Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. ispanya'da tuvaletlerde su ve kağıt olmaması

    bir bıkmadınız avrupalının tuvalet temizliğini tartışmaktan. avrupalının bilimini sanatını tartışsana birader. rönesansı nasıl kaçırdım diye merak etmiyor ispanyol kıçını nasıl siliyor diye merak ediyor.

  • 2. kızların kollarındaki kıllar

    kolları kıllı adriana lima da seni kucaklamak için hazır olda bekliyordu. kıl konusundaki faşist fikirleri mide bulandırıcı buluyorum. kimse senin göz zevkine hitap edebilmek için senin kriterlerine göre davranmak zorunda değil. kendinizi güzellik bakımından en üst safhada mı görüyorsunuz nedir en güzel kadınlardan örnek veriyorsunuz birde.
    komik ama gerçek. hanzo dediğin kadın keşke kıllı koluyla çarpsa suratına bir tane.

    tanım: alınıp alınmaması kişinin zevkine kalmış olaydır. ilerde kaş kıllarının alınması moda olunca kaşlı kızları da mide bulandırıcı bulacaksın. modanın esiri, şekilciliğin kölesi olmuş primatlar sizi.

  • 3. evlenen öğretmeni çalıştırmak zorunda değilim

    doğuda öğretmen tutabilmek için teşvik yap o zaman. maaş batıyla aynı, şartlar daha kötü, kültür yabancı, kim niye kalsın ki doğuda? dereceyi düşürt ya da maaşı arttır bi şeyler yap ki insanların orda kalmaya motivasyonu olsun. normal evlenemeyenler de patır patır sahte evlilik yapıyor. kalan sağlar biziz işte.

    ekleme: doğudaki çocukların da eğitime ihtiyacı olduğunun farkındayız, zaten onun için burdayız. ama bence eğitim kalitesi, niceliğinden daha önemli. yani neden yeni atanmış tecrübesiz öğretmenden ders alıyor doğudakiler? batıda görev yapan hiç doğuya gitmemiş tecrübeli öğretmenleri alalım doğuya. madem eğitimden bahsediyoruz. hı bazı sivri zekalarda puandan dem vurmuş. yeni atama kontenjanlarının yüzde 70-80'i doğudur arkadaşım. iyi puan kötü puan değil mesele. ben herkesin 1-2 yıl doğuda görev yapması taraftarıyım ama ben bu görevi yaparken çektiğim cefaya değdiğini bilmeliyim. can güvenliğim olmalı. suyum elektriğim olmalı. cebimde param olmalı. o okulu güzelleştirecek, eğitim materyali alacak, doğudakilere batının şartlarını sağlayacak desteği ver bana. ver ki "zorunlu görev"den çıkıp normal göreve dönebilsin buralar.

  • 4. 87 doğumluların 30 yaşına girecek olması

    - dur la önce biz girelim.

    bi 86'lı

  • 5. kürt müzik tarihinin en iyi 500 şarkısı

    (bkz: hela vela velvela)

  • 6. vitor pereira

    gol sevinci:

    ..0...
    <\>
    ../\..

    ...0..
    .</>.
    ../\...

    ...\0/...
    ....|....
    .../\....

  • 7. velilerine uygunsuz fotoğraf gönderen öğretmen

    yüzü değil üzerindekiler mozaiklenen öğretmendir.

    tamamen etik dışı bir haberdir. çok büyük ihtimalle dalgınlığının kurbanı olmuş bu kadını namussuzlukla suçlayanlar, onu ifşa edip toplumun önüne atarak ahlaki bir davranışta bulunduklarını mı düşünüyorlar acaba.

  • 8. cep telefonunu pirince yatırmak

    rutubeti alsın diye değildir. telefonu pirince yatırırsınız ve gece pirincin kokusuna gelen minik japonlar telefonunuzu tamir eder.

  • 9. 8 kasım 2015 fenerbahçe torku konyaspor maçı

    konya'da kimse 10 numarayı almamış lan. aykut kadro dışı bırakır diye oyuncular önlemini almış.

    edit: abeyle uyardı. sezon başında marica 10 numarayı alma hatasında bulunmuş.
    sonuç: kadro dışı.

  • 10. 8 bin lira ile ev geçindirmek

    --- ön edit ---
    bu entry'i kimseyi küçümsemek için girmedim. asgari ücretle çalışanların durumu çok farklı, onlar yaşam mücadelesi veriyor. burda bahsettiğimiz şey ise konforlu bir hayat sürmek, çocuklarını özel okulda okutabilmek, ailece yurtiçi / yurtdışı tatillere çıkıp üstüne bir de ortalama bir semtte (ataşehir, erenköy, göztepe... vs) ev sahibi olabilmek. bunun 8 bin lira gelir ile mümkün olmadığını anlatmaya çalışıyorum. sizin hayalinizdeki gelecek makarna, bulgur yiyip sosyal aktivite olarak evde tv izlemek ise evet sizin hayalinizden bahsetmiyorum. 8 bin lira geliri karıkoca çalışan ortalama bir beyaz yakalı ailenin yaklaşık aylık gelir olduğu için seçtim, yoksa kendi ailemden bahsettiğim falan yok. bahsettiğim hayatı yaşayabilmek için en az 15 bin lira gelirinizin olması lazım. yani her iki eşin de en az 7500'er lira kazanıyor olması lazım.
    --- ön edit ---

    istanbul'da zordur.

    2500 tl - ortalama bi semtte 3+1 daire kirası (örnek daire)
    500 tl - yakıt + aidat
    250 tl - elektrik + su + telefon + internet + digiturk
    500 tl - benzin + mtv + kasko + trafik sigortası + bakım masrafları
    2000 tl - mutfak masrafı
    1250 tl - üst baş, sosyal harcamalar
    --------
    7000 tl

    1000 tl tasarruf.

    bu parayla da artık biriktire biriktire 50 senede bir ev alırsınız.

    edit: söz konusu aile 4 kişilik olup, çocukların devlet okulunda okuduğu varsayılmıştır.

    edit2: oturulabilecek yer ataşehir'de 35 katlı bir apartmanda 117 m2'lik bir daire. lüks semtler bence etiler ya da suadiye'dir.
    kötü semtler bağcılar, avcılar...vs. ataşehir ortalama beyaz yakalı çalışan semtidir. tabii o da ataşehir'in ucuz yerleri.

    edit3: 2000 tl mutfak masrafı çok diyenler için gelsin. devletin belirlediği yoksulluk sınırı için bile gıda harcamaları şubat ayında 1016 liraymış. 8 bin lira geliri olan ailenin her gün makarna, pilav, fasulye yemeyeceğini; et, balık, süt, kaliteli meyve, kuruyemiş tüketeceğini hesaplarsak 2000 tl gayet normal.

    edit4: 8000 tl türkiye ortalamasının çok üstünde bir gelir. 8000 tl geliri olan ailenin yoksulluk çekeceğini anlatmaya çalışmıyorum, ama çocuklarını özel okulda okutamaz, ya da sıkıntı çekmeden bir ev sahibi olamaz demeye çalışıyorum.

    edit5: evet hayal edilen aile fakir değil, ortalamanın üstünde bir aile. gidip 100 liraya ayakkabı almıyorlar. 200-300 liraya camper, diesel, lacoste, tommy hilfiger gibi markalardan ayakkabı alıyorlar.

    edit6: yoksulluk sınırı şubat ayında 4183 liraymış. yani aradaki enflasyon farkını eklersek 4431 lira. bu değerler türkiye ortalamasıdır. numbeo'daki değerler ile oranlarsak istanbul için yoksulluk sınırı 5645 lira ediyor (türkiye ortalaması olarak bursa'yı baz aldım).

    edit7: örnek daireyi tuttular herhalde, link gitmiş*. linki değiştirdim.

  • 11. 8 kasım 2015 bursaspor beşiktaş maçı

    yine "istirham ederim efendim siz atınız" taktiğiyle golü bulduğumuz maç.

  • 12. damar yolu açamayan doktor

    tıp fakültelerinde "damar yolu açmoloji" diye bir ders olmadığı içindir.

    ve evet herkesin bir görevi vardır. bekleyeceksin.

    nasıl ki doktorun görevini hemşire yaparsa isyan ediyorsan hemşirenin görevini de doktor yapmadı diye vıdı vıdı etmeyeceksin. doktor hastayı değerlendirir, tanısını koyar, tedavisini düzenler. hemşire ve diğer yardımcı sağlık personelini yönlendirir, ne yapmaları gerektiğinin karar ve sorumluluğunu alır. damar yolu açmak, tansiyon ölçmek, iğne yapmak, hemşirenin işidir. rutininde bu işler olduğu için de doktordan daha iyi yapar. hemşire ilaç yazamaz, tedaviye karar vermez, tanı koyamaz. onun da işi bu, zoruna mu gitti?

    yürü git şimdi !

  • 13. dubai nusr-et'te eti peçenin altından yiyen kadın

    gercekten cok uzucu bir durum. bu haksizlik, adaletsizlik, omur boyu hapsolmusluktur. yemek yemeleri bile izdirap.

    bir baskasinin ozel goruntusu bidi bidi seklinde yorum yapanlar, hangi ozel goruntu allah askina kimlik tespitine dair zerre belirti yok. bildigin dogal blur.

  • 14. hasan ali kaldırım

    2015 yaşında ve gençlere taş çıkarıyor.

  • 15. düğün davetiyesini gönderen eski sevgili

    üzülmedim, aksine çok sevindim..
    yalnızca biraz şaşkınlık var, bir de eskilerden kalma buruk bir tebessüm..

    henüz lise çağlarında, ergen, sivilceli çocuklardık. dertlerimiz küçük, aşklarımız daha masumdu..

    eskidendi, çok eskiden..
    antalya kemer'de bir otel'de staj yapmaktayım. evimden, ailemden, şehrimden ilk uzak kalışım. aylardan temmuz. stajımın ikinci ayı. eylüle kadar da mecburen burdayım.

    aşık oldum..
    ' adı yasemin.'
    ızmir'de bir otelcilik lisesinde öğrenci. eylüle kadar staj yapmak zorunda. benim gibi..

    aşık olduk..
    ömrümüzün en güzel yazını yaşadık. her gece 'eylül gelmesin' diye dua ettik beraber. ve ben, hiç bir gece onu öpmeden uyumadım.

    sevdim. sevdik. gece. şarap. öpüştük. ağustos. sevdik. müzik. seviştik. güneş. sevdik. eylül..

    staj bitti, gitti, gittim..
    ağlaya ağlaya, hüngür hüngür vedalaştık bir eylül sabahında.

    gittik, ama bitmedik..
    birgün geri gelmek üzere, gittik.
    ama bitmedik..

    bitmeyecektik.
    ocakta ben gidicektim izmir'e. o çok sevdiği kordon'da çimlere uzanıcaktık mesela.
    nisanda da o tekirdağ'da olucaktı.
    sonrası zaten iyilik güzellik. sonrası güneş, sonrası çiçek. sonrası hergün yasemin.
    izmir'de beraber okuyup, bir daha hiç ayrılmayacaktık.
    bitmeyecektik..

    ama gitti..
    bir sabah hiç birşey demeden, hiç bir sebep yokken gitti.
    tek bir mesaj attı. "hoşçakal."
    aradım açmadı. mesaj attım. aradım. defalarca, günlerce aradım. hiç açmadı. hiç dönmedi..

    sonra ne yaptı bilmiyorum. üniversite'yi izmir'de kazanabildi mi? mutlu mu? beni unuttu mu?
    hiç bilmedim.. ama hiç vazgeçmedim..

    mutsuzdum, onu unutamadım, üniversiteyi izmir'de kazanamadım. ama hiç vazgeçmedim..

    çanakkale'yi kazandım. buna rağmen, her cumartesi izmir'e gittim. gezdim, ağladım, o çok sevdiği kordonda her cumartesi onu aradım..
    bekledim, gelmedi. her yerde aradım, hiç görmedim.

    zamanla vazgeçtim..

    ne derslere gittim sonraları, ne de sınavlara.. çanakkale de ağır gelmeye başladı bir süre sonra. yapamadım. ayak uyduramadım. dayanamadım..

    lise yıllarında çok sevdiğim bir arkadaşım vardı.
    "adı cüneyt."
    eskişehir'de üniversite kazanmış. halinden memnun, mutlu. benim mutsuz olduğumu bildiğinden sürekli çağırırdı.

    - zaten derslere de girmiyorsun. bu senen yalan oldu. gel biraz kafanı dağıt. burayı seversin..

    - kanka ne zaman istersen buyur gel. inan bana pişman olmıycaksın..

    - kız arkadaşımla eve çıkıcaz. sende gel. beraber çıkalım. lan oğluuum yakışıklı adamsın. sen de bulursun bi tane. dördümüz yaşarız gül gibi. burası tam senlik.

    sanırım mantıklı olan da buydu. daha huzurlu ve daha mutlu hissetmek adına 'tamam' dedim.
    'tamam ulan, haftaya geliyorum.'

    güzel şehirdi eskişehir. sabahın 5'inde indim kampüsün hemen önünde. ben böyle soğuk memleket görmedim.

    az bir zaman sonra cüneyt geldi. yurduna gidip kahvaltı yaptık..

    -kanka çok işimiz var bugün. ev bakıcaz. ucuz burda hem evler. güzel olucak güzel. ehehe.

    öğleden sonra çıktık yurttan. önce atm'den para çekecek, cüneyt'in kız arkadaşını yurdundan alacak, daha sonra da ev aramaya başlayacaktık.

    ayın 7'si. zor da olsa parayı çektik.
    ben böyle sıra görmedim..

    geçte olsa kız çıktı yurdundan.
    ben böyle acı görmedim.

    siz hiç öldünüz mü? ben öldüm..

    adı yasemin.

    sustum. sustuk. kıpkırmızı, mosmor, bembeyaz, ceset gibi sustuk. hiç birşey söylemedim. hiç birşey söylemedi.
    öylece sustuk, yürüdük, sustuk, yemek yedik, sustuk, adalar'da oturup birer çay söyledik, sustuk..

    cüneyt hesabı ödemeye kalktığında, o bozdu suskunluğu.

    -cüneyt'e anlatıcak mısın?
    - evet.
    -gidicek misin?
    -evet
    -onu çok seviyorum. anlatma. gitme..

    neden yapamadım, ne kırdı cesaretimi bilmiyorum ama, anlatamadım. gidemedim..

    ve ben yedi ay boyunca, onlarla aynı evi paylaştım. cüneyt farketmesin diye, yasemin üzülmesin diye, neden gidiyosun? diye sorulmasın diye, kaldım..

    evet, yedi ay. kocaman bir yedi ay. bir kez olsun sormadım neden gittiğini. yüzlerce kez yalnız kalmamıza rağmen, birkez olsun ''benim yaseminim'' gibi bakmadım ona. gerçekten..
    zamanla alıştım, zamanla unuttum, aşık oldum, terkedildim, terkettim, aşık oldum, zamanla unuttum. alıştım..
    mutsuz değildim. mutlulardı. çok mutlulardı.

    mayıs ayına kadar..

    birşey oldu..
    eskisi kadar gülmüyor, eskisi kadar konuşmuyorlardı. sıkılmışlardı, bıkmışlardı..

    yedi aylık duvarı kıran yine yasemin oldu, mutfakta yalnız kaldığımız bir gece.

    '' çok aradın mı beni. ''

    cevap vermedim, veremedim. gittim.
    önce odama gittim, yattım. sonra gerçekten gittim.. veda etmeden, hiçbir açıklama yapmadan, tek bir not bırakıp gittim.

    hoşçakalın!!

    aradılar, açmadım. haftalarca aradılar. hiç açmadım.. o günden sonra birdaha ikisini de görmedim..
    sekiz sene geçti aradan. ara sıra masalsı bir hatıra gibi aklıma gelmeleri dışında, hiç merak etmedim..

    dün davetiyeleri ulaştı elime.

    '' yasemin ve cüneyt''

    nikah törenimizde sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız..

    13 aralık 2015.

    üzülmedim, aksine çok sevindim..
    yalnızca biraz şaşkınlık var, bir de eskilerden kalma buruk bir tebessüm..

    hep mutlu olun. gerçekten..

  • 16. evlenilecek erkekte aranan özellikler

    (bkz: sonra gelsin beni de siksin)

  • 17. yıldız sarayı'nın cumhurbaşkanlığı'na tahsisi

    topkapı sarayı'nı verin bu iş huzur içinde çözülsün.

  • 18. 42 yaşında gecede 3 posta gitmek

    çocuklar kaliteli seks posta ile ilişkili değil. bedenin rahatlaması, ruhun hafiflemesi, huzurla birleşmektir. bırakın bu posta telgraf işini.

  • 19. sıçtıktan sonra götünü eliyle silen insan

    kağıtla temizlenmenin tek başına sağlıklı olmadığının farkındadır.

    tuvalet kağıdı, peçete gibi temizlik malzemeleri hangi dönemde kullanılmaya başlanmış? bu malzemeler yokken, kişi sıçmıyor ya da temizlenmiyor muymuş?

    taharet sadece günümüz toplumunda varmış gibi yorumlamak yanlış olur elbette.

    ki en sağlıklısı su ve temiz topraktır.

    yeri gelmişken söylemem icap etti: "etme cahille muhabbet, küstürürsün. alma cam ile taharet, kestirirsin."

    ithafen: evet sevgili kardeşim, bokumu elime sürüyorum. ama sen gibi donumu çekip, helayı terk etmiyor; en ideal şekilde elimi yıkıyorum.

    ve doğru söylüyorsun müslümandır. hadesten taharet ve necasetten taharet nedir iyi bilir, ona göre yaşamaya çalışır.

    ekleme: yaşı kemale ermiş siz sevgili yazar kardeşlerimize temizlik anlatmak haddimize değil elbet.

    lakin durum şu ki; size kimse gidin -afedersiniz ama- bokunuzu avuçlayın demiyor.

    ekleme2: öyle bir durumla karşı karşıya bıraktınız ki, artık bahsetmek gerekti.

    def-i hacetinizi giderdikten sonra kağıtla kabasını alır, su ile kalanları temizler, tekrar kağıt ile kurulama işine geçersiniz. ne eliniz bok olur, ne de mabadınız.

    bu eğitim yazımızın da sonuna geldik.

    esen kalın.

    not: bok muhabbeti üzerinden de bu kadar prim yapılacağını öğrettiniz bana. teşekkür ederim.

  • 20. isminden zenci olduğu anlaşılan futbolcular

    melte mbanko.

  • 21. gürcistan'dan araba almak

    bu ise giriyorim. gerekli arastirmalari yapip sozlukte aciklayacagim. avradini sikeyim adamlar 2000 dolar komisyon aliyor. işi kaptigim zaman siz sozlukculere 100$ karsiliginda bu konuda yardimci olacagim.

    gurcistan'da 1 adet polis 2 adet de zengin tanidigim var.

    amin-na koyim cok sinirlendim. hepinizi 5 bin dolara mercedes sahibi yaptirmayani dumduz siksinler.

  • 22. 8 kasım 2015 karşıyaka göztepe maçı

    türkiye cumhuriyeti'nin resmi televizyon kanalı trt'nin, "mustafa kemal'in askerleriyiz" tezahüratında ses kıstığı maç. tarihe not düşsün.

    yabancı birileri gelir de okur notu: mustafa kemal türkiye cumhuriyeti'nin kurucusudur.

  • 23. küçük deha için kalp arıyoruz

    bu kez bir yardım kampanyası yok, hesap numarası yok, bağış yok... durum çok ciddi ve çok acil arkadaşlar. 11 yaşındaki deha'nın yaşaması, 1 hafta içinde kalp bulunmasına bağlı. yani bir hafta içinde o kalp bulunamazsa, bu çocuk hayatını kaybedebilir.

    deha şu an başkent üniversitesi tıp fakültesi hastanesi'nde yatıyor. az önce hastaneyi arayıp ön bilgileri aldım. daha sonra annesiyle konuştum. hani bir söz vardır ya, "allah kimseyi evladıyla terbiye etmesin" diye, işte öyle bir konuşma yaptık... hiç uzatmadan konuya giriyorum.

    deha için acilen ab rh (+) veya 0 rh (+) kalp gerekiyor. 18 yaşın altında, beyin ölümü gerçekleşmiş bir kalp olması gerek.

    iletişim için;
    hastane telefonu: 0312 203 68 68

    deha'nın babası hasan bey: 0506 756 57 77

    en başından açık konuşayım ki, herkes her şeye hazırlıklı olsun. mucize arıyoruz arkadaşlar; tam anlamıyla mucize arıyoruz. ben anneye kalp nakli için kaçıncı sırada olduklarını bile soramadım, o kadar söyleyeyim. ama şunu da biliyorum ki, tıp tarihi mucizelerle doludur. denemekten başka şansımız, çaremiz yok.

    bu durumda ne yapabileceğiz?

    başlığı sürekli up'layacağız, sosyal medyada duyuracağız, ünlülere twit atacağız ve gündemde tutacağız. yurtiçi, yurtdışı her yere ulaşmasını sağlayacağız. sadece bir haftamız var.

    yarın (pazartesi) itibariyle çalışma tempom çok yoğun olacak. başlığı sürekli up'layamayabilirim. bu yüzden sizden ricam, fırsat buldukça başlığı gündemde tutun. şu çocuğu kurtaralım ya ne olursunuz...

    başlık up'larken formata uymanız gerekmiyor. yönetim en azından bu konuda sınırsız bir hoşgörü gösteriyor. o yüzden ne yazsanız olur.

    ekleme: "biz ne yapabiliriz ki" diye soranlar oldu, "niye böyle bir başlık açıldı" diye soranlar oldu. haksız sorular değil. söyleyeyim: bir şekilde beyin ölümü gerçekleşmiş bir genç bireyin ailesinin onayıyla verebileceği organ bağışına ulaşmaya çalışıyoruz. başlık altında ve özel mesajla sorulduğu şekilde "çıkarıp kendi kalbimizi mi vereceğiz" sorusunun yanıtı şöyle: "hayır, kendi kalbinizi vermeyeceksiniz. bir başkasının ölmesi için de dua etmeyeceksiniz. sadece, kalp bağışında bulunabilecek birilerine ulaşmaya çalışıyoruz. bir nedenle hayata veda eden ama organlarını bağışlamayan kişiler/aileler vs var. oradan bir bağış gelir mi diye şans deniyoruz. bu duyuru sayesinde en az bir kalp bulunabilir. dedim ya, bir hafta içinde mucize arıyoruz. ama şu da var: kalp bulunsa bile sıra deha'ya gelmeyebilir ve bulunan kalp, bir başka çocuğun hayatını kurtarabilir. şöyle düşünelim: hiçbir şey yapılmazsa ve kalp bulunamazsa, bu çocuk bir hafta sonra ölecek. diğer seçenek, şansı artırmak. bunu yapmaya çalışıyoruz. tekrarlayayım; çok zor, ama hiçbir şey yapmamaktan iyidir. hele de annenin sesini duymuş olsaydınız... sorusu olan arkadaşlar da direkt mesaj atabilir.

    edit 2: beyin ölümünün ve organ bağışının ne olduğuna dair bilgi için: (bkz: #56118446)

    konuyla ilgili daha detaylı bilgi için şu haberi paylaşıyorum:

    --- spoiler ---

    henüz 3 aylıkken kalp yetmezliği teşhisi konulan 11 yaşındaki deha idil k'nın yaşamı, tedavi için hastanelerde geçti. minik kıza 2 yaşındayken takılan kalp pili, toplam 3 kez değiştirildi.

    yaklaşık 7 yıldır taşıdığı kalp pili geçen sene ocak ayında yenilenen idil, bu tarihten itibaren iştahsızlığı ve ağrıları nedeniyle 13 kiloya kadar düştü.

    o dönemde doktorlar, aileye "minik kızlarının kalbinin artık yaşlandığını ve pille desteklense bile fonksiyonlarını hızla yitirmeye başladığını" bildirdi.

    kalbi 2 kez durdu

    kalp nakli yapılması gerektiğine ilişkin konsey kararı açıklanmadan üç gün önce de yoğun bakımdaki idil'in kalbi 2 kez durdu.

    acil kalp masajıyla yeniden hayata döndürülen idil'in doktorları, aileye "cihaz ancak kalbin birkaç hafta dayanmasına yardımcı olacak. kalp nakli olmazsa yalnızca birkaç hafta daha yaşayabilir. beyin ölümü gerçekleşmiş ancak kalbi çalışan 17 yaşına kadar birinin kalbinin idil'e nakledilmesi gerekiyor" dedi.

    idil'in ailesi, minik kızlarının yaşama tutunması için "uygun organ bulunduğu" müjdesini gözyaşlarıyla bekliyor.

    "idil giderek kilo kaybediyor"

    babaanne türkan k, idil'in tedavisinin sürdüğü başkent üniversitesi tıp fakültesi hastanesi önünde gazetecilere açıklamada bulundu.

    torununa 3 aylıkken kalp yetmezliği teşhisi konulduğunu, daha sonra 2 defa açık kalp ameliyatı, defalarca anjiyo yapıldığını ve 3 kez kalp pili takıldığını anlatan türkan k, idil'in son bir ayı da hastanede geçirdiğini ifade etti.

    idil'in 2-3 aydır iştahsızlığı nedeniyle 13 kiloya kadar düştüğünü belirten türkan k, "hareketleri azaldı, her şeye ilgisi azaldı. sürekli ağrıları vardı. durumu giderek kötüye gidiyordu" diye konuştu.

    "kalp nakli son şansı"

    sonraki süreçte hastaneye yatırılan torunu için kalp naklinin son şans olduğunu öğrendiklerini bildiren türkan k, şöyle devam etti:

    "doktorlar, idil'in, ecmo cihazına bağlandığı için acil koduyla, organ bağışında yaşıtları içinde birinci sıraya alındığını bildirdi. doktorları, idil'in makinelere bağlı şekilde yalnızca 2 hafta daha yaşayabileceğini iletti. şu anda makineye bağlı yaşıyor, daha doğrusu uyutuluyor, bilinci kapalı. son 2 haftamız kaldı. şu an son dönemeçteyiz, çok zorluk çekti çocuk. inşallah bir şifa olur, bir yerde mucize gizlidir diye bekliyoruz. idil için önce allah'tan, sonra halktan yardım bekliyoruz. organ nakli zorlu bir süreç. ama kalp nakli daha da zor bir süreç. o da kadavradan yapılamıyor, beyin ölümü gerçekleşen ancak kalbi çalışanlardan alınabiliyor."

    torununun uysal bir çocuk olduğunu dile getiren türkan k, "okula gidiyordu ve öğrenme isteği çoktu. ufak tefek şeylerle oynamayı çok severdi. mesela bebek alırsın, bebekle oynamaz, onun üzerindeki bir boncuğu çıkarır, onunla saatlerce oynar, küpe dizer, kolye yapardı. bu yaşa kadar ben büyüttüm. o hayatımızın kaynağı gibiydi, inşallah bir yerden şifası çıkar" ifadelerini kullandı.

    "duyarlı ailelerden bağış bekliyoruz"

    dede mustafa k. ise torununun hayata tutunmasını istediklerini belirterek, "organ bağışı ülkemizde düşünce olarak pek yoğun değil. ancak dinen de mahsuru yok. aileler için kolay değil ancak evlatlarının organının bir başka evlatta yaşadığını görmeleri, çocuklarının da yaşadığını hissetmelerine vesile olacak" dedi.

    duyarlı ailelerden bağış beklediklerini ifade eden mustafa k, "idil'e bir hayat istiyoruz. çocuğumuz doğduğundan beri bu hastalığı çekiyor" şeklinde konuştu.

    minik kardeşi de ablası için organ bağışı istedi

    idil'in kardeşi mustafa efe ise kendisinden 5 yaş büyük ablası idil'in bir aydır evde olmadığını anlatarak, "ablamı çok özledim. ablamla oynuyorduk. onun iyileşmesini istiyorum. ablama kalp lazım. organ bağışı yaparsanız ablam iyileşir" dedi.

    --- spoiler ---

    http://www.ntv.com.tr/…niyor,8ztb3xkkzuwargnowtopcq

  • 24. 50 yaşında ölen insana çok gençti diyen insan

    anneni umarım annen 50 yaşında kaybetmezsin. içimden öyle geçmesede ama insan diyor ki; düşmanımın başına vermesin.
    o zaman etrafındakiler soracak, kaç yaşında? diye. yutkunup söyleyeceksin. sonra karşındakiler de vah vah pek gençmiş diyecekler.
    dışarda pazarda, avm'lerde, markette, hastanede anneleriyle çocuklarını göreceksin. hem de onlar senin 51 yaşında kaybettiğin annenden 10'larca yaş büyük.
    3 gün önce 7 ay oldu. trollüğün bile bir adabı olmalı ya.

    tanım: gerek duymuyorum. istersen şikayet et.

    bu entryden sonra gelen mesaj kimden geldiğini söylemiyorum:

    senın ıcınden gecenler yuzunden benım de sıkımde degıl artık ne yasadıgın. kusura bakma demek ıcın yeltenmıstım ama okuyunca vazgectım.

    ben burda 30 bın kısının özel hayatını tek tek arastırıp ona gore baslık mı acıcam lan.

    senın annene bı laf mı etmısım? şunun babası artık ölmeli mi demısım? hayır.

    şimdi o sıkık duyargaçlarını al ve gıt

    allah'a havale ediyorum şerefsiz seni ya da neye inanıyorsan ve buraya ara ara gel ve bak. o duyargaçlar bir gün seninde olacak.

  • 25. oğuzhan özyakup

    son kertenkele sikici.

  • 26. en çok kompleksli insan barındıran meslek grubu

    (bkz: yrd.doç.) diyip hızla uzaklaşırım...

  • 27. devlet bahçeli mit ajanıdır

    kod adı da 0040 olabilir.

  • 28. dindar insanların muhabbetlerinin çekilmemesi

    öncelikle fularlı değilim. çünkü biliyorum ki bunun tersi düşünüldüğünde hep entel dantel dediğiniz kesim geliyor aklınıza.

    her neyse, inanılmaz bir durum bu. çevrem dolayısıyla dindar, muhafazakar insanlarla çevriliyim. mesela, tam bir şey anlatacağım, araya girip, yahu işte sinek çorbaya düşünce tek kanadında zehir varmış; sineği tamamen bandırınca zehir etkisi yok oluyormuş; işte bunlar ibret vesikasıymış falan. iyi de benim anlattığım sağlık problemleriyle ne alakası var.

    adama diyorum ki, sen şuradaki evi nasıl aldın. yavaş yavaş konuşup, bir cevabı 2 saatte veremiyor. işte bir tanıdık var belediye'den haber saldık; tabii ayarladık o zaman öyle denk geldi. 165 bine aldık; nasip kısmet tabii. her şey öyledir; yazılan ne ise o olur. abicim hızlı hızlı anlatsana, ne nasip kısmeti yahu. torpille belediyeye adam sokuyorsunuz; nasip kısmet diyerek öykülendiriyorsunuz.

    bu tarz bir muhabbetleri vardır işte. arabalarına binerim mesela; malum istanbul trafiği. yanından geçen sürücüye kızdıklarında, camı açıp "selamün aleyküm, selamün aleyküm" diyen tipler bunlar. kelimelerle ifade etmek olanaksız.

    benim mahalle arkadaşlarımın yüzde 70'i lise mezunudur. ama onlarla muhabbet ederken bile bir keyif, bir komedi olabiliyor. ama dindar adam gelince muhabbetin tadı kaçıyor. herkesi susturup, tane tane, yıllardan beri duymaktan bıktığımız klişelerini sıralıyor. inanılmaz bir şey bu.

  • 29. 14 şubat 2016 genç parti genel kongresi

    siz buz gibi ayranla sıcacık tavuk döneri gömenler?

    siz şampiyonlar ligini zamanında a kalite izlemiş olanlar?

    siz pringles'ı bu ülkede herkesten önce promosyon niyetine tüketmiş olanlar?

    ya siz türkiyenin ilk müzik kanalıyla coşmuşlar?

    hepiniz burada mısınız?

    eğer buradaysanız, patron geliyor. şubatın 14'ünde siz sevdalılarına kavuşuyor.
    buyrun buradan

  • 30. 15 dakikada 4 kilo biftek yiyen kadın

    (bkz: bulent ersoy)

    ustune de bu kadini yer. akilli olsun o molly !!

  • 31. muharrem ince

    hala 'muharrem ince başa gelse chp oyunu artırır diyenler' ince'nin akrabalarıdır.

    başka açıklaması olamaz.

  • 32. şenol güneş

    'karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar.
    güneş yalnız da olsa etrafına ışık saçar.
    üzülme; doğruların kaderidir yalnızlık.
    kargalar sürüyle kartallar yalnız uçar.'

    ömer hayyam'ın sözleriyle kokuşmuş spor dünyasını kevgire çevirmiştir.

    vur de vuralım hocam allahını severim senin !

    https://twitter.com/…astv/status/663464000739520512

  • 33. en iyi canlı performanslar

  • 34. olcay şahan

    besiktas takiminin kanat oyunculari arasinda en az ozel yetenegi olan futbolcu. spektakuler hareketleri yok. teknigi cok iyi degil. fakat eldeki tum kanat oyunculatindan daha zeki, oyun okumasi daha iyi, daha hirsli, daha iyi bir pas istasyonu, daha iyi topsuz oyunda, dayanikliligi ve konsantrasyonu daha iyi, daha golcu...

    ben sov istemiyorum, 3 puan istiyorum. q17 ve g7'den once olcay bankodur. varsin sac bas yoldursun. olcay olmayinca top donmuyor, ver kaclar, al verler yurumuyor.

  • 35. abd'nin rusya ve çin'e savaş ilan etmesi

  • 36. nadir gelen hayat süper lan hissi

    sevdigim kizin evine ilk defa gidip gec saate kadar film izleyip sonra sarilarak uyumus, boynunu bir an olsun burnumdan ayirmamistim. o koku her saniye burnumda olsun istedim. okula gitmek icin sabah yataktan ciktim. uyandim demiyorum cunku heyecandan uyuyamamistim. yanagina opucuk kondurup evden ciktigimda yolda gordugum ise gitmekte olan mutsuz yuzlere, olm hayat cok guzel lann gulsenizeeee demek gelmisti icimden

    sonra kiz terk etti mk

  • 37. 9 kasım 2015 fethullah gülen'in açıklaması

    (bkz: ben sızmadım kuzenim sızmış)

  • 38. ölür ölmez tekrar dirileceğimiz gerçeği

    ölümün çok da korkulacak bir şey olmadığının farkına varmamızı sağlayacak gerçektir.

    bildiğimiz gibi, bir olayın sonsuz zaman aralığında gerçekleşme ihtimali 1 yani kesindir. uyku ve baygınlık durumlarından kesin olarak bildiğimiz başka bir gerçek ise, öldüğümüzün farkında olmayacağımızdır.

    eğer zaman kavramının yok olmayacağını varsayarsak, öldüğümüz an tekrar dirilme ihtimalimiz her ne olursa olsun 1'dir. hatta biraz daha ilerletirsek, sonsuz zaman aralığında, mevcut zamanda yaşayan her varlığın, belki trilyon, belki desilyon yıl sonra aynı düzende var olma ihtimali kesindir.

    kısacası ölüm ve ayrılık için üzülmeyin dostlarım, bundan çok uzun zaman sonra, kimimiz memnun olmasa da hepimiz tekrar ak parti döneminde bir araya gelip ekşi sözlük'te entry yazacağız. belki o zaman sevip de kavuşamadığımız insanlarla kavuşup hayalimizdeki hayatı da yaşayacağız.

    (bkz: hayata pozitif bakıyorum insanları)

  • 39. oğlu iğne olurken ağlayan baba

    kimden çocuk yapılmaz sorusunun cevabı baba.

    ağzının üstüne bi tane yapıştırasım geldi lan ahahah auuuuu diye ağlıyor ya.

  • 40. hazır yoğurdun buzdolabında 1.5 aydır bozulmaması

    ya çok fena yalan söylediğinizi yada dolapta duran şeyin yoğurt olmadığını gösterir.

    ben de bazen mis marka yoğurt tüketiyorum ama en uzun 4 gün dayanıyor, sonra tadı değişiyor.
    hem sineresis* nasıl olmaz. hiçbir yoğurt yok ki mekanik bir etki gördükten sonra su salmasın. ayrıca neredeyse tüm marka yoğurtları tüketmiş ve çeşitli analizlerini yapmış biri olarak mis marka yoğurdun sinresisin en fazla görüldüğü yoğurtlardan olduğunu söyleyebilirim. bunun için küçük bir kaşıkla bile yoğurdu bozmanız yeterli.

    edit: hala yavuz dizdar diyen, yoğurdu evde yapın diyen insanlar var. üzülüyorum böyle olunca. insanlar sanıyor ki sütü ineğin memesinden sağıp eve getirince çok sağlıklı oluyor. öyle değil aslında. o inek belki de o sırada antibiyotik tedavisi görüyor bunu bilmiyorsun. sen o antibiyotiği vücuduna alacaksın. belki ineğin bakıcısı ineğe aflatoksinli yem yediriyor ve haliyle o toksin süte, sütten de senin vücuduna geçiyor, ama sen bunu da bilmiyorsun. belki inekte meme ucu iltihabı yani mastit var ve sen bunu da bilmiyorsun.
    bir süt fabrikaya alınırken tüm bu analizler yapılarak alınıyor. ama işte sen evine alırken bunları bilmiyorsun.

  • 41. devlet bahçeli'nin whatsapp durum güncellemesi

    -piki. sn blrsn trky.

  • 42. bal tutan parmağını yalar k.k. dondurma yalar

    harf sınırına takılmamış hali: bal tutan parmağını yalar, kılıçdaroğlu dondurma yalar hoooooğğğğ

    video: https://www.facebook.com/…1507828196210244/?fref=nf

    işte saygı duyulası bir milli irade örneği.
    işte büyük resmi gören,
    işte her şeyin en doğrusunu bilen seçmen.

    şu zeka dolu ifadelere bir bakın. bilinçli ve bilgili seçmenler gözlerimi yaşarttı.

    söylenecek aslında çok fazla şey yok, zaten video ortada. ama şunu eklemeden duramayacağım:

    şehitlerimizin kanı yerde kalmadı diyorsunuz da, hdp yine meclise girdi be abla? hani bir önceki seçimde kendinizi parçalıyordunuz "hdp meclise girdi, teröristler mecliste" filan diye. e yine girdi?

    her şeyiniz gibi üzüntüleriniz bile sahte ulan :)

    ek: bazı okuduğunu bile anlamayan mallar yüzünden şu düzeltmeyi yapıyorum, yapmak zorunda kaldım.

    burada "bakın nasıl hakaret ediyorlar kılıçdaroğlu'na, görün" durumu yok. zaten videoda hakaret yok. burada o çok övdüğünüz, o yücelttiğiniz, "aman şöyle de böyle de seçmen" kıl, tüy, yün, milli irade diye parlattığınız bokun içinin nasıl olduğunu görün. amaç bu.

    hala daha aşağıya inip de "videoda hakaret var diyip hakaret edenleri gördük" filan yazmayın. mal mısınız amına koyim? kim videoda hakaret var diyor? siz bu yaşa kadar bu zeka ile nasıl geldiniz anlamıyorum.

  • 43. sözlükçülerin nick'leriyle anlatmak istedikleri

    amaan, kim anlatacak şimdi.

  • 44. steam

    şu rusya-ruble muhabbeti gerçekten sıktı artık. lütfen yeter! yemin ederim bıktım artık. olay yeşili yandığında steam başlığına girmek içimden gelmiyor resmen artık. ruble de ruble amına koyayım rublenizin ya yeter artık!

  • 45. beşiktaş

    millet olarak hala geçmişi konuşmamızı sağlayan takım.
    ne mal adamlarsınız siz.
    yok knoplanka, yok dzcucak.
    kardeş bu adamların yerine gomez ve q7 alındı.
    performansları ortada.
    sen neyin peşindesin?
    kocakarılar gibi ortalığı bulandırmayın, takıma destek verin.

  • 46. beyaz futbol

    rasim ozan: burada 2 milli futbolcu, 1 milli hakem bir de milli sunucu var.

    ahmet çakar: bir de milli troll.

    :)

  • 47. boğaziçi eczacılık mezunu olup işsiz kalmak

    odtü tıp mezunu olup da işsiz kalanı gördükten sonra garipsemediğim durumdur. olmayınca olmuyor.

  • 48. metin feyzioğlu

    chp'nin oyunu %17'lere düşürecek bir başka ulusalcı. gitsin anadolu partisi'ne.

  • 49. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

  • 50. seni mi seviyorum

    benim torbalarım bim torbaları. yanlış anlaşılmasın kafam hep güzel. bana kafan ne güzel dediğinden beri güzel.
    saçlarım dökülmüş biraz. bu torba o torba değil, ama kafa aynı kafa nasılsa.

    -seni seviyorum
    +seni mi seviyorum?
    -seni seviyorum ama sandığın gibi değil
    +sandığım gibi mi değil?
    -sen çok iyi bir insansın
    +ben mi çok iyi insanım? ya şey oldu, sen öyle gülünce, kendiliğinden oldu, rus klasiklerini satıyodum ben, sen gülünce şey oldu.
    -yapma ne olur, arkadaşlığımız bozulmasın
    +arkadaşlığımız mı bozulmasın?

    bismillahirahmane eşhedü bişey. kafam gitti iyice.

    seni mi seviyorum. sen. ama sen beni bildiğin kandırmışsın. öyle gülünmez. sen benim gözlerime baktın, içine tam. benim içime direk, direkt değil, direk gözlerin. çatımdın ama.

    seni mi seviyorum, ben mi seviyorum, severim, sana ne oluyor yani.
    kafam her daim güzel. sen olmadan da severim. kitap satıyordum ben. (korsan değil ikinci el)