Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 6 ekim 2015 ali babacan'ın asgari ücret açıklaması

    "ilk seçimde bu işçi ile işveren arasında konuşarak ortaya çıkması gereken bir rakamdır demiştik. ancak muhalefetin önerileri sonrası işverenlerden bir tepki gelmedi. bu verilemez denmedi. bunun üzerine biz de araştırdık. kendi içimizde yaptığımız değerlendirmelerle böyle bir asgari ücretin etkisinin sınırlı olacağını, yönetilebilir olabileceğini gördük."

    link

    yani diyor ki;

    "sizi ayakta sikiyormuşuz da farkında değilmişiz hahahaha!!!"

  • 2. emine erdoğan'ın brüksel'de mağaza kapatması

    bayırbucak türkmenlerinin çocuklarına kıyafet almıştır. hemen şaapmayın.

  • 3. bilal erdoğan'ın floransa'daki görüntüsü

    türban yasağı yüzünden yurtdışında okumak zorunda kalan bir garib içerir.

  • 4. iftiralar olmasaydı ak partiyle ay'a bile çıkardık

    (bkz: yenge de maşallah ne içiyor)

  • 5. seksin en zevkli anı

    sütyenin çözüldüğü ve düşürüldüğü an olabilir. ama bu sadece bir tanesi. diğerlerini sonra söylerim.

    not: erkeğim lan. memeni aç diye mesaj falan atmayın. bi meme açarım hayattan soğursunuz amk. swh.

  • 6. kılıçdaroğlu duysun 13 senede asgari ücret arttı

    kemal kilicdaroglu'nun "bu vaatleri veriyorsunuz da, 13 senedir neden gerceklestirmediniz?" sorusuna ahmet davutoglu'nun az önce erzurum mitinginde verdigi cevaptir: "kilicdaroglu duysun, 13 sene önce asgari ücret 184 liraydi, simdi 1000 lira."

    akp'liler de demis ki ne kadar cömert bir hükümet.

  • 7. 6 ekim 2015 istanbul'da hissedilen ilginç koku

    oha lan. ofiste kimse yokken salayım dedim ama o kadar kokacağını tahmin etmedim. özür dilerim beyler.

    edit: (bkz: öyle bir osurmak ki debe'ye girmek)

  • 8. erasmus nutella partisi

  • 9. sceneaccess.eu

    ne olduğunu bilmiyorum ama davetiye lazım arkadaşlar lütfen davetiye yollayın.

  • 10. türkiye'nin rus uçağını düşürmeye hakkı vardı

    rus uçaklarının türkiye sınırını ihlali sonrasında abd dışişleri bakanı john kerry tarafından söylenen söz.

    adamlar o kadar akıllı ki; orta doğuda pkk ve pyd, afganistanda talibanı diledikleri gibi kullanıyor; türkiye'yi de suriye'ye saldırttıkları yetmiyormuş gibi şimdide rusya'ya karşı gazlıyorlar.
    hadi bunların ne olduğu malum. ya bizim salaklara ne demeli? dünya liderine, büyük ortadoğuyu yönetmeye talip çakma osmanlıcılara?
    bu islamcılarda, sağcılarda sike sürülecek akıl varsa ben de hiçbir bok bilmiyorum arkadaş.

    olm adam rusya; senin gibi atıp tutmuyor. sıkar biraz uçağını düşürmek.
    öyle nato'ya falan da güvenemezsin. konu rusya olunca nato bir yolunu bulup sıyrılır işin içinden; dımdızlak kalırsın rusya karşısında elindeki kısıtlı silah ve teknolojiyle.

    (bkz: salak oğlu salak)

  • 11. sevgili bulamama sebepleri

    aramak.

    yani bir nevi sevgililik müessesesini tamamıyla yanlış anlamışlıktır sebep.

    yalnız doğdun arkadaşım. annen vardı yanında, baban, belki ağabeyin ya da kardeşin, ablan... bu hayatta ilk ailen ve sen olarak var oldun. daha sonra arkadaşların oldu. kimisini sevdin, kimisiyle itişip kakıştın, takıştın falan. tüm bunlar hep doğal süreç olarak gerçekleşti. hiçbirini sırf olsun diye yapmadın.
    sonra bir gün o arkadaş demeye dilinin, olmaya ise gönlünün varmadığı insanı gördün; hormonlar altüst oldu. sevdin bu işi. sadece sevdin yani. bir şey arayıp bir şey kurcalamadan. dokunmak istedin. nedenini kendin bile anlamadın. sevgililik kavramını böyle tanıdın işte. "lan olsa ya şimdi burada keşke!" diyerek.

    sular aktı köprünün altından, büyüdün falan filan. hayata atıldın. okullar okudun. bir takım bambaşka değerler keşfettin hayata dair. bu esnada ne olduysa oldu, sen sevgililik meselesini sağda solda aranarak bulunan, lan şuraya gidelim belki orada vardır diye kovalanan bir şey sanmaya başladın. olmaması eksiklik, bulunamaması anormal görünmeye başladı. ne boyadı senin gözünü be canım kardeşim? sen neden böyle oldun?

    halbuki senin bir hayatın var ve durmaksızın onu yaşamaya devam etsen, sosyal ortamında, iş ortamında, orada, burada, bir yerde işte, biri çıkacak karşına illa; arkadaş demeye dilinin, olmaya ise gönlünün varmadığı biri. ama aramakla olmaz bu. aramak, ancak aklının yapabileceği bir şey çünkü, oysa senin ihtiyacın olan şey sadece yüreğinin yapabileceği bir iş ile bulunacak.

    bol şans.

  • 12. chp'nin kredi kartı borçları temalı reklamı

    kemal kılıçdaroğlu defalarca anlattı nasıl yapılacağını açıp dinlesen mal mal bankalarla ne konuşmuş demezsin. bankalar borçları tahsil etmek aracı icra kurumlarına haklarını satıyorlar. iktidar olursak bu hakları devlet olarak biz satın alacağız ve faizleri sileceğiz diye defalarca mitinglerde tvlerde anlattı. vatandaş faiz yükünden kurtulup ana para borcunu ödeyecek. banka parasını zaten alacak. bundan önce işlediği gibi işleyemeyecek. bunu her seferinde yapacağını da vaat etmiyor. borç batağında kara kara düşünen vatandaş da borcu silindikten sonra götünü başını oynatmak yerine bir daha borca girmemeyi akıl eder herhalde.
    tanım: chp'nin 1 kasım genel seçimleri için hazırladığı bir dizi reklam filmlerinden bir tanesi.

  • 13. beşiktaş

    sene 1995 falan.

    bilgisayarla uzaktan yakından alakası olmayan bir abiye sahibim. kendisi o zamanlar 16 yaşında. aileden hiçbir şey istemeyen acayip bir adamdı. 8 yaşındaki kardeşinin zırlamalarına dayanamaması ve biraz da kıyamaması sonucu annemlerle konuşup eve amiga 500 aldırdı, ama sadece ben oynuyordum.

    sene 2002.

    tabi o zaman makina p4 2.4 256 mb ram 64 mb ekran kartı. akıyor makina, öyle böyle değil.

    fifa 2002 çıkmış, millet deliler gibi oynuyor. hemen gittim aldım. abim de askerden gelmiş, işe başlayacak 1-2 hafta takılıyor. abimin futbol hastası bir beşiktaşlı olduğunu söylememe gerek yok tabi di mi. ben de manyağım ama abim başka. kritik maçları izleyemezdi. odasına kapanırdı. derbilerde yenilirsek o gün odasından çıkmazdı. ama yenersek de asla bağırmaz, ama gözlerini görmeniz lazımdı, pırıl pırıl. delikanlı gibi adam gibi yaşar galibiyet sevinicini.

    neyse, getirdim kurdum makinaya. geldim abimin yanına

    - abi bak fifa 2002 kurdum, oyna istersen biraz.
    + beşiktaş var mı abicim?
    - yok abi
    + o zaman sktr et.

    peki, dedim. okula gittim, akşam eve döndüğümde, bi baktım abim bilgisayarın başında. gözleri dolmuş. allah allah dedim. gittim yanına.

    - abi hayırdır?
    + oğlum baktım ligde yokuz. ingiltere liginde new castle aldım oynuyordum, uefa maçı oldu. bi baktım istanbul adıyla bizimkiler.
    - ee abi?
    + napiyim oğlum, bıraktım baskı yapmadan oynadım, yendiler. yenince de bi sevindiler birbirilerinin üstüne atladılar. mutlu oldum ben de...

    böyle bişeydir işte beşiktaşlı olmak... hakikaten de herkese nasip olmaz...

  • 14. araba sileceği kaldırmak

    hic yapmadigim bi eylemdi. gecen ay bi arac oturdugum sitede benim park yerime park etmisti, icimden olabilir dedim herhalde acelesi vardir. fakat arac tam 5 gun orda kaldi. artik canima tak etmisti, kimsenin ortalikta olmadigi bi vakit usulca arabaya yaklastim ve silecegi kaldirmak icin elimi attigimda silecek elimde kaldi?! ben bir panik. yok takamiyorum. bi yandan cevreme bakiyorm bi yandan silecekle sevisiyorum. en sonunda hic bi sey olmamis gibi silecegi caminin uzerine birakip kactim.
    kaldirmayin silecek falan. riskli is bunlar, havadan mevzu cikacakti.

  • 15. mario gomez

    şu ana kadar attığı 6 golün ikisini sol ayakla, ikisini sağ ayağı ile ikisini de kafa ile atmış olan golcü. *

  • 16. yazarlar seks koçu olsa verecekleri tavsiyeler

    (bkz: sözlüğü sikmekten vazgeçin)

  • 17. 6 ekim 2015 rusya'nın türkiye'yi işgali

    amk adamlar tesla trooperlar tesla tanklar apocalypse tanklarla anamızı ağlatıyo bizimkiler hala köylü basıyo!!!11

    (bkz: oduncu)
    (bkz: emret)
    (bkz: yaparım)

    bu arada güneyden my truck is loaded ve why don't you drive sesleri geliyo. kalabalık yerlerden uzak durun, kesin bilgi yayalım!

  • 18. bir kadının temizlikte kontrolü kaybettiği an

    oha ufkum iki katına çıktı yemin ederim. ne kadar şanslısınız lan en azından böyle anlara şahit oluyorsunuz. ben bildiğin 28 senedir bu anlarla yaşadığım için şaşıramıyorum burada yazılanlara. atıyorum kapı kolu söküp temizleme olsun, avize camı söküp yıkamak olsun, elektrik süpürgesinin kir, pislik biriken deposunu çamaşır suyunda bekletmek olsun falan ben hep normali bu zannediyordum lan. aslında ben "bir kadının temizlikte kontrolü kaybettiği yıllar" başlığına yazsaydım keşke.

    annem bizde evin reisi (yaa taam taam baba sensin reis taam ortamlarda öyle derim) ve o 120 metrekarelik sınırlar içinde 4.güvenlik düzeyi laboratuvar temizlik protokolleri geçerli. sanki buzdolabında domates salçası yerine ebola virüsü var kavanozlarda. yumurtaların durduğu yerde yarım limon değil de sanki dinozor embriyosu var. oturduğumuz yer alelade bi üçlü koltuk değil de sanki sıtma mikrobunun dünyaya yayıldığı yer. öyle bi ortam yaşıyoruz biz yıllardır sürekli kırmızı alarm halinde. hatta sadece ev sınırları da değil daha bizim katta asansörden inince tüm uyarı sistemleri çalışıyor annemin. kapıda karşılayıp uzaktan bi süzer önce o an hemen uzaklaştırabileceği bi pislik var mı diye. elinden gelse domestoslu suyla üstümüzü başımızı iyice bi sürter eve girmeden ama işte hadi biz neyse de misafirler falan alınır diye yapamıyor. yoksa bunun hayallerini süslediğini hepimiz biliyoruz. hele o evde yokken eve birisi gelsin aboooov. bi kere arkadaşları çağırdım da geri geldiğinde nasıl çamaşır suyu basmışsa her yere ayak tabanlarımız şeffaf oldu ailecek ki gelen misafirler evde kahve bile yapamadı, fincanların olduğu dolabı açınca parlaklıktan kör oldu lan arkadaş. 2 hafta oldu hala "her yerde flaşlar patlıyor" diye diye dolanıyor adam.

    dün gece halı sahadan eve döndüm ki halı saha demek annem için amerikan başkanı dahil herkesi devreye sokmak demektir (ama sadece devreye sokar eve sokmaz. çünkü amerikan başkanı ayakkabıyla girmeye kalkar eve. sonra annem obama'nın ayakkabılarının altını çamaşır suyuyla silmeye kalkar al sana diplomatik kriz falan neyse). ben de bunu bildiğimden azcık oyalanıyorum eve gitmeden ki annem uyumuş olsun. neyse kendi evime hırsız gibi girdim parmak uçlarımda. girer girmez yanımda duran gazeteye halı saha ayakkabılarımı koydum pavlov'un köpeği gibi gazete gördüğüm zaman ayakkabımı çıkarıp oraya koyuyorum annem sayesinde artık. banyoya girdim çıktım sessizce. tam odama girdim yatmak üzereyken bi sesler duydum. "hırsız mı lan yoksa? ayakkabılarıyla girmiştir o bi de eve aman allaaam" diyerek çıktım odadan ve banyoda tek gözü kapalı elinde viledalı annemle karşılaştım.

    + anne? napıyosun?
    - banyoyu siliyorum. halı sahadan geldin.
    + anne gece saat 2.30 ya! ne banyo silmesi gözünü seveyim uyusana.

    duşakabine öyle bi domestos sıkışı var ki sanırsın vebalı at yıkandı o banyoda. insan üzülüyor da lan. tamam ne kadar mal olsak da oğlunum yani. 15 dakika yalvardım yapma, etme bu saatte diye. yok kapattı yine kendini dış dünyaya. sadece duşakabinle de yetinmedi oradan banyo raflarını silmeye başladı. hiç kullanılmamış havluları bozup tekrar katladı. "anne o havlunun benim halı sahamla ne alakası var?" diyorum, korku filmlerindeki psişikler gibi suratıma bakmadan "terliklerini giy" dedi bana.

    en sonunda pes edip yatağıma gittim. çarşafımı çok kirletmeden uykuya dalmaya çalışırken bi sesle daha irkildim. kalktım baktım ki çamaşır makinesi çalıştırmış. saat gece 3 lan! halı sahada giydiklerimi atmış deterjanı da basmış, kan donduran bi gülümsemeyle onları izliyor. "anne?" diyebildim sadece. gözünü makineden ayırmadan "terliklerini giy!!" diye bağırdı bana. artık mücadele edemeyecektim odama kaçarak cenin pozisyonunda uykuya daldım. sabah 7'de kalktığımda halı sahada giydiğim tüm kıyafetler yıkanmış, kurutulmuş, ütülenip katlanmıştı. korkudan tir tir titreyerek hazırlandım, çıktım evden kulaklarımda hep aynı sesle; "terliklerini giy!".

  • 19. semizotu deniz börülcesi ebegümeci seven insan

  • 20. zaman gazetesinin ilginç reklamı

    ilk başta fırtına var, sonra güneş. baş harfleri nedir? f ve g.

    anladınız siz onu.

  • 21. akp döneminde türkiye'nin 13 yıl ilerlemesi

    akp'yi çekemeyen adilerin görmemekte ısrar ettiği gerçek. fakat biz şimdi bu müthiş ilerlemeyi inşallah gözlerine sokacağız. şöyle ki;

    akp iktidara geldiğinde yıl 2002 idi.
    peki şu anki tarih? evet 2015.

    2015-2002 = 13

    evet tam 13 kocaman yıl. işte yeni türkiye'nin gücü. akp sayesinde tam tamına 13 yıl ilerlemiş bulunuyoruz. allah akp'nin yar ve yardımcısı olsun.

  • 22. kapanmadı diye 4 yaşındaki kızını öldüren baba

    hindistan'da, yemek yerken başını kapamayı unutmak gibi affedilemez bir suç işleyen kızını döve döve öldüren müslüman babadır. adı cafer hüseyin'dir.

    fakat tabi ki gerçek islam bu da değildir. bunlar hep batının oyunlarıdır, müslümler ise sevgi pıtırcıklarıdır. allahuakbar!

  • 23. 6 ekim 2015 kyk borçlarının affedilmesi

    aradığınız hayale şu an ulaşılamıyor,lütfen daha sonra tekrar kurunuz..

  • 24. 6 ekim 2015 rus mig 29'ların türk f 16'ları tacizi

    savaş uçakları barış zamanında mecbur kalmadıkça radarlarını açmazlar. bunun sebebi şudur: radar açıldığı anda elektromanyetik yayın yapar. bu yayının kendisi, temel özellikleri, radarın kapasitesi ve performansı hakkında bilgiler sunar.

    eğer elektronik istihbarat* sistemleriniz ile bu yayını tespit edip kaydeder ve bunlardan bir kütüphane oluşturursanız, söz konusu radarı kör etmek ya da yanıltmak için teknik, taktik ve sistemler geliştirebilirsiniz.

    5 ekim günü 5 dakika 40 saniye, 6 ekim günü ise 4 dakika 30 saniye radar kilidinin muhafaza edilmesi demek, türk f-16'larının üzerine bu sürelerde söz gelimi el fenerinin tutulmuş olması demektir. bu süre içinde de muhtemelen bölgedeki türk ve nato elint sistemleri gözlerini kulaklarını açmış olmalılar.

    eğer bu kilitleri atan suriye mig-29'ları ise bu, suriye pilotunun şapşallığını gösterir. dahası ruslar da suriyeliler'e güvenip daha büyük maceralara atılmamaları gerektiğini anlamış olmalılar. zira böyle bir zamanda böyle bir acemilik yapan kuvvetten bir cacık olmaz.

    eğer bu kilidi atan rus su-30'u ise, ki bu uçak şu anda rus hava kuvvetlerinin en yeni ve en modern jetidir, bölgedeki rus pilotların gerçekten gerizekalı olduğunu gösterir. bir şey yapmamıza gerek yok, kendi kendilerine takılsınlar.

    4 dakika, 5 dakika, bunlar hava muharebesi için olağanüstü uzun süreler. su-30'daki aesa radar için bile bu sürelerde f-16 gibi görece küçük bir hedefte kilit tutmak çok zordur. burada esas alkışı hakeden, bu kadar uzun süre üstünde kilidi muhafaza ettirtmeyi başarmış, son derece sinir bozucu bu süreçte soğukkanlı biçimde yem rolünü başarıyla oynamış türk pilotlarıdır.

    bu "taciz"lerden mesajı alması gerekenler almıştır muhtemelen...

  • 25. kürdistan diyerek yaşamına son veren genç

    teşekkür ettiğim gençtir. uğraştırmamıştır.

  • 26. 6 ekim 2015 chp'nin eğitim konusunda verdiği ayar

  • 27. başrol oyuncusu olmak istenilen film

    ilk russian institute diyeni dovelim.

  • 28. yılmaz özdil'in 6 ekim 2015 tarihli yazısı

    neotürkiye'nin panzehiri hafızadır.

    yılmaz özdil işte bunu yapıyor, hafızaları tazeliyor ve bunu yaparken her zaman kapsamlı, her zaman hatırlanabilen travmaları kaşıyarak yapıyor.

    gene çok başarılı, çok hatırlatıcı bir yazı olmuş. önümüzdeki 10 yıl içerisinde dönem dökümanı niteliği olan bir yazı.

  • 29. çin'in de suriye savaşına dahil olması

    kamber de gelmiş, halayın artık başlayabileceğinin işaretidir.

  • 30. zaman gazetesi pkk propagandası

    insanı zorla zaman'a abone yaparsınız lan!

    bir başlık açıyorsun, açtığın başlıkta verdiğin bir örnek yok. sığ bir yorumla bizi ikna etmeye çalışıyorsun.
    ben propaganda yapıyor/yapmıyor noktasında değilim. tüm medyanın içine tüküreyim de, böyle ak-it ağzıyla açtığın saçma başlıklarla gelme bana!

  • 31. ankara

    ankaralı olmayan biri olarak şu kadarını söyleyebilirim.

    bursalıyım, istanbul'da yaşıyorum, 6 sene ankara'da yaşadım.

    7 senedir ailemden ayrıyım, ailemi çok seviyorum. hem anne baba abla üçlüsünü, hem anneanne dayı yengeler teyze falan topluluğunu. annem babamdan ayırt edemeyeceğim kadar çok seviyorum hepsini.

    ben son 7 senede bir kez olsun ailemi özlediğim için ağlamadım. ama ankara'yı özlediğim için ağladım. şu an istanbul'da yağmur yağıyor ve ben istiklal'in yağmur yağarken görünen kalabalığını izlemek istemiyorum mesela. ayrancı'da, şimşek sokakta olmak istiyorum. bakkal mehtap ablanın sokağın başında beni görüp "kuzum dükkana koş sıcak çikolata yapıyorum" demesini özlüyorum.

    insanların deniz olmaması sayesinde boş boş denize bakmak yerine birbirlerine bakıp, birbirlerini tanıyıp geçirdiği vakitten keyif almasını özlüyorum. gençlik parkındaki otobüs durağı karmaşasını özlüyorum. karanfilde her sokakta başka bir dünyanın olmasını özlüyorum. bir sokakta fal baktıran liseli gençler, bir sokakta rakı sarhoşu insanlar, bir sokakta metal müziğin dibine vurmuş insanlar, bir sokakta el ele yağmurda yürüyen çiftleri özlüyorum.

    o her başka şehirlinin "bu muydu kuğulu park denen yer yeeea, minicik bir yer burası. bu mu abartılıyormuş ahahah" dedikleri, dedikleri an ağızlarına kürekle vurma isteği uyandıran o insanların ağzına bile yakışmayan kuğulu parkı çok özlüyorum. kışı da yazı da bir başka oranın ama, her mevsimde orada türk kahvesi içmeyi özlüyorum.

    iş arkadaşlarımı özlüyorum. insanların burada kibarlıktan kırılmaya çalıştıkları, sürekli "kınıştıklırınızı dikkıt idin bıyın vır bırda" dedikleri iğrenç yapmacıklıkta boğulmak yerine, onların "naber la amınakoduğum" samimiyetlerini özlüyorum.

    orayı sevmek için oralı olmaya, orada okumaya falan gerek yok. sevmemek için de. bir şeyi ya seversin ya sevmezsin. sebepler herkese göre değişir.

    ankarada uzun dönem yaşamamış kimse ankarayı çözdüğünü iddia edemez. kaldığım 6 senenin ilk 6 ayında ergenliğe geri dönüp her gün rimellerimi akıta akıta "bu şehirden nefret ediyorum" diye ağladığımdan biliyorum.

    ben bursalı olup "nerelisin" sorusuna "ankaralıyım" cevabı verecek kadar çok seviyorum o şehri.

    tanım: türkiye'nin taşşehiri.

  • 32. recep tayyip erdoğan

    ur...

    bildiğin ur lan! tümör yani.

    habis... yani kötü huylu metastaz yapıyor, yayılıyor. kendini kopyalayıp, kendinden daha küçük ve ucuz kopyalarını saçıyor her yere. osmanlıyı bitiren, ortadoğuyu bok çukuru haline getiren ve nesillerdir değişmeyen problemlerimizin semptomu. yaklaşık 18 milyon küçük kopyasıyla anadolunun kanseri...

    bir hastalıkla mücadele etmenin, iyileşebilmenin ilk ve kesin şartı onu kabullenmektir. hiç bir kanser hastasını "aman morali bozulmasın" diyerek hastalığıyla yüzleştirmeden aspirinle iyileştiremezsiniz.

    biz süper güç değiliz, merkel erdoğana aşık değil ya da üçüncü köprüyü kıskanmıyor, dünyanın en güçlü 3. ordusu bizimki değil. büyük devletlerin iş bağladığı, ihale kopardığı ve kredisi her gün biraz daha düşen zavallı bir ülkeyiz.

    eğitim sistemimiz fecaat ve akp döneminde iyice içine sıçıldı. insanımız kafasını dizi-survivor-ses yarışmları-kadın programları arasından çıkarıp etrafa bakmıyor bile.

    siyasilerin ağzında sakız "ayy doksanlara dönmeyelim" iyi de güzel kardeşim sen 2010-2020 lerin kafasiyla yonetmiyorsunki ülkeyi! doksanlarin hükümetisin sen doksanlara donmemek için ne yaptın?
    seçim barajını mı düşürdün?
    eğitim kalitesini mi arttırdın?
    üretim odaklı bir ekonomi mi yarattın?
    vergilerimi düşündün?
    uluslararası piyasada yükselen markalar mı ortaya koydun?
    naptın abi bi deyiver allah aşkına!

    bizim vergilerden 1.5 katrilyonluk saray yaptırdın, 8 katrilyon tl örtülü ödenek harcaması yaptın bunları mhpliler mi yaptı? chpliler mi yedi bu paraları? seçim barajını dusurecektin de hdpliler mi engel oldu? yerli ilaç fabrikası kurdun da geziciler mi bombaladı?

  • 33. 6 ekim 2015 istanbul depremi

    depremi şaka zanneden bir gerizekalının sıçtığı tahmindir.

  • 34. çayı şekersiz içenlerdeki kaşığı iade etme tribi

    tabakta kalıp, ıslanıp zayi olacağına değerlendirilsin diye şekeri geri veririm, hazır elim değmişken kaşığı da veririm. trip değil, siz malsınız.

    debedit: yıllardır okuyorum, yazıyorum, debe'ye evvelsinde girmiştim tabi de, ilk defa iki gün üst üste debeye girmenin keyfi de ayrı oluyormuş. mahallenin genç ve yeni seçilmiş muhtarı gibi dolaşıyorum evde. şimdi reklamlar:

    efsanecubuklu.com'da forma kültürü, forma tarihi, forma haberleri, forma istatistikleri gibi çeşitli yazılar yazıyorum. ismine takılıp da fenerbahçe sitesi sanmayın, içeride herkes var, herkes burada. twitter - @efsanecubuklu01'dan anlık forma haberleri ve forma fotoğraflarına da ulaşabilirsiniz, çok güzel şeyler paylaşıyoruz, buyrun gelin, desteğinizi esirgemeyin. efscub*** ailesi'nin üvey evladı olan instagram - @efsanecubuklucom'a da bekleriz.

    şöyle bir şey de var, elimizden geleni yapalım: (bkz: şehit selahaddin esin ilkokulu yardım kampanyası)

  • 35. tuvalette yaşanmış en mutlu an

    geçirdiğim perianal fistül + hemoroid ameliyatlarından sonra ağrısız sızısız kansız sıçabildiğim o muhteşem an.

    dünyadaki en muhteşem orgazmı 100 ile çarpın lan ahaha.

  • 36. türkiye'nin yetiştirdiği en büyük sporcu

    istatistiksel olarak semih saygıner'dir

  • 37. rusya türkiye'yi işgal ederse olabilecekler

    yiğit bulut'tan 2 tabancam binlerce mermim var ben ölmeden putin'e kimse dokunamaz açıklaması beklerim.

  • 38. 6 ekim 2015 yuri'nin intikamı

  • 39. güzel seviştiği tahmin edilen ünlüler

    yillardir kimse doymadigina gore;

    (bkz: rte)

  • 40. trafik ihlallerinde whatsapp'tan şikayet dönemi

    -uyudun mu?
    +kimsin kardeşim
    -geçen ihlali çekip gönderdim ceza yazmamışsın, uyudun mu?
    +uff snne be slk

  • 41. yaran facebook durum güncellemeleri

    esad'ı esed, putin'i potin yaparak dış politika yürütmek gerçekten çok zekiceydi. barack'tan ne yapacaklar acaba?

    yazıldıysa özür dilerim...

  • 42. salih uçan

    daha geçen hafta lig maçında asist yapan adama, cahiller ve kör fanatikler pek tabii ki bir maç bile forma girmedi diyecekler..

    çünkü bu ülkede bilgi yoktur..
    bilmemek vardır.
    fakat buna rağmen fikri olmak vardır.

    ve hatta, bilmediğini bilmemek vardır..

  • 43. mario gomez gs'de oynayacak kapasitede değil

    gs derken golden state'den bahsediliyor sanırım. bence stephen curry ile iyi bir ikili olabilir gomez.

  • 44. foolish casanova'ya asılmış efsane nesil

    şu an takribi 25-28 yaş aralığında olup, nesillerin en efsanelerinden biridir.

  • 45. 6 ekim 2015 green card sahibi olmam

    günümü şenlendiren harika haber. sözlükteki dostlarımızın böyle güzel şeyler yaşaması bizleri de sevindiriyor elbette. ben de şu günlerde çok keyifliyim. nijerya'dan çok büyük miktarda miras kalmış, onun işlemleri için 1000 euro gönderdim afrika'ya. kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez diyerek altıma araba çektim, krediyle ev de aldım. keyfim yerinde şu ara. insan hayata pozitif bakınca aşk hayatı da bundan olumlu etkileniyor tabii: bulgaristan'dan bir kadın aradı, bayağı iyi anlaşıyoruz. onun için de yol parası gönderdim, önümüzdeki hafta yanıma geliyor inşallah.

  • 46. dolar

    kemalistlerin ödünü kopartan kurmuş. ağzına sıçtığımın gerizekalısı. dolar 2.10'dan 1 yılda 3 lirayı gördü hala ne konuşuyorsun lan?

  • 47. deniz börülcesi aldatmacası

    beyler, kusura bakmayın ama deniz börülcesi kolpanın önde gidenidir, rakı-meze dünyasının yossi kohen'idir.

    hayır bakıyorum, sözlükte bahsi geçince "mmhh ege'yi özleten lezzet".. ne egesi lan? içeriden bildiriyorum, burada kimse deniz börülcesi bilmiyor? pazarda gezerken görüp de "şunu alıp akşama pişireyim" diyen ev hanımı, "annem deniz börülcesi pişirse de yesek" diyen ege çocuğu yoktur. zira haşlayıp salatasını yapmak dışında bir yöntem mevcut olmadığından fazla ekonomik değeri bulunmaz. "bi tencere pişireyim bütün aile yesin" olayı mümkün değildir. bunu sadece birkaç kıyı kasabasında restorancılar, meyhaneciler bilir, o sebepten meze olarak tüketimi vardır. halihazırda başlıca tarifi olan zeytinyağı-limon-sarımsak üçlüsü, ince kıyılmış odun taneciklerini bile zevkle yenecek hale getirmeye yarayan mucizevi bir formül olduğundan lezzetini fazla ciddiye almamak elzemdir.

    buralarda bilinen, sevilen ise börülcedir. başlığı okuyunca çoğu yazarın deniz börülcesiyle hakiki börülceyi karıştırıp başlık altında methiyeler düzdüğünü fark edeceksiniz zaten. börülce, yani baklagillerden olan, deniz börülcesinin aksine türlü türlü pişirme seçeneğine sahip olup, ege insanı tarafından hastalık derecesinde tüketilmektedir. haşlayıp salatası, zeytinyağlı yemeği, ekşilemesi, kurusundan acılı ekşilemesi, eriştelisi.. ege'nin her yerinde kurutulup kışın tarhana çorbalarına katılarak bolca yenir mesela. bizim bildiğimiz börülce budur. candır, can.

    ama sen. sen istanbullu dostum. yılda bir defa atlayıp bodruma, çeşme'ye geliyorsun, ondan sonra çay tabağı kadar deniz börülcesine 20 lira bayılıp "mmfh ege lezzeti, bodrum'u özledim".

    demek kaya koruğu falan yedirsek götünüz tavana vuracak lan? deniz börülcesiymiş. la yürü git.

    bu da bilmeyenler için;

    http://www.yemekmutfak.com/…3/sen-neymissin-borulce

    aha bu da deniz börülcesi, bok;

    https://tr.wikipedia.org/wiki/deniz_börülcesi

  • 48. cumhurbaşkanının asansörde kalması

    biri bu yükselişe dur demeliydi.

  • 49. fenerbahçe'lilerin yandexi ihya etmesi

  • 50. iki kadın arasında kararsız kalmak

    manavdan karpuz mu alıyorsun be erkek orospusu denilen.