin harekete gecti. son secimlerde alinan %36-37'lik oy orani genel secimde korunursa naziler tek basina iktidar olabilecekti ve hitler hazir momentum kazanmisken secimlerin one cekilmesini istiyordu. zaten mevcut hukumet gunlerinin sayili oldugunu biliyordu cunku almanya hem ekonomik hem de siyasi olarak surekli geriye gidiyordu. onceden verilen sozler tutulamamisti ve ulkede artik kronik bir hal alan issizlik sorununa cozum bulunamamisti. almanya'da 6 milyondan fazla issiz vardi ve bu sayi giderek artiyordu.

    hukumet ortaklarindan groener mayis'in ortalarinda savunma bakanligi gorevinden istifa etmisti. bu da mevcut hukumetin cokusunu hizlandiracak olan bir hareketti. 29 mayis'ta oldenburg'da ve 5 haziran'da mecklenburg'da yerel secim olacakti. hitler iki bolgeye de giderek gunlerce surecek secim calismasina basladi ve hemen hemen her gun halka seslendi. bu arada 29 mayis'ta hindenburg hukumetin artik ne halktan ne de parlementodan fazla destek alamadigini ve yikilma noktasina geldigini gorerek hukumetin basindaki brüning'i yanina cagirdi. burada devlet baskani hukumetin basina mevcut hukumetin halk gozunde mesru gorulebilmesi icin yukseliste olan sagcilardan bazi kisilerin hukumete atanmasi gerektigini soyledi. ayni gun oldenburg'daki yerel secimlerde hitler'in partisinin %49 oy alarak kazandigi ortaya cikinca mevcut hukumetin elinin iyice zayifladigi goruldu.

    brüning yukseliste olan hitler'i hukumete ortak etmek istemiyordu. bu yuzden baskanla gorustukten hemen bir gun sonra istifasini verdi ve hukumet dustu. bu da kisa sure sonra genel secimlerin yapilacagi anlamina geliyordu. ayni gun hindenburg hitler'i yanina cagirdi ve en azindan yeni secimler yapilana kadar kurulacak olan gecici hukumete destek vermesini istedi. hitler de daha once yasaklanan silahli nazilerin yeniden legal hale getirilmesini istedi ve buna olumlu bir cevap aldi.

    31 temmuz'da genel secimler yapilacakti ve almanya'yi yonetecek olan hukumet secilecekti. secimin favorisi nazilerdi. hitler 31 temmuz'a kadar beklemek yerine secimlerin aninda yapilmasini istiyordu cunku son zamanlarda ari gibi calisarak ve ulkeyi sehir sehir dolasarak muthis bir momentum yakalamisti. naziler oy toplamak icin sabah aksam calismaktan yorgun dusmustu ve 2 ay daha ayni sartlarda calisacak motivasyonlari olup olmadigi belli degildi. diger partiler de naziler'in meclisteki koltuk sayisini arttiracagina kesin gozle bakiyordu ama en azindan tek basina iktidar olmasin diye ugrasiyordu.

    hitler'in propaganda gucu azalmisti cunku o gune kadar hitler'in yaptigi propagandanin cogu mevcut hukumeti elestirmek ve onlari hain ilan etmek uzerineydi. hitler ulkede yasanan tum felaketlerden dolayi mevcut hukumeti sucluyordu ama simdi hukumet dagilmisti ve yeni kurulan gecici hukumete kendi de destek vermisti. bu durumda yeni kurulan gecici hukumeti o kadar sert bir sekilde elestiremezdi. o da eski dusmani olan komunistlere yonelme karari aldi. 10 hazirandan itibaren yeniden "sahalara" donen hitler yaptigi konusmalarda komunistlere yuklendi ve onlarin almanya'yi rusya'ya peskes cekecegini iddia etti.

    19 haziran'da naziler'in silahli kolu yeniden faaliyet gostermeye basladi ve hitler yaptigi konusmalardan birinde "bugune kadar hep legal yollarla mucadele ettik ve bundan sonra da boyle mucadele edecegiz ama birileri bizim sakin ve sabirli halimize bakip bizi somurebilecegini saniyorsa onlara karsi farkli bir yuzumuzu gostermekten de cekinmeyiz" diyerek gozdagi verdi. acikcasi hitler sokaktaki nazilerle komunistler arasinda catismalarin yasanmasini istiyordu cunku boyle bir gerginligin kendi oylarini arttiracagini dusunuyordu.

    haziran'in son haftasinda naziler'in yeniden harekete gecen silahli kollarina seslenen hitler secimin kazanilmasi halinde hicbir partiyle koalisyon yapilmayacagini ve kimseyle isbirligine gidilmeyecegini soyledi ve "bu sene nasil en cok calistigimiz, en cok ugrastigimiz, en cok yoruldugumuz seneyse ayni zamanda en cok zafer kazandigimiz ve en cok kazanimlar elde ettigimiz sene olarak da tarihe gececek" dedi. 6 temmuz'da secim propagandasina yeniden baslayan hitler 10 temmuz'da sivil kiyafetleri cikartip nazi uniformasi giydi ve ulkenin bir ucundan bir ucuna ucakla gecerek "ozgurluk ucuslari" adini verdigi ucuslari gerceklestirdi.

    15 temmuz'da halka yeniden seslenen hitler bu kez sesini kayit altina aldirtti ve radyodan yayinlanarak milyonlara ulasmasini sagladi. radyodan yayinlanan kayitta sadece hitler degil tezahurat yapan kitlelerin de sesinin duyulmasina ozen gosterildi. bu konusmada hitler kisaca sunlari soyluyordu: "son hukumet 1918 yilinda goreve geldiginde alman halkina daha iyi sartlarda yasama sansi verecegini ve ulkeyi yeniden ayaga kaldiracagini soz verdi ama 14 yil sonra baktigimizda verilen sozlerin birinin bile tutulmadigini goruyoruz. alman halki olarak onceki hukumete fazlasiyla sabir gosterdik ve onlara defalarca sans verdik ama bu isin onlarla olmayacagi konusunda artik kimsenin suphesi kalmamistir, hatta onlar bile bunu itiraf ederek istifa ettiler. geride kalan 14 yilda almanya fakirlesti, almanlar fakirlesti, devlet fakirlesti ve cok buyuk bir yikim yasandi. herseyin otesinde almanlar'in savasma azmi olduruldu ve gelecege dair tum umutlar bitirildi."

    hitler konusmasinin devaminda almanya'da naziler haric tum partilerin kapatilmasi gerektigini soyle savunacakti: "bugun hemen hemen tum gruplarin siyasi partisi bulunmakta. katoliklerin ayri partisi, protestanlarin ayri partisi, beyaz yakalilarin ayri partisi, mavi yakalilarin ayri partisi, ev sahiplerinin ayri partisi, kiracilarin ayri partisi var. yillardir bu partiler insanlari siniflara bolup parcalamaktan ve birbirine dusurmekten baska ne yaptilar? almanlar'in artik tek parca olup kendi kaderini tayin etme vakti gelmedi mi? artik birakin almanya'yi bir kez olsun alman halki yonetsin. su ana kadar tum bu partilere defalarca sans tanindi ve ulkeyi batakliktan cikartamadilar. simdi birakin da alman halki bu isi kendi kendine bitirsin." hitler'e gore naziler haric tum partiler almanya'yi kutuplara boluyordu ve sadece kendi partisi almanlar'in tamamini temsil etmeye musaitti. bu yuzden onun gorusune gore naziler haric diger partilerin kapatilmasi ulkede bolunmeleri azaltacakti. burada hitler'in yaptigi konusma sekil olarak 2002'de cem uzan'in yaptigi "acin turkiye'nin onunu, durduramazsiniz, turkiye geliyor" seklindeki konusmalara sekil olarak benziyordu. ton olarak da rte'nin yaptigi konusmalari andiran bir hava vardi.

    hitler secim oncesi yaptigi konusmalarda bir cok konudaki gorusunu aciklamiyordu. ornegin o gunlerde yapilan konusmalarda yahudiler'in muhabbeti hemen hemen hic gecmiyordu. yine hitler'in abd, ingiltere, fransa gibi ulkeler hakkindaki fikri de pek gecmiyordu (arada sirada almanya'daki komunistler uzerinden rusya'ya laf atiyordu ama diger ulkelere pek bir sey demiyordu). acikcasi hitler'in yonetime geldikten sonra bir cok konuda nasil bir tavir alacagi merak konusuydu.

    15 temmuz'dan itibaren hitler farkli kitlelere hitap ederek gunde 3-4 konusma yapmaya basladi ve konusmalarinin icerigi genelde ayniydi. ayni gunlerde goebbels gibi nazi partisinin onde gelen diger elemanlari da sehir sehir dolasip konusma yapmakla mesguldu. naziler nazi olali en mesgul gunlerini yasamaktaydi.

    20 temmuz'da nazilerle komunistler arasinda yasanan sokak catismalarinda iki taraftan da cok sayida kisi hayatini kaybetti veya yaralandi. hitler bunu bir firsat olarak gordu ve "gecici hukumet ulkede asayisi saglama konusunda sinifta kalmistir, ulkeye huzur gelmesi icin guclu bir hukumet sart" seklinde bir konusma yapti. ulkenin bazi sehirlerinde acil durum ilan edildi ve bazi devlet buyukleri gorevlerinden alinarak yerlerine baskalari getirildi.

    31 temmuz'da secimler yapildi ve hitler'in partisi %37.27 oraninda oy aldi. sabah aksam sehir sehir dolasip propaganda konusmalari yapan hitler %40-45 araliginda oy bekliyordu ve bu sonuclar ilk elde onu pek memnun etmedi cunku sonuclara gore en son baskanlik seciminden beri neredeyse hic oy kazanimi olmamisti. mecliste 608 koltuk vardi ve hukumet kurabilmek icin 305 koltuk gerekiyordu. hitler'in partisi 230 koltuk kazanmisti ve koalisyon yoluyla 75 koltuk daha kazanmasi gerekiyordu. mevcut partilerden ideoloji olarak nazilere en yakin olan parti alman nasyonel partisiydi ama bu parti sadece 37 koltuk kazanabilmisti. komunistler de koltuk sayilarini 77'den 89'a cikartmislardi. bu durumda hitler'in tek basina iktidara gelmesi zordu. ne sag partiler ne de sol partiler birleserek iktidar olamiyordu cunku oylar partiler arasinda bolunmus durumdaydi. bu da almanya'daki iktidari krizin devam edecegi anlamina geliyordu.

    secim oncesi gorevde olan von papen'in partiler ustu hukumeti gorevine devam edecekti. hitler eger sesini yukselterek sikayet ederse ona "sus payi" olarak hukumette sembolik bir pozisyon verilecekti. bu da basbakan yardimcisi benzeri hicbir yaptirim ve karar alma gucu olmayan bir pozisyondu. hitler gozunu daha yukarilara dikmisti ve basbakanlik ve icisleri bakanligi gibi onemli pozisyonlarin nazilere verilmesini istiyordu. bu ugurda 15 agustos'tan itibaren bazi lobi calismalari ve girisimleri baslatilmisti. naziler bir cok yerlesim biriminin yerel yonetimini ele gecirdigi icin bir cok yerde polis gucune hakimdi ve ulkede cok fazla soz sahibi olamasalar da yerel olarak bir cok yerde en guclu parti konumundaydilar. bu da onlarin pazarliklarda elini guclendiren bir etkendi.

    hitler agustos ayinda devam eden pazarliklarda hicbir kazanim elde edemedi ve devlet baskani von hindenburg ile gecici hukumetin basindaki von pepen'in kendisine asagilayici bir sekilde yaklasmasindan dolayi epeyce sinirliydi. hitler bundan sonra "ulkenin yonetimi tamamen ona birakilmadan asla memnun olmayacagini" aciklayacakti ve bundan asagisini asla kabul etmeyecegini belirtecekti. bundan sonra hitler kendisini her turlu koalisyon pazarliklarindan beri tutacakti. hitler ayni zamanda kendi partisi disinda kurulacak herhangi bir hukumete de hicbir sekilde destek vermeyecekti ve o hukumeti dusurmek icin elinden geleni ardina koymayacakti. o sirada hukumet kurulunca kendilerine alman ordusunda ust duzey gorev verilmesini bekleyen nazilerin silahli kanadi bu isten hic memnun degildi. ortaligin karisik partisine zarar verilmesinden korkan hitler bu kisileri ikinci bir emre kadar tatile gonderdigini acikladi.

    22 agustos'ta 5 nazi bir komunisti doverek oldurdukleri icin idama mahkum edilmisti. hitler o ana kadar nazilerin silah kullanarak yonetimi ele gecirecegini inkar ediyordu ama mevcut hukumete "savas actigini" da her firsatta dile getiriyordu. hitler hic vakit kaybetmeden "bugune kadar 300'den fazla uyemiz oldurulurken kimseye idam verilmedi. bugun alinan sacma sapan karara karsi savasmak onurumuzun geregidir" seklinde bir aciklama yayinladi ve bir kez daha mevcut alman hukumetine savas ilan etti. bunun uzerine hukumet geri adim atti ve idam cezalari muhebbet hapse cevrildi.

    30 agustos'ta meclis toplandiginda hitler'in 230 milletvekili meclise uniformayla gitti ve tum oturumlari uslu ve sakin bir sekilde takip ettiler cunku meclisin tasfiye edilecegi konusuluyordu ve bunun icin en ufak bir bahane bile rol oynayabilirdi.

    agustos ayi boyunca halka acik hicbir konusma yapmayan hitler eylul ayinin ilk gununde berlin'de 20 bin kisilik bir kalabaligin onune cikti ve son zamanlarda yukselen "ulkede asayisi saglamak icin ordu harekete gececek" dedikodularina binaen "alman ordusunun varlik sebebi hukumeti halka karsi korumak degil halki dusmanlara karsi korumaktir" ayarinda bir konusma yapti.

    eylul ayinin ilk haftasinda nazi yanlilari ve alman milliyetcileri icinde darbe yapmak isteyenlerin sayisi giderek artiyordu ama hitler buna siddetle karsi cikiyordu cunku partisi son 4-5 yildir almanya'da en hizli yukselen partiydi ve darbe girisimi bir cuval inciri berbat edebilirdi. ayni gunlerde mevcut hukumet de nazilerin sempatisini kazanmak icin onlarin da fikirlerinin alinacagi bazi ekonomik reformlara gidilecegini acikladi. boylece ulkenin ekonomisi yeniden kurulacakti ve nazilerin de fikirleri alinacakti. normalde hitler buna sevinmesi gerekirken sinirlenmisti cunku naziler iktidarda degilken onlarin ekonomik fikirlerinin kullanilmasinin partiye zarar verdigini dusunuyordu.

    7 eylul'de yandaslarina seslenen hitler: "mevcut hukumet her nedense halkin kendilerini destekledigini, halkin kendilerini ozlemle andigini dusunur olmus. sanki halk 1914'te bu ulkeyi felakete surukleyen hukumeti yeniden ozlemis gibi bir hava yaratilmis. hukumet yanilgidadir! 13 yildir halka gercekleri anlatmak icin calisiyoruz ve bu konudaki basarilarimiza kimse tesaduf diyemez. yillarca biz legal yollardan guc kazanirken bizi gormezden gelenler simdi meclisteki en buyuk parti haline geldigimizde partilerin o kadar da onemli olmadigini soylemeye basladilar. su anda partilerustu yeni bir donemin basladigini soyluyorlar. madem yeni bir donem basladi, o zaman ulkeyi yonetmek icin yeni insanlara sans tanisaniza ya! eski siseleri yeni sarapla doldurarak halki kandiramazsiniz. halk artik sizi basta gormek istemiyor cunku sizin beceriksizliginizden herkes bikmis durumda."

    hukumetin basindaki von papen bir konusmasinda "gunumuzde hitler'e oy veren nazilerin yarisi ondan destegini cekti bile" demisti. hitler konusmasinda buna cevaben "bay von papen, eger dedikleriniz dogruysa nazi partisine oy verenlere seslenin de sizin arkanizdan gelsinler. hukumetin basina gecmeden once bize gelip fikirlerimizi sormustun ve ondan sonra bir kere bile bize hicbir sey sormadin. sen bizim fikirlerimizin ne oldugunu bile bilmiyorsun ki, sorsaydin ogrenirdin."

    tezahuratlarin ve pozitif tepkilerin arttigini goren hitler konusmasinin devaminda biraz daha sertleserek devam etti: "bugun tutuklanan ve hapse atilan uyelerimizin hucrelerinde benim resmim asiliyken ben onlari nasil yalniz birakirim! polonya son yillarda 1 milyona yakin alman'i sinirdisi etmisken almanya bugune kadar kac polonyaliyi sinirdisi etti? benim davami birkac bakanlik icin satacagimi mi dusunuyorsunuz? benim unvanlari taktigimi mi saniyorsunuz? bir gun oldugumde mezar tasimda sadece "adolf hitler" yazacak ve hicbir unvan olmayacak. bu ulkede 14 yildir ilk kez alman halkinin sesi cikmaya basladi. ilk kez almanlar'in sesi duyulmaya baslandi. artik savunmada degil hucumda olacagiz." hitler her ne kadar unvan pesinde olmadigini soylese de ulkenin basina gecmek istedigi herkes tarafindan biliniyordu ve arkasindaki destekle beraber bunun gerceklesmesinin sadece zaman meselesi oldugu da belliydi.

    bu saatten sonra von papen hukumetinin goreve devam etmesi mumkun degildi cunku kendisini ne sagcilar ne de solcular desteklemiyordu. hatta mecliste mevcut hukumete guvenoyu verebilecek kisilerin sayisi 50'yi gecmiyordu. devlet baskani von hindenburg guvenoyuna gitmeden hizlica meclisi dagitma karari aldi ama meclisteki partiler ayni gunde henuz bu karar okunmadan saatler once hizla oylamaya gectiler ve van papen'a guvenoyu vermediler. bu durumda meclisi dagitma karari guvenoyu alamayan bir hukumete aitti ve hukuki gecerliligi tartismaya acikti. hitler de yeniden secime gidilecegini dusunuyordu ve bunun yapilmasi gerektigini savunuyordu.

    hitler ilk kez acik acik silahli devrimden bahsetmeye baslamisti ve bir konusmasinda "halka fransa devletinin fransiz ihtilalinden once davrandigi gibi davranirsaniz sonuclarin farkli olmasini da bekleyemezsiniz" seklinde bir ifadede bulundu. naziler federal hukumette pek soz sahibi degillerdi ama bir cok yerel bolgede onlar yonetimdeydi ve bu yerel bolgelerdeki silahli guclerin de destegini alarak ulkede karisiklik cikartabilirlerdi. sonunda hukumet ve devlet baskani bu tehdit karsisinda pes etti ve 6 kasim'da yeniden secime gidilmesi karari alindi.

    hitler ekim ayinin ilk gunlerinde secim calismalarina basladi ve yine almanya'yi sehir sehir dolasmaya koyuldu. bu konusmalarda asagi yukari sunlari soyleyecekti: "von papen secimleri hemen yapmak yerine 60 gun sonraya koydu ki 60 gun icinde yillardir duzelmeyen alman ekonomisi duzelsin ve kendisine halk destegi gelsin. insanlar bana neden koalisyona girip bir hukumetin kurulmasina yardimci olmadigimi soruyor. ben de size soruyorum, 13 yildir yaptigimiz calismalar, cabalarimiz, ugraslarimiz siyasi bir cilginlik ugruna bosa mi gitseydi? tum paranizi sakat oldugunu bildiginiz bir ata yatirmak ne kadar mantiklidir? bize guc vermeden sorumluluk vermek istediler cunku onlara basarisiz olduklarinda sucu atacak bir gunah kecisi lazimdi."

    ekim ayinin ilk 2 haftasinda almanya'yi sehir sehir dolasan hitler gunde 2-3 konusma yaptigi icin bu konusmalari genelde kisa tuttu. normalde zaman zaman konusmalari 4 saate kadar cikabilen hitler bu kez konusmalarini 1 saatin altinda tutmak zorundaydi ve konusmalar bu yuzden daha yogun geciyordu. konusmalarin birinde van papen'in kendisine "bay hitler, bu kadar guclenmenizin tek sebebi ulkede yasanan krizdir" demesine cevap olarak "evet, ulke sansli olsaydi kriz olmazdi ve bana ihtiyac dogmazdi. keske ulke sizin gibi beceriksizlere kalmasaydi da bana ihtiyac olmasaydi" seklinde cevap verdi ve bu cevap yogun tezahuratlarla karsilandi.

    6 kasim'da secimler yapildiginda hitler yine en yuksek oy oranina sahipti ama kaybedilen oylar vardi. nazilerin oylari 13.7 milyondan 11.7 milyona dusmustu ve yuzde olarak da %37'den %33'e dusulmustu. hitler'in kaybettigi oylarin onemli bir kismi alman milliyetcileri partisine, kucuk bir kismi da komunist partiye gitmisti. mevcut von papen hukumetinin oy orani %10 civarindaydi ve artik bu hukumetin devam etmesi imkansiz hale gelmisti. halkin yarisindan fazlasinin ya nazilere ya da komunistlere oy vermis olmasi halkin artik mevcut hukumetlerden biktigini, koklu bir degisim istedigini ve belki de artik hangi taraftan gelirse gelsin bir devrim bekledigini gosteriyordu.

    kasim ayinin 2. haftasinda hitler ile von papen arasinda bazi mektuplasmalar oldu ve hitler kendisinden yardim isteyen von papen'a kibar bir tonla ama igneleyici bir uslupla "sen orada oldugun surece almanya'nin dogrulmasi zor. istifa et ve gorevi isi bilenlere birak" anlamina gelen uzunca bir mektup yazdi. 17 kasim'da von papen hitler'in dedigini yapti ve istifasini sundu. 19 kasim'da hitler ile devlet baskani hindenburg arasinda ozel bir gorusme gecti. hitler ilk kez baskanla basbasa kalmisti ve onu ikna etmek icin saatlerce dil dokmustu. o konusmada nelerin gectigi hakkinda az bilgimiz var ama konusmadan cikan hindenburg'un hitler hakkinda pozitif seyler soyledigi biliniyor. 4 gun sonra iki taraf yeniden gorusme karari aldi ve hitler gorusmeden once baskana bir mektup verdi. tum pazarliklar sozlu de olsa pazarliklarda gecenler yazili mektup seklinde veriliyordu ve boylece dikkatten kacan seylerin olmasi engelleniyordu. hitler hukumet kurulma yetkisinin kendisine verilmesini, veya baskan tarafindan direk azinlik hukumetinin basi olarak tayin edilmesini, o da olmayacaksa yonetimin askerlere verilmesi gerektigini soyluyordu.

    acikcasi hitler kisin goreve gelmek istemiyordu cunku basa gecer gecmez ulkede bir insaat seferberligi baslatip issiz gencleri bu sekilde istihdam etmek istiyordu. almanya'nin her yerinde yol insaatlari baslayacakti ve bu insaatlar kisin sogukta baslatilamazdi. boylece hitler'in kisin basa gecmesi birkac ay daha yuksek issizlik oraniyla mucadele etmesi anlamina geliyordu. bu yuzden kendisi her ne kadar ulkenin basina gecmek istese de isleri biraz agirdan almaya baslamisti.

    yerel secimlerde bile ilce ilce, koy koy, kasaba kasaba gezip oy toplamak icin konusmalar yapan hitler o gunku diger politikacilardan farkli bir hava veriyordu. zaten kendisi de konusmalarinda "her liderin projeleri, planlari olabilir ama mevcut plan ve projeleri gercekten gerceklestirecek icin gerekli olan enerji ve motivasyon sadece bizde mevcut" diyecekti ve buna dikkat cekecekti. herhangi bir kasabada kazanilan yerel bir secim bile hitler'in elinde koz olarak kaliyordu ve bu ufak tefek secimlerden sonra hindenburg'un kapisini calan hitler "yine halk bizi secti, artik ulkeyi bizim yonetme zamanimiz geldi" diyordu.

    30 ocak 1933'te hitler'e hukumet kurma yetkisi verildi ve naziler ikinci dunya savasinin sonuna kadar ulkeyi yonetmeye hak kazanmis oldu. bu almanya icin yeni bir devrin baslangiciydi ve ilk yillar yukselisle gecse de son yillar yikimla gececekti. kurulan hukumet mecliste salt cogunluga sahip degildi ama tum bakanliklar ve devlet baskaninin destegine sahipti. zaten bu hukumetin alacagi bir cok karar meclisten bagimsiz olarak alinacakti. hitler her ne kadar iktidara gelmis olsa da yeterince guclu olmadigini dusunuyordu. bu yuzden mart ayinda yeniden secimlerin yapilmasini istiyordu. secim tarihi olarak 5 mart belirlenmisti.

    5 mart 1933'te yapilacak olan secim onceki secimlere gore biraz daha farkliydi cunku secim oncesi naziler bastaydi ve ellerindeki gucu kullanarak diger partileri sindirmeye calisacaklardi. hitler ulkenin basina gectikten sonra ilk konusmasini 1 subat gecesi radyo uzerinden yayinladi. bu konusmada ana hatlariyla "yillardir cesitli kamplara ve partilere bolunen alman halkinin eline ilk kez birlesme firsati gecti. bu halka siyasilerin basiretsizligi ve beceriksizligi yuzunden 1918'den beri bedel odetilmektedir ve artik buna dur deme zamani gelmistir. yillardir somurulen ve parcalanma noktasina gelen bu ulkenin kullerinden dogma vakti geldi ve 14 yildir marksizm ve kapitalizmin yok etmeye calistigi ulkeyi hep beraber yeniden kuracagiz" seklindeydi. hitler her zaman yaptigi gibi konusmanin geri kalaninda komunistlere yuklenecekti ve sanki son 14 yildir iktidarda komunistler varmis gibi herseyden onlari sorumlu tutacakti.

    hitler o gunku konusmasinda hiristiyanliga bolca vurgu yapti ve katoliklerle protestanlari tek kume altinda kapsamaya devam etti. bununla birlikte henuz konusmasinda yahudiler'den hic sozetmemisti ve komunistleri de zaten hiristiyanligin dusmani olarak gostermisti. ilerleyen gunlerdeki konusmalarda bu biraz yon degistirecekti ve hedef tahtasina yahudiler de konacakti. kisa vadede almanya'nin en buyuk sorunu issizlikti ve hitler'in bu kadar guc kazanmasinin en buyuk sebeplerinden biri issiz guclere is vaadetmesiydi. hitler sozunu bitirirken "bizden onceki beceriksizlere 14 yil boyunca sabir gosterdiniz, bize sadece 4 yil sure verin ve onlarin yaptigi tum yikimi temizleyecegiz ve ulkeyi 4 yilda eski gucune kavusturacagiz, sizden sadece 4 yil istiyoruz" diyecekti.

    hemen ertesi gun sokaklarda bazi catismalar yasanmaya baslanmisti. islerin kontrolunun disina cikmasini istemeyen hitler yandaslarina "simdilik sakin ve sabirli olun, zamani gelince intikamimizi en aci sekilde alacagiz" seklinde bir aciklama yayinladi. 3 subatta hitler alman ordusunun ust duzey subaylarindan olusan bir kalabaliga seslendi ve amaclarini anlatti. artik hitler rakiplerinden bir adim ondeydi cunku diger partilerin aksine gonullu silahli partizanlardan baska polis ve asker gucune de sahipti. konusmasinda versay antlasmasini yirtip atacagini ve butceden artan her kurusu orduya yatiracagini aciklayan hitler askerlere etkileyici bir konusma yaparak cogunun destegini kapmis gibiydi. birinci dunya savasi sonrasi almanya'da en fazla zarar goren unsurlardan biri orduydu ve alman ordusuna getirilen sinirlamalardan dolayi uzun sure ulkenin askeri gucu zayif kalacak gibiydi. hitler'in askeri kanada verdigi sozler bu acidan cok onemliydi.

    o gunlerde amerikan, ingiliz ve italyan gazetelerine ust uste roportajlar veren hitler ilimli ve baris yanlisi bir hava yaratmaya calisiyordu. zaten o donemde cesitli avrupa ulkelerinde ve amerika'da yayinlanan gazetelerde hitler icin "onu yanlis tanimisiz" "hic de savas yanlisi birine benzemiyor" "avrupa'ya baris getirebilecek biri" tarzi yorumlar gormek mumkundu. hitler almanya en azindan eski askeri gucune kavusana kadar sessiz ve sakin bir profil cizmek istiyordu ve gorevinin ilk gunlerinde bunu basarmis gibi gozukuyordu. o donemde hitler'in yahudiler hakkinda pek konusmamasi da buyuk ihtimalle bu sebepten geliyordu.

    8 subatta basin mensuplarinin karsisina cikan hitler birkac gun once aciklanan basin yasaklarini ve gosteri karsiti yasalari savundu ve amacinin basinin ozgurluklerine darbe vurmak olmadigini fakat almanya'nin yasadigi bu zor ve onemli gunlerde bazi ozel kararlar alinmasi gerektigini, ulkenin cikarlarinin herseyden ustun oldugunu, sonunda alman halklarinin mutlu olacagini acikladi.

    10 subat 1933'te halka seslenen hitler'in konusmasini almanya'daki hemen hemen tum radyo istasyonlari canli olarak yayinladi. bu konusmada ana konu ekonomi uzerineydi ve birinci dunya savasi sonrasi almanya'da yasanan hiper-inflasyon, ulkenin odemek zorunda kaldigi yuksek faiz ve artan issizlik oranlari yuzunden hem kapitalist banka sistemi hem de marksizm suclandi. hitler'in konusmasinda hem kapitalistleri hem komunistleri suclamasi kimsenin suphesini cekmiyordu ama o gunden sonra siklikla cesitli gunah kecileri secilecek ve cesitli seylerden sorumlu tutulacakti.

    o gunlerde polis ve nazi partizanlar diger partilerin uyelerine karsi (ozellikle komunist parti ve sosyal demokratlar) baskiyi giderek arttiriyordu. bu muhalif kesimlerin gazeteleri toplatiliyor, toplantilari basiliyor, evlerinde arama yapiliyor, sudan sebeplerle tutuklamalar yapiliyor ve zaman zaman uyeleri sindirilmek icin meydanlarda dovuluyordu.

    11 subatta araba ve motor fuarinin acilisini yapan hitler almanya'da yeni kurulacak olan otoyol aginin mujdesini verdi. bu otoyol agi ve baska projelerin insaatinda calisacak olan milyonlarca genc sayesinde issizlik rakamlari da kisa surede dusecekti ve alman ekonomisi kagit uzerinde oldukca guclu gozukecekti.

    22 subatta hitler konusmasinin dozunu biraz daha arttirdi ve cesitli sehirlerde gunde 2 defa yaptigi secim propagandasinda "eger halk bana 4 yil sans verir de soz verdigim konularda basarisiz olup almanya'yi yeniden ayaga kaldirmazsam beni carmiha gerebilirsiniz ve canimi alabilirsiniz" diyecekti. hitler'in o gunlerde yaptigi hemen hemen tum konusmalarin temasi "basiretsiz partilere 14 yil verdiniz ve hicbir sey basaramadilar, bize 4 yil sabredin ve ulkeyi ayaga kaldiralim" seklindeydi ve bu 5 mart secimlerine kadar devam etti. bir yandan katoliklere, bir yandan protestanlara yaranmak isteyen hitler bazen bir katolik gibi bazen de bir protestan gibi dua ederek konusmalarini kapiyordu ve cogu zaman komunistlere laf atarken onlarin ateist ve tanri'ya dusman oldugunu ustune basa basa soyluyordu.

    secimlerden 1 hafta once 27 subat tarihinde reichstag yangini yasandi. bu almanya icin donum noktalarindan biriydi. yangini kimin ne amacla cikarttigi bilinmiyordu ama devlet baskani hindenburg tarafindan yangin sonrasi olaganustu hal ilan edildi ve bir cok anayasal hak gecici olarak da olsa askiya alindi. hitler olanlardan dolayi komunistleri sucladi. olaydan sonra "devleti darbe yoluyla ele gecirmek uzere plan yaptiklari" soylenen bir cok komunist tutuklandi ve secimlerden hemen once komunist parti uzerine kurulan baski arttirildi.

    geri kalan tum partiler baski altindayken 5 mart secimlerine en rahat giren parti nazi partisiydi ve secimlerden oylarin %44'unu alarak cikan parti 17 milyonun uzerinde oy toplayarak rekor kirdi. tek basina iktidar olmak icin 324 sandalye gerekiyordu ve nazi partisinin 288 sandalyesi vardi. komunistlerin oyu %17'den %12'ye gerilemisti. milliyetci partiden gelen 52 milletvekilinin de katilimiyla almanya'da sagci bir cogunluk hukumeti kurulacakti. bu da nazilerin tek basina iktidara gelmesi haric hitler icin en iyi ikinci sonuctu. bundan sonra artik olaylar perde arkasindan degil gostere gostere, hizli bir sekilde ilerleyecekti.

    naziler secimleri kazanir kazanmaz hic vakit kaybedilmedi ve partiye bagli olan silahli ss birlikleri zamaninda kendilerine baski uygulayan eski yoneticileri ve onlarin yardimcilarini tutuklayip baski altina almaya basladilar. artik gun ve devran donmustu ve ezilenler ezenler olmustu. hitler de "secimleri kaybeden komunistlerin ulkede provokasyon yapabilecegini, ulkedeki yabancilara saldirabilecegini ve cesitli olaylara sebep olabilecegini" soyleyip yandaslarina "eger etrafinizda supheli hareket eden bir komuist varsa hemen polise teslim edin" diyerek yesil isik yakacakti. bunun disinda hitler kendine bagli partizanlardan etrafi yagmalamamalarini, masum insanlara saldirmamalarini ve parti disiplininden kopmamalarini soyluyordu. artik almanya'da hicbir sey eskisi gibi olmayacakti. bundan sonra nazi partisinin kullandigi gamali hac/svastika figuru almanya'nin resmi figuru olarak belirlendi ve ulkenin bayragi da desigime ugradi.

    12 mart'ta ss birliklerine konusan hitler bundan sonra yerel birliklerin insiyatif alarak operasyon duzenlemesini yasakladi. artik ss birliklerinin duzenledigi tum "operasyonlarda" emir yukardan verilecekti ve yukardan emir gelmeden hicbir sey yapilmayacakti. emir almadan insiyatif alan ss birlikleri almanya'nin dusman olarak gordugu kisilere saldiriyor olsa bile vatana ihanetle yargilanabilecekti.

    hitler sonraki gunlerde ulkedeki polislerin yetkisini arttirdi, kendisine bagliligini kanitlayan kisilere polis gucunun icinde yuksek rutbeli pozisyonlar verdi ve bazi bolgelerde polisi orduya alternatif guc olarak yetistirdi. bazi bolgelerde polise agir silahlar ve askeri uniformalar veriliyordu. acikcasi hitler olasi bir askeri darbeye karsi kendine bagli ve savasmaya hazir bir polis gucu meydana getirmek istiyordu.

    23 mart'tan sonra hitler'e cok buyuk yetkiler verilecekti ve 4 yil boyuna ulkeyi istedigi gibi yonetmesi saglanacakti. hitler meclisten ve devlet baskanindan bagimsiz kanunlar koyabilecekti ve bu kanunlar anayasaya uygun olmak zorunda bile degildi. yani kisa vadede hitler'in ulkede istedigi gibi at kosturmasina engel olabilecek hicbir kuvvet yoktu. hitler'e bu yetkilerin verilmesi icin o gun mecliste bulunan vekillerin 3'te 2'sinin lehte oy vermesi gerekiyordu. meclisteki komunistlerin ve sosyal demokratlarin lehte oy vermeyecegi biliniyordu ama bu "sorun" kisayoldan bir cok komunist ve sosyal demokrat vekilin tutuklanmasi ve meclise alinmamasiyla halledildi. komunist partinin lideri ernst thälmann zaten tutukluydu ve 11 yil boyunca tutuklu kalacak sonra da hic yargilanma sansi elde edemeden idam edilecekti.

    ayni tarihte mecliste konusma yapan hitler sunlari soyleyecekti: "5 mart tarihinde alman halki bize onay verdi ve yapmak istediklerimizi gerceklestirmemiz icin gereken yetkiyi halktan aldik. bugun almanya icin tarihi bir gun cunku alman halkinin acilarini dindirip ayaga kaldiracak bir dizi tedbir bugunden itibaren hayata gececektir." bundan sonra naziler'in son 13-14 yilda yasadigi zorluklardan bahseden hitler komunistlerin almanya'nin dusmani oldugundan bahsetti ve onlari reichstag yanginindan bir cok suikast ve teror saldirisina kadar bir cok seyden sorumlu tuttu.

    hitler konusmasinin devaminda "komunistlerin planlari almanya'yla sinirli degil ve tum avrupa'yi kapsiyor. komunistleri ezerek sadece almanya'yi degil avrupa'nin tamamini bir felaketten kurtariyoruz. ulkedeki egitim sisteminden tiyatroya, edebiyattan sinemaya kadar bir cok alanda yapacagimiz reformlarla bu ulkede vatanini milletini seven alman gencleri yetistirmeyi ve bir daha bu topraklara komunizm tehdidinin hic girmemesini umuyoruz" benzeri ifadelerde bulundu. daha sonra alman ordusuna 1. dunya savasi sonrasi konulan sinirlandirmalardan bahseden hitler ulkenin ordusunun gucsuz kaldigini ve haksiz bir sekilde silahlanmasina izin verilmedigini soyledi ve yarim saat bu konuda konustu. hitler'in konusmasi saatlerce surecekti ve konusmanin sonlarina dogru yorgun dusmeye baslayan meclis uyeleri "oylamayi yapip bitirsek de eve gitsek" diye dusunmeye baslamisti. boylece bu is "oldu bittiye" getirilmisti.
    bundan sonra sosyal demokratlar dahil olmak uzere solcu partilerin uyeleri devletin hicbir kademesinde gorev alamayacakti ve hicbir sekilde memurluklarina izin verilmeyecekti. bu meclisteki sagci cogunlugu memnun ettiyse de zaten uyelerinin cogu hapiste olan solcu azinligin mutlu oldugu soylenemezdi.
    bir gun mecliste oturum sirasinda sosyal demokratlarin lideri otto wels soz istedi ve kursuye cikti. wels nazilere seslenerek: "siz bu vatani ne kadar seviyorsaniz, siz alman halkina ne kadar deger veriyorsaniz biz de o kadar deger veriyoruz. siz birinci dunya savasi sonrasi bize dayatilan versay antlasmasina ne kadar kizginsaniz biz de o kadar kizginiz. secimi siz kazandiniz ve biz kaybettik. burada kazananlari muzaffer, kaybedenleri maglup ilan edip kaybedenlere karsi her turlu zulum hakkini kendinizde bulmayin. naziler, gecmis gunlerinizi hatirlayin. gecmiste siz zulum cekmemissiniz gibi bugun muhalefette olanlara zulmetmeyin. gecmiste cektiginiz zorluklari hatirlayin ve almanya icin hep beraber calismamiz gerektigini hatirlayin" dedi.

    bu konusmadan sonra dayanamayip ayaga kalkan hitler soz istedi ve belki de o gune kadar yaptigi konusmalar icinde ilk kez dogaclama bir konusma yapti. hitler sosyal demokratlara dondu ve: "ne kadar ilginc, gec de olsa akliniz basiniza gelmise benziyor. peki 14 yildir siz iktidardayken akliniz neredeydi? siz versay antlasmasina kizgin oldugunuzu soyluyorsunuz, peki 14 yildir iktidardayken bu konuda neden bir adim atmadiniz? yine maglup ettigimiz rakiplerimize zulmetmememizi soyluyorsunuz. peki siz o zaman bize neden yillarca zulmettiniz? nazi partisinin kurucu uyelerinden hapse girmeyen, eziyet cekmeyen bir kisi kalmadi! bir de kalkmis gecmis gunlerimizi ve gecmiste cektigimiz zulumleri hatirlatiyorsunuz, sanki o zamanlar iktidarda olan ve bize zulmeden siz degilmis gibi! 14 yil boyunca siz gucluyken biz zayifken beraber calismak akliniza gelmedi de simdi iktidari kaybedince mi akliniza geldi? bize yillarca zulmedenlere karsi ayni sekilde zulmetmemek icin kendimizi tutuyoruz. sayin wels, neden sana zulmetmisiz gibi davraniyorsun ki? az once mecliste uzunca bir konusma yaptin ve kimse sozunu bile kesmedi. sen iktidardayken biz tek kelime ettigimizde kendimizi hapiste buluyorduk. daha secimden hemen once kopek kirbaciyla ulkeden kovalanmakla tehdit edilen bendim" seklinde bir konusma yapti.

    hitler'in meclisteki dogaclama konusmasi bir "ayar" niteligindeydi ama gunun sonunda hitler elestirdigi herseyi kisa sure sonra kendisi baskalarina, hem de kat kat misliyle yapacakti. zaten bu konusma hitler'in mecliste munazara seklinde gerceklestirdigi son konusma olacakti cunku muhaliflerin tasfiye edilme islemi coktan baslamisti bile. almanya 1. dunya savasinin sonundan beri gucu ele gecirenin karsisindakinden intikam aldigi bir devlet haline gelmisti ve naziler buna bir istisna olmayacakti. hatta naziler bunu bir adim oteye cekerek kendilerine muhalif olmayan bazi gruplari bile yoketmeye calisacakti.

    hitler almanya'da mutlak guc sahibi olmustu ve meclise ihtiyac duymadan kanun cikartma yetkisi elde etmisti. avrupa ve amerika'da gazeteler olayi sert bir sekilde elestirip hitler'i diktatorlukle suclamaya baslayinca hitler "dunya medyasini yahudiler'in kontrol ettigini ve yahudiler'in kendisine komplo kurdugunu" soylemeye basladi. bu da hitler'in iktidara geldikten sonra ilk kez yahudiler'i direk hedef gostermesi demekti.

    1 nisan 1933'ten itibaren almanya'daki yahudileri zor gunler bekliyordu cunku hitler dunya'yi yahudiler'in yonettigine inaniyordu ve almanya'daki yahudilere baski ve zulum uygulayarak dunya'daki devletlerin kendisine karsi cephe almasini engelleyebilecegini dusunuyordu. kisaca, hitler "dunya'yi yonettigini dusundugu yahudiler" tum dunya'yi kendisine karsi harekete gecirmesin diye almanya'daki yahudileri "rehin" alacakti. ilk etapta yahudiler'e almanya icinde ekonomik boykot uygulanacakti ama zulmun dozu giderek artacakti. acikcasi o donemde almanlar'in buyuk bir cogunlugu yahudi karsitiydi ve yahudiler'e karsi bir tavir alinmasi gerektigini dusunuyordu ama cogu kisi bu tavrin yahudiler'in boykot edilmesi, onemli pozisyonlara yahudiler'in alinmamasi veya en fazla bazi yahudiler'in sinirdisi edilmesi olacagini saniyordu. o donemde hitler ve yakin cevresi haric kimse yahudiler'in kamplara katilip katliama maruz kalacagini bilmiyordu ve bu oylamaya sunulsa cok az kisi destek verirdi.

    hitler o gunlerde "rusya'da bolsevik devrim oldugunda 3 milyona yakin kisi hayatini kaybetti, biz devrim yapip almanya'da yonetimi ele gecirirken bir kisinin kilina bile zarar gelmedi cunku alman halki dunya'nin en disiplinli, en sabirli ve modern halklarindan biridir" seklinde ovunuyordu. nazilerin darbesi ilk etapta kansiz olmustu ama ilerde cok kan dokulecekti.

    hitler almanya'da mutlak guc sahibi olunca bir suru muhalif korkuya kapilarak kisa surede ulkeyi terk etti. muhaliflerin entelektuel takimi bulunduklari ulkelerde gazetelere makaleler yazarak almanya'daki durumu anlatiyorlardi. bu hitler'i kizdirmisti ve "ulkemizden kacan yahudi marksistler yurtdisindaki nufuzlarini kullanarak ulkemizi ve halkimizin secimini asagilayip kotu gostermeye calisiyorlar" seklinde tepki vermesine sebep olmustu. hi

  • 29. 28 kasım 2015 türkiye'nin suriye'yi vurması

    28 kasım'a, tahir elçi cinayetiyle uyanmış bir ülkenin 29 kasım'a da savaş halinde uyanabileceğini gösteren, abuk bir türkiye hamlesidir.

    yeter yahu, 1 gün huzur.

    isviçre ahalisi, göl kenarında birasını yudumlayıp domuz straganof'unu yerken biz burada her hafta sonu bir karabasanla uğraşıyoruz.

  • 30. yaran inci sözlük entry'leri

    bugün benim kızla buluştuk kafe falan akşama doğru 6 gibi ayrıldık. eve geldim sitede oturuyoruz bi sitede 4 apartman var. site de oturan çocuklarda bahçe de oynarlar neyse yine veletler oynuyor bi çocukta uzaktan izliyor. önlerinden geçerken sordum çocuğa sen neden oynamıyon diye dedi abi oynatmıyolar. neden dedim topun sahibi çocuk oynamamı istemiyor dedi. gittim çocukların yanına dedim arkadaşınızıda alın oynatın. çocuk çıktı o oynamayı bilmiyor istemiyoz onun oynamasını dedi. neyse döndüm çocuğun yanına. cebimde 12 lira var kızla buluştum bitti para zütürdüm çocuğu bakkalda satılan toplar var ya 10 liralık aldım dedim senin olsun. beyler çocuğu görmeniz lazımdı. yani ilk defa bi işe yaradığım hissine kapıldım. neyse döndük bahçeye yeni top tabi çocukların dikkatini çekti geldiler bunun yanına oynayalım falan. diğer çocuğun yanında da kimse kalmadı bende merak ediyorum bizim ki ne yapacak. gitti gel sende oyna dedi.

    mutlu oldum be beyler. uzun zamandır olmadığım kadar.

    -

    kalp yarmıştır.

  • 31. recep tayyip erdoğan

    yazık. bu milletin kendisinin fantazileri uğruna savaşacağını zannediyor. dostum bu milletin yarısı senden nefret ediyor. kalan yarısıda tamamen menfaat icabı yanında, doblolarına bir çizik gelsin seni ilk onlar satar.

  • 32. kıbrıs'ta koca bölüğün aynı karıya gitmesi

    aklıma şu fıkrayı getirmiştir:

    ıssız bir yerde bulunan bölüğe yeni bir komutan atanmış. bölüğünü gezerken bir de bakmış ki askeriyede bir deve var. hemen yüzbaşıyı çağırmış sormuş "bu deve ne?" diye. yüzbaşı utana sıkıla komutanım "şey onunla seks ihtiyacımızı karşılıyoruz" demiş. komutan sinirle bağırmış "alın bu deveyi buradan görmeyeceğim". neyse aylar geçmiş kadın yok, komutan yavaş yavaş azmış artık dayanamamış. yüzbaşıyı çağırmış, "şu deve neredeyse benim çadıra al" demiş. sabaha kadar çadır inlemiş, sabah komutan yine yüzbaşıyı çağırmış sormuş "yahu sabaha kadar uğrastim şuna anca bir posta attım, siz nasıl beceriyorsunuz?". yüzbaşı "komutanım valla biz deveyle üç köy ileride genelev var oradan karı getiriyorduk." demiş.

  • 33. sahibinden.com'da 50 bin tl istenen bisiklet

    "dunyanin en efsane bisikletinin" adana'nin "hadirli mahallesinde" bulundugunu bize gostermis ilandir...

  • 34. babalar yazar olsa alacakları olası nick'ler

  • 35. polisin toplumsal olaylardaki müdahale hızı

    mesela trafik kazası yaptınız, aradınız, ekip yönlendirildi dendi. o ekip 2 saaten önce gelmez.

    ya da evinize hırsız girdi, "hiçbir yere dokunmayım, kurcalamayım, doğru inceleme yapsınlar" dediniz, hemen polis çağırdınız, 3-4 saat sonra gelip sizi suçlu yerine koyan cümleler söyleyip giderler.

    kapınızın önünde arabada içip içip havaya ateş eden magandalar vardır, içerler, bağırırlar, kusarlar sonra arabalarına binip giderler. yürüme mesafesinde olduğu halde şikayete rağmen gelmeyen polis, ekip otosu yıkamaktadır.

    ama her nedense kahraman polisimiz üç kişi yan yana gelince daha slogan atamadan basar suyu gazı. toplumsal olaylardaki hızı fizik kurallarına aykırıdır adeta.

    hırsızlık olayına müdahale aracı var mı mesela?

    toma var.

  • 36. steam

    oyunları türlerine göre gayet güzel etiketleyen platform. lakin türkçe etiketlerle ilgili sözlükde bir kavram kargaşı olduğunu görünce hiç çabadan kaçınmadım sizin için oyun etiketi sözlüğü yaptım

    fps: açılımı first person shooter. eski dilde: doom gibin. eski dilde alternatif: sen bir silahsın gidiyorsun. modern dilde: ateş etmeli oyun. modern dilde alternatif: cod gibin

    tps: açılımı third person shooter. eski dilde: olm böyle adamın arkasından oynuyon hani. eski dilde alternatif: tomb raider gibin. modern dilde: adamı dışardan gördüğün oyun varmı abi. modern dilde alterntif: gta gibin

    rts: açılımı real time strategy. eski dilde: sen böyle tanrısın. eski dilde alternatif: eycof varya hani. daha eski dilde: black and white vardı ya hacı. antik dilde: olm hani küçük yeşil orcları koşturuyoduk ordan oraya. modern dilde yanlış kullanımı: moba. modern dilde normal kullanımı: yoktur çünkü bu türün soyu tükenmiştir son kalan rts olan starcraft da koruma altına alınmıştır korede milli parklarda görülebilir.

    tbs: açılımı turn based strategy. eski dilde: sen böyle tanrısın ama emirlerini sırayla yapıyolar. eski dilde alternatif: civilization gibi. modern dilde: civilization gibi

    rpg: açılımı role playing game. eski dilde: baldurs gate gibin. eski dilde alternatif: böyle olm nasıl anlatsam adam var level atlıyo kılıçlar var eşya düşüyor falan git git bitmiyor(heycandan ölür). eski dilde 2. alternatif: fallout gibin. modern dilde: level atlamalı oyun. modern dilde alternatif: skyrim gibi yea(not: asla elders scroll gibi demiyoruz özellikle skyrim gibi diyoruz)

    side scrollinng: eski dilde: hani megaman vardı ya. modern dilde: yandan bakmalı oyun.

    mmorpg: açılımı ehhh yeter bea. eski dilde: böyle bi dünya var ama oyundaki karakterleride başka insanlar yönetiyor. eski dilde alternatif: rpg ama insanlı. eski dilde alternatif 2: ultima vardı ya hani. modern dilde: wow yokmu olm, knight yokmu olm(yöreden yöreye sro yokmu olm ve lineage yokmu olm olarak kullandığı görülmüştür.) yanlış kullanımı: dota gibi lol gibi

    text based: eski dilde: oyun diye bişey buldum abi. eski dilde alternatif: mist gibi. modern dilde: oyun ama grafiği yok.

    point and click: modern dilde: arka plan sabit tıklıyosun gidiyor konulu oyun abi. eski dilde: bi adventure türü vardı o ne oldu

    free to play: eski dilde abi oyun beleş indiriyon oyunyon bu bir çılgınlık. modern dilde: abi oyun beleş parayı basan ezer geçer hiç bulaşmayalım.

    simülasyon: eski dilde: sen bir pilotsun uçuyorsun. modern dilde yanlış kullanım: hacı ace combat işte değil mi(değil)

    güncellenebilir

  • 37. türkiye'den siktir olup gitmek

    günlerden bir gün, köylerden birinde bir çiftçinin eşeği kör kuyuya düşer. eşek saatlerce acı içinde kıvranır ve bağırır. sesini duyan sahibi gelip baktığında zavallı eşeği kuyunun dibinde görür. çaresiz çiftçi köylüleri yardıma çağırır. köylüler kör kuyudaki eşeği kurtarmak için ne yapacaklarını düşünürler ama sonuçta onu kurtarmanın imkânsız olduğuna ve bunun için çalışmaya değmeyeceğine karar verirler. tek çare, kuyuyu toprakla örtmektir. herkes ellerine aldığı küreklerle etraftan kuyunun içine toprak atar. zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkerek dibe döker. bir süre sonra ise ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükselir ve sonunda yukarıya kadar çıkar. köylüler kuyudan dışarı çıkan eşeğe çok şaşırır. işte hayat da bazen bizim üzerimize yüklenir ve üzerimiz toz toprakla örtülüyormuş gibi olur. bunlarla baş etmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır. kör kuyuda olsak bile…

  • 38. 27 kasım 2015 boğaziçi'nde pkk kutlaması

    (bkz: 27 kasım 2015 cambridge'de ira kutlaması)

    başlık böyle olsaydı ingiliz polisi ve mahkemeleri ne yapardı? aynısını yapmak gerekir.

    aq kopya ile cevapların sınav salonunda okunması ile boğaziçine girmiş, 8 senede bir dersten geçememiş tiplerin hala öğrenci statüsünde beslenmesi saçmalıktır.

  • 39. nihal bengisu karaca

    yalan dolan seyleri o kadar rahat ve ozguvenli bir sekilde anlatiyor ki sanirsin olay yaninda yasandi.

    fehmi amca gercekleri yuzune vurunca da cenin gibi icine cokersin oyle iste.

    tanim; yalan dolan, kulaktan dolma seylerle gazetecilik! yapan sahis. yok ingiltere'de bi tv'yi uydudan atmislar da yok gazeteyi yasaklamislar da. komik bi insan iste.

    olayi izlemek isteyenlere link :
    http://alkislarlayasiyorum.com/…gunun-sinirlari-var

  • 40. hastası olunan sözler

    "bizi gömmeye çalıştılar ama tohum olduğumuzu bilmiyorlardı."
    (bkz: meksika atasözleri)

  • 41. türkiye'nin rusya'ya restine rest ulan demesi

    bunun sonrasında rusya "hile yaptın. ben hile yemem ulan" diyecektir. türkiye'de "o zaman limon ye hıyar" diyerek cebinden limonu çıkartıp yemeye başlayacaktır. limondan huylanan rusya "kurbanın olayım karşımda yeme" diyerek türkiye'nin elini öpecektir.

  • 42. su bardağıyla çay içmek

    reçel kavanozuyla içildiğini gördüğümden dolayı anormal gelmeyen olaydır.

    la adam bildiğin 1 litrelik kavanozla içiyordu. ya şaka gibi mk ilk görünce yuh amk dedim, bizim evde iki üç güne bi paket çayı bitiren bu öküz müydü demiştim.

    ögrenci evinde ilk günlerimdi. ögrenci evinde çayın önemini daha bilmiyordum. kibar, nazik, ailesinin yanından yeni gelmiş körpe bir delikanlıydım.

    sonra bi ocak gördüm aga, aynı anda kaynayan 4 tane çaydanlık var.
    kavanozla çay içen adamlar gördüm aga.
    haftada 4-5 paket çay biten evde kaldım ben bi ara. tanımadığım adamlarla salonda uzanıp çekirdek çitleyip çay içiyorduk.

    adamlar çayla kafayı bulabiliyordu, bilmem anlatabiliyor muyum ?

  • 43. sözlük yazarlarının öğrendiği şeyler

    mizmizlanarak ve hayatinizdan sikayet ederek hicbir seyi degistiremezsiniz.
    hepimizin korkulari kadar hareket alani var. ve cesaret edemeyecegimizi dusundugunuz seyleri yapmadan gecirdigimiz her gun, cesaret ettikten sonra kayip bir zaman parcasi gibi gorunse de, aslinda bir butunun parcasi.
    yani pismanlik diye bir sey yok esasen.
    siz isterseniz olur, olmuyorsa; yeterince istemiyorsunuzdur aslinda.
    birinin veya bir seyin sizi gelip kurtarmasini bekliyorsaniz; o is yaş.
    kendinizden baska careniz yok...

  • 44. tahir elçi cinayetinin düşündürdükleri

    ankara, suruç, diyarbakır, tahir elçi suikastini falan hep pkk yaptı zaten. adamlar sürekli kendi insanlarını öldürüyor di mi.

    beyninizi sikeyim ben.

    hemen sınırın altında kobani yaşanmış, ışid ile kürtler kanlı bıçaklı olmuş, bombalamaları yapanların kimliği bulunmuş, hala "omo pokoko yopto."

    pkk hain bir terör örgütüdür ama bu olayları sürekli pkk'ya yıkmak onları bile sizin yanınızda masum gösteriyor.

    ahlaksız insanlar.

  • 45. __l_____i ._ ._ ._ ._ ._ ._

    mendirekte ruzgarli bir havada paltosu ile deniz seyreden gizemli adam.

  • 46. 28 kasım 2015 rte'nin özür dilemesi

    özrü çevirmene bırakan bir kurnazlık içeren davranış. (sen yok musun sen!)

    (türkçede) üzgünüm = (ingilizcede) i'm sorry

    (ingilizcede) i'm sorry = (türkçede) özür dilerim.

    (ama türkçede) üzgünüm (eşit değildir) özür dilerim

  • 47. üzülmemek için tavsiyeler

    tüm kartlarınızı açık oynamayın.
    yediğiniz kazıklara doyamazsınız sonra.

  • 48. türk boğazları'nın rus gemilerine kapatılması

    rusların ülkelerinde bulunan veya gümrüklerinden girmeye çalışan insanlarımıza yaptıkları bu vahşiliklerden sonra misilleme yapılmak istenirse evet en güzel araç boğazlar olacaktır. ihbardı şüpheydi talimatlara aykırılıktı bekletsinler gemi başı en az 3-4 hafta. görelim bakalım el mi yaman bey mi...

    ticari ilişkilermiş yaptırım uygulayacakmış falan mış filanmış. başta beni dahi tedirgin ettiyse de rakamları görünce burdan zarar edecek biri varsa o da rusya kesinlikle. 30 milyar dolarlık hacim var bizim onlara ihracatımız 6 milyar gerisini biz onlardan ithal ediyoruz.

    arkadaş hükümet eden zihniyeti ben de sevmiyorum ama mesele bu noktaya geldiğinde birlik etmek mecburiyetindeyiz ancak o zaman güçlü olabiliriz.

    yok turizmciler çıkmış 'takımlar kampları iptal ediyor 70 milyon euro gelirden olabiliriz' ulan hayvanoğlu hayvan millet nelerden bahsediyo sen çıkıp'evet iptaller var ama biz bunu başka pazarlarda satmaya çalışacağız bir şekilde hafifletmek için üstümüze düşeni yapacağız demiyor da 'dövlet büze bi yardığm itsin' ağzıyla konuşuyor ağzına yüzüne sçtımın fırsatçısı.

    ne diye başladım nereye geldim asdadasfsfas

  • 49. homoseksüellerin genellikle solcu olması

    söyleme cesaretinde olanları kapsayan tespit, oysa o kadar çok gizli homoseksüel var ki en muhafazakar kesimde aklın götüne kaçar.

  • 50. burçlara inanan insan

    icinde bulundugu durum ancak analitik dusunme yeteneginden ve mantiktan yoksun olma sartlari ile ortaya cikabilecegi icin, bu insanlarla iliskimi bu ozelliklerini gozonunde tutarak surduruyorum.

    yani nasil ki 13 yasindaki cocuga guvenebileceginiz, guvenemeyeceginiz konular vardir. ha aynen oyle iste. boyle bir insanin dusunebilecegi seyin siniri da belli iste.